TEK KİŞİLİK İKİLEM

Hayatınızda en büyük ikileminiz nedir diye sorulsa, her insan farklı cevaplar verirdi. Mesela, “Geçmiş ile gelecek arasında kurulu olan köprünün, neresinde durduğumuz” derdim ben Bu köprüde bazen keskin ikilemler yaşar insan. An gelir geçmişteki yaşam tecrübelerin mantığının rehber ilkesi olur, an gelir geçmişteki anıların bugününe etkin bir duygu yaratır. Duygumuza yön kaynağı olur.

***

Peki, biz bunun neresinde kalıyoruz? Duygularımızın en hissiyatlı anları anılarımız belki, gözlerimizde fotoğraflanan geleceğe yeşerttiğimiz umutlarımızla birlikte kat ettiğimiz yollar bugünlerimizin en değerli eylemi.

Bazen, yaşadığımız anları dile getirmekte ifadelerimiz kısa kalır… En çok da senin için en büyük anlamı ifade eden gönlünde yoğurulmuş sevgilerde, seni gülümseten, yaşama daha ılımlı baktıran. Yaşam enerjini yükselten sevgilerde. Çünkü yaşam enerjimiz sevgiden ileri gelir. Sevgi iç dünyamızın temel yapı taşlarıdır. Yaşamımızı kolaylaştırır, bakış açımızı değiştirir çoğu şeye…

***

Temeli sağlam kurulmuş sevgiler, yüreklerimizin en değerli hazinesi… Sevgi duygunu yitirirsen, her duyguna gölge düşer.  Umudu tükenmiş duyguların sarar hani benliğini. Duygularını çepeçevre kuşatan olmazlıklarının hüznü titretir ruhunu. Bitmeyen belirsizlik serüveni koşarken peşinden, gönlün anılarına dargındır, anıların yarınlarına. Günlerin gecene karışıyor belki, gecen günlerine. Gecenin sessizliği günün hissizliği sarar yüreğini.

***

Yaşamının zarfında ummadıkların çıkar yarınlarına. Gönlün bir umut bezesi soluklanır ümitlerine… Haydi diye çağırdığın hislerine, bir anda yabancı oluverir gönlün.

Yabancılaşırsın kendi dünyana, benliğine, en çok da yüreğine. Gözlerinden bir dünya seçersin içine, derin derin bakarsın uzak diyarlarına. Saklı kalmışlıklarının dergahına uğrar gönlün. Bir bilinmezlik vapuruna biner gidersin içinden. İçinden göçenler oldu vaktiyle. Uğurladı yüreğin haliyle.

***

Amma bir de uğurlayamadıkların, işte yaralar sarar benliğine. Hakkıyla ağırladıklarını hakkıyla uğurlayamazsın. Yüreğinin kalıcı adresine yerleşmiştir o hislerin. Siyahı beyaz, alları ak gösteren yüreğine veda edemezsin. Çırpınırken ruhun, kanatsız sevdalarda. Bir yürek kanat istersin ruhuna, tutunacağın bir dal, başını okşayacak bir şefkat ister ruhun. Sevginin tutkunun şefkati.

SON SÖZ

Yüreğinin derinliklerinde biriktirdiğin duygularından, bir yol çizersin rotan emeğindir. Emek verdikçe büyür sevgi. Emek verirsen sularsın aşkı ruhunda. Emek, emek verdikçe işlenir ruhuna nakış nakış sevgi vazgeçtiğin hislerin karşına çıkıverir bazen. Bitti dediğin duyguların, benliğinden vurur seni. Bir kaçış şehri ararsın yüreğine. Lakin yine de dünyanı değiştirsen ne çare. Gidersin yine gönlüne, yine yüreğine, yine yüreğindekine.