TAZE ANNEDEN
Merhaba kıymetli anne, ya da anneliğe hazırlanan güzel kadın. 9 aylık bir maceranın içerisindesin. Belki de bu macerayı tamamladın ve o büyük buluşma gerçekleşti. Mucizenle kucaklaştın. Normal doğumla veya sezeryanla bir şekilde dünyaya canından can getirdiğin yavrun artık sana muhtaç bir bebek.
***
Biliyorum, kafan çok karışık, şimdiye kadar okuduğun kitaplarda ki bilgiler tamamen hafızandan silindi. Tecrübeli ebeveynlerden dinlediklerinde aklından uçup gitmiş olabilir. Önceliğin sakin kalmak. Unutma sen annesin. Şimdi önünde 40 günlük bir süreç var. Evet, lohusalık dönemi. Neden lohusalık dönemi demişler? Bunun bir sebebi var elbette ki.
***
Aslında bu dönem doğumdan sonra anne vücudunda meydana gelen değişikliklerin doğum öncesi haline geri dönmesi sürecine verilen bir isim. Kısacası hormonlarımızın değiştiği bir dönem. Bu süreçte etrafındaki kim var kim yoksa, özellikle de eşinden istediğin yardımı alabildiğin kadar almalısın. Bu süreçte bütün ilgi ve sevgi bebeğine odaklanmış olsa da unutma sen değerlisin.
***
Şimdi gelelim beslemeye. Anne ve bebek arasında ki ilk bağ bir annenin bebeğini beslediği andır. O anda başlar aslında sevgi, şefkat, koruma içgüdüsü ve daha bebeğine karşı hissettiği tüm güzel duygular... Burada da ilk 6 ay sadece ve sadece anne sütü. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği tek kural. Ama sütte bir sıkıntı var. Hamileliğin boyunca bunu hiç düşünmedin ve belki de bebeğini emzirememek aklına dahi gelmedi. Tabi bir de çevre baskısı var.
***
“Senin sütün az geliyor”, “sütün doyurmuyor”, “bu bebek aç”, birazcık gelen süt varsa da bu stresle o da gidiyor. İşte bu süreçte etrafında ki insanların senin ve bebeğin için yaptığı iyilikleri al, olumsuzlukları, hoşuna gitmeyen konuşmaları duyma. Biliyorum bu o hengamede biraz zor. Ama bunu yapabilirsen hem bebeğin hem de sen huzurlu ve daha mutlu olursunuz.
***
Anne sütünde ilk süt kolostrum sütüdür. Halk arasında ağız sütü de diyebiliyoruz. 4-5 gün içerisinde anne bebeğine bu sütü vermelidir. Rengi bildiğimiz normal anne sütünden farklıdır. Sarı renkte ve tuzludur. Bileşiminde yüksek oranda protein vardır. Bebeğe bağışıklık kazandırır. Bir nevi doğal bir antibiyotiktir. Bu sütü lütfen dışarıya dökmeyin.
***
Bebeğinize mutlaka ister sağarak, ister emzirerek bir şekilde vermeye gayret edin derim. Sonrasında bol bol su içmek çok önemli. Ne kadar çok su, o kadar çok süt . Aynı zamanda sizin içinizin de temizlenmesi için su mutlaka içilmeli ve bebeğe gaz yapmayan yiyecekler tüketilmeli. Doktorunuzun önerdiği süt artırıcı damlalar ya da çaylar kullanabilirsiniz isterseniz ama benim fikrimce bol su içip sık sık bebeğinizi emzirmek de sütünüzü artırabilir.
***
Burada şunu yemelisiniz, işte bunu yerseniz gaz yapmaz diye bir sıralama yapamam çünkü her annenin bünyesi farklı ve bebeği özeldir. Bu durumu siz yediklerinizi deneyerek ve bebeğinizi gözlemleyerek fark edebilirsiniz. Hastaneden çıkıp eve geldiğiniz gün bebeğinizi beslemek için vücudunuzun çektiği kaçınılmaz acıya rağmen, tüm sabrınızla denemelisiniz.
***
Bebeğiniz kilosu düşük doğmuş olabilir. ‘’Doktorunuz mama takviyesi yapalım’’ demiş olabilir. Burada doktorunuzun önerisiyle mamada verebilirsiniz. Netice de mama da zehir değil. “Aaa mamada mı veriyorsun?’’ gibi çevreden duyduğunuz anlamsız cümlelere rağmen bebeğinizi aç bırakmadan onun ihtiyaç doğrultusunda beslemeniz.
***
Farklı birçok sorundan dolayı emziremeyen veya sabırla emzirmeye gayret eden taze anne, üzülme. Her şeyden önce senin sevginle beslenmeli evladın, sabrınla... Sütünle , mamayla ne ile beslenmesi gerekiyorsa beslensin. Ama önemli olan senin sevginle beslenmesi. Kolay pes etme. Her şeyin yolunda gittiği süreçlerde bebek büyütmek belki çok daha keyifli ve kolaydır.
ÇABALA, SABRET, ŞÜKRET
Herkes kendi farklı sürecine şükrederek, en güzel hale getirmek için çabalamalı, önce kendisi sonra bebeği için. Sen iyiysen bebeğinde iyidir unutma. Çabala, sabret, şükret... Başarabilirsin güzel anne.