TBMM Başkanı Kurtulmuş: Yeni bir Anayasa TBMM’nin ödevlerinden biridir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, “Yeni bir Anayasa TBMM’nin ödevlerinden biridir. Sivil, demokrat, katılımcı, güçler ayrılığı prensibini bütünüyle benimsemiş, Türkiye’nin gerçeklerine uygun ve milletimizin ihtiyaçlarını karşılayacak bir Anayasa çalışmasının yapılması zorunludur” dedi.
Kurtulmuş, 28'nci Dönem 2. Yasama yılını değerlendirdi.
Kurtulmuş, 28. Yasama döneminde iki bin 442 kanun teklifi verildiğini
hatırlatarak, “Halihazırda Genel Kurul gündeminde 76, komisyonlarda ise 2 bin
153 kanun teklifi bulunmaktadır. Yine bu yasama dönemi içerisinde 4 kanun
teklifi, Cumhurbaşkanı tarafından TBMM'ye sunulmuştur. 28'nci Yasama
Dönemi'nde, toplam 73 kanun kabul edilmiş, 54 TBMM Başkanlığı kararı
alınmıştır. 28'nci Yasama Döneminde, Genel kurul ve komisyonlarda 468 birleşim
gerçekleştirilmiş. Toplam bin 512 saat 49 dakika toplantı yapılmış ve bu
çerçevede 55 bin 459 sayfa tutanak tutulmuştur” ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, Genel Kurul yaralayıcı sözlerin ve kavga
görüntülerinin çıkmasından ötürü rahatsızlığını ifade ederek, “Bu anlamda bu
görüntülerin TBMM'ye, Türkiye siyasetine yakışmadığının bir kere daha altını
çizmek isterim. Bütün milletvekili arkadaşlarımızı, bu konuda daha hassas
davranmaya davet ediyorum. Ayrıca hemen dönemin başında; parti gruplarına
yapacağım ziyaretlerde de dile getireceğim konulardan birisi de budur” diye
konuştu.
Kurtulmuş Anayasa konusunda şöyle konuştu:
“Yeni bir Anayasa TBMM’nin ödevlerinden biridir. Sivil,
demokrat, katılımcı, güçler ayrılığı prensibini bütünüyle benimsemiş,
Türkiye'nin gerçeklerine uygun ve milletimizin ihtiyaçlarını karşılayacak bir
Anayasa çalışmasının yapılması zorunludur. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yasama
yılında, bu konuyla ilgili olarak bütün siyasi partilerle temaslarımızı
sürdürdük. O günkü şartlar içerisinde kategorik olarak hiçbir siyasi parti,
kapıyı kapatmadı. Zaten görüşmelerine başlamadan evvel parlamentoda grubu
bulunan ya da temsil edilen bütün siyasi partilerin, parti metinlerini
inceledik. Hepsinde ya, 'Yeni anayasa' tabiri ya da, 'Anayasanın köklü bir
değişiklik yapılması talebi yer alıyor. Dolayısıyla parlamentoda bulunan siyasi
partilerimizin tamamı anayasa konusunda; ya parti programlarında ya seçim
beyannamelerinde bu zorunluluğu dile getirmiş vaziyettedir. Dolayısıyla bundan
sonra da, bu zemini gerçekten demokratik üslup içerisinde tartışmaya açık
tutulması ve bu müzakerelerin gerçekleştirilmesi için üzerime düşen sorumluluğu
yerine getirmeye gayret edeceğim.”
Kurtulmuş, Anayasa’nın içeriğine ilişkin görüş beyan
edilmediğini hatırlatarak, “Sadece yönteme ilişkin ve tüm partilerin katıldığı,
katılımcı ve bütün Türkiye'yi kapsayan, kuşatıcı bir anayasanın yapılması gerektiğinin
üzerinde durduk. Bu çerçevede ilk 4 madde konusunda, parlamentomuzda temsil
edilen partilerimizin hemen hemen tamamına yakınının herhangi bir iddiasının,
teklifinin ya da bir sorununun olmadığını görüyoruz. Bundan dolayı ilk 4 madde
hakkında yapılacak herhangi bir tartışmanın, sadece lüzumsuz gerilimlere ve
zaman kaybına neden olacağını ifade etmek isterim. Dolayısıyla, Anayasa
tartışmalarının şeffaf bir zemin içerisinde yapılması herhalde en hayati
hususlardan birisidir. Ayrıca Parlamentoda grubu bulunan ve temsilcileri
bulunan partilerin görüşlerinin alınması ve bu sürecin açık bir şekilde
yürütülmesinin yanında üniversitelerin, hukuk camiasının, sivil toplum
kuruluşlarının görüşü olan bütün kesimlerin, 'Biz de bu konudaki teklife
sahibiz' diyen bütün kesimlerin görüşlerinin alınacağı, süre biraz uzun
olabilir ancak bu tartışmaları olgunlaştırılacağı bir dönemin yürütülmesini
TBMM Başkanlığı olarak kendi yükümüz sayıyoruz” şeklinde konuştu.
Rusya ziyaretinde Türkiye’nin BRICS başvurusunun da gündeme
geldiğini söyleyen Kurtulmuş, “Türkiye'nin de böyle bir platformun içerisinde
olmasına müspet baktıklarını gördük. Ancak tabii BRICS, dünyada şu anda var
olan ve yıllardır devam eden oluşumlar gibi, netleşmiş, kesinleşmiş bir oluşum
olmadığı aşikardır. Henüz bir platform şeklindedir, öyle görmek lazım. Gelişme
potansiyeli olan, ekonomileri ve nüfusları itibariyle dünyanın önemli
bölgelerinde bulunan güç merkezleri özelliğine kavuşmak üzere olan bazı
ülkeleri temsil ediyor. Bunun nasıl gelişeceğini ve ilerleyeceğini biz de zaman
içerisinde göreceğiz. Ama Türkiye'nin çok taraflı diplomasinin bir gereği
olarak, bugün bile aynı anda birden fazla yerle ilişkisini sürdürebilen bir
ülkedir. Türkiye'nin bütün bu ilişkileri sürdürürken tekrar söylüyorum; Türkiye,
ne doğunun ne batının ne kuzeyin ne güneyin paraleline ya da peykine düşecek
bir ülke değildir”
İsrail’in Lübnan’a gerçekleştirdiği saldırıda hayatını
kaybeden Nasrallah ile ilgili sosyal medya paylaşımına ilişkin olarak
Kurtulmuş, “Bu açıklamayı kendi inisiyatifim dahilinde yaptım. Şunu söyleyeyim;
İsrail'in bu tavrı karşısında herkesin şunu görmesi lazım. İsrail bu
Filistinlidir, Arap'tır, Acem'dir, Türk'tür, Sünni'dir, Şii'dir. Hatta ve hatta
bu Hristiyan'dır, Dürzi'dir diye ayırt etmiyor. İsrail bu bölge halklarının
tamamına karşı bir savaş yürütüyor. Keşke bu meczup tavrı bıraksalar, bundan
memnun oluruz. Ama herkese karşı ve bir devlet adabı içerisinde, devlet
anlayışı içerisinde davranmıyor. Terör örgütü gibi davranıyor" şeklinde
konuştu.
Can Atalay konusunda Kurtulmuş, “Hukuken meselenin bundan
sonraki kısmı hukuki süreçlerle ilgilidir. Sonuç almak bakımından Meclis'in bu
aşamada yapabileceği bir şey yoktur" ifadelerini kullandı.
İHA