TCMB: Firma temerrüt oranları ılımlı seyretti
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın blog sayfası Merkezin Güncesi'nde yer alan analizde, firma temerrüt oranlarının, parasal sıkılaşma adımlarının kademeli atılması ve reel sektörün azalan yerli-yabancı para borç yükü nedeniyle ılımlı seyrettiği bildirildi.
TCMB Veri Yönetişimi ve İstatistik Genel Müdürü Yusuf Kenan
Bağır, Yapısal Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürü Ünal Seven ile Ekonomist
Ertan Tok tarafından hazırlanan "Parasal Sıkılaşma Dönemlerinde Firmaların
Temerrüde Düşme Davranışları Nasıl Farklılaşıyor?" başlıklı analiz
yayımlandı.
Parasal sıkılaşma dönemlerinde finansal istikrarın gözetimi
açısından yakından takip edilen göstergelerin başında firma temerrütlerinin
geldiği belirtilen analizde, "Bu yazıda, farklı parasal sıkılaşma
dönemlerinde firma temerrütlerinin gelişimini inceliyoruz. 2023 yılı haziran
ayında başlayan sıkılaşma döneminde firma temerrütlerinin ölçek ve sektör
bazında değişimlerine ve finansal borçluluğun rolüne ilişkin çıkarımlarda bulunuyoruz"
ifadeleri kullanıldı.
Analize, tarihsel olarak, ticari kredi faiz oranlarının 2018
ve 2023 sıkılaşma dönemlerinde yükseldiğinin görüldüğü aktarıldı.
Buna karşın, 2018 sıkılaşma döneminde artan TGA'ların 2023
sıkılaşma döneminde görece düşük seyrettiği vurgulanan analizde, şunlar
kaydedildi:
"TCMB para politikası faizi 2018 yılı haziran ayı
sonrasındaki dört ay içerisinde yüzde 8’den yüzde 24 seviyesine çıkarılmış ve
Temmuz 2019’a kadar bu seviyede tutulmuştu. Politika faizindeki artışla eşanlı
olarak sıkılaşma öncesi yüzde 17,9 seviyesinde olan ticari kredi faiz oranları
yüzde 35 seviyesine çıkmıştı. Bu sıkılaşma döngüsünde ticari kredi TGA
oranlarının hızla yükselişe geçtiği ve sıkılaşma öncesi dönemdeki yüzde 3
seviyesinden 2019 yılı sonuna kadar yüzde 6 seviyesine çıktığı görülüyor. İçinde
bulunduğumuz sıkılaşma döneminde ise ticari kredi faizlerindeki yükselişe
karşın TGA oranları yüzde 1,5 seviyesinde. Bu ayrışmada, iki dönem arasındaki
faiz artışlarının zamanlaması, enflasyon seviyesi, kur değişimleri ve
jeopolitik gelişmeler gibi makro faktörlerin yanında, firma ve sektör spesifik
özelliklerin de belirleyici olduğunu değerlendiriyoruz."
Analizde, şu değerlendirmelere yer verildi:
"İki sıkılaşma döneminde temerrütlerde gözlenen
ayrışmanın firma özellikleri ile ilişkisini göstermek amacıyla, firma bazlı
yaşlandırma analizleri yapıyoruz. Yaşlandırma analizi, temel olarak belirli bir
dönemde sağlıklı olarak tanımlanan firmaların, sonraki dönemde temerrüde düşme
oranlarını gösteriyor. Analizde öncelikle faizlerin yatay seyrettiği 2014 haziran
sonrası dönem referans olarak tanımlanıyor. Bu dönemde temerrüde düşen
firmaların oranının 16 ayda yüzde 5’e yaklaştığı görülüyor. 2018 parasal
sıkılaşma döneminde ise sağlıklı firmalardan temerrüde düşenlerin oranının
2014-2015’le karşılaştırıldığında daha yüksek olduğu görülüyor. Ayrışma, faiz
artırımının başladığı aydan 6 ay sonra belirginleşmeye başlıyor."
Sağlıklı firmaların yüzde kaçının analiz başlangıç
tarihinden 16 ay geçtikten sonra temerrüde düştüğünün firma ölçeği ve borçluluk
düzeyi kırılımında özetlendiği bildirilen analizde, firmaların ölçek
bakımından, mikro, orta ve büyük olmak üzere 3 gruba; borçluluk düzeyi
bakımından da firmanın kredi bakiyesini net satışlarına oranlayarak düşük, orta
ve yüksek olmak üzere üç gruba ayrıldığı belirtildi.
Analizde, para politikasında sıkılaşmanın başladığı Haziran
2018-Eylül 2019 ile faizlerin yatay seyrettiği Haziran 2014- Eylül 2015
dönemlerinin firma temerrütleri borçluluk ve ölçek açısından
karşılaştırıldığında, temerrüt artışının yüksek borçlu orta ve büyük ölçekli
firma grubunda daha belirgin olduğu görüldüğü kaydedildi.
"REEL SEKTÖR
FİRMALARI VE BANKACILIK SEKTÖRÜ KREDİ TEMERRÜTLERİNE KARŞI DAHA DAYANIKLI"
Bulguların borçluluk ve temerrüde düşme olasılığı arasında
pozitif bir ilişki olduğunu ve bu ilişkinin faizlerin artmaya başladığı
dönemde, yatay seyrettiği döneme kıyasla daha güçlü olduğunu gösterdiği
aktarılan analizde, diğer bir ifadeyle, temerrüdün borçluluğa olan
duyarlılığının yüksek faiz patikası ortamında daha da yükseldiği ifade edildi.
Analizde, buna bağlı olarak, yüksek borçluluğa sahip
firmaların 2023 yılı haziran ayında başlayan faiz artırım sürecine diğer
firmalara kıyasla daha olumsuz tepki vermesinin beklenebileceğine işaret
edildi.
Kullanılan karşılaştırma dönemleri ve mevcut faiz patikası
dönemi arasında ekonominin ivmesi, faiz oranlarındaki değişim oranı, bankaların
risk yüklenme kapasitesi ve reel sektör borçluluğu açısından farklılıklar
mevcut olduğu vurgulanan analizde, "Örneğin, reel sektör borçluluğu ve
mevcut TGA oranları enflasyon etkisiyle birlikte önceki dönemlere kıyasla 2023
parasal sıkılaşma döneminde oldukça düşük seviyede. Ayrıca, 2018 dönemiyle
karşılaştırıldığında, reel sektörün döviz pozisyon açığı da oldukça azalmış ve
kur şoklarına karşı dayanıklılığı artmış durumda. Bu açılardan, bankaların
kredi riski taşıma kapasitesinin, firmaların da borç taşıma kapasitesinin
karşılaştırılan dönemlerin üzerinde olduğunu söylemek mümkün. Bu durum, reel
sektör firmalarının ve bankacılık sektörünün kredi temerrütlerine karşı daha
dayanıklı olduğunu gösteriyor." değerlendirmelerine yer verildi.
Firma temerrütlerinin 2023 yılı haziran sonrası ve 2018-2019
dönemlerinde farklılaşmasını göstermek amacıyla yaşlandırma analizinin 1
Haziran 2023 - 31 Ağustos 2024 dönemi için genişletildiği aktarılan analizde,
şöyle devam edildi:
"Mayıs 2023 itibarıyla sağlıklı olarak tanımlanan
firmaların temerrüt gelişimini önceki dönemlerle karşılaştırdık. Buna göre,
2023 mayıs ayında sağlıklı olan firmaların takip eden aylarda temerrüde düşme
oranları 2018- 2019 temerrüt oranlarından ve faizlerin artmadığı 2014 haziran
sonrası dönemde gerçekleşen oranlardan belirgin şekilde daha düşük seyrediyor.
Ayrıca, gerçekleşen temerrüt oranı ve temerrüde düşme hızı mevcut dönemde
oldukça olumlu seyretmekte. Sektörel seviyede bakıldığında da 2023 dönemindeki
olumlu ayrışma oldukça belirgin ve sektörler arasında homojen bir görünüm arz
ediyor. Özetle, firma temerrüt oranları, parasal sıkılaşma adımlarının kademeli
atılması ve reel sektörün azalan yerli-yabancı para borç yükü nedeniyle ılımlı
seyrediyor. Bununla birlikte, firma temerrüt oranları fiyat istikrarı ve
finansal istikrar açısından yakından takip edilmesi gereken göstergelerden biri
olmaya devam ediyor."
AA