TARTIŞMA OLSUN DA NE OLURSA OLSUN

Hem ülkemizin hem de bölgemizin hem de şehrimizin onca sorunu çözüm beklerken, bizim bunları tartışmamız gerekirken, sorun üretmekte üzerimize yok. Varsa yoksa işimiz tartışma.

Hani “Bizim için bir tartışma konusu olsun da ne olursa olsun” mantığı ile hareket ediyoruz. Bütün enerjimizi bu tartışmalardan alıp boş yere bu tartışmalara harcıyoruz.

Bu tartışma konularından biride Alanya ile Manavgat arasında yıllardır süre gelen İL OLMA mevzusu. Ucu 1990 yılların başına dayanıyor. Hep bir kısır döngüde git-gel olmuş.

Hemen hemen her seçim öncesi yine gündeme geliyor Alanya’nın il olması ve buna da Manavgatlıların karşı çıkma hikayesi. Yine bir seçim öncesi tekrar alevlendirildi bu kavga.

Nüfus artışı ve kentleşme ile birlikte tarım ve turizm sektörleriyle ülke ekonomisine birçok ilden daha fazla katkı koyan Manavgat ile Alanya arasındaki il olma mücadelesi bu.

Çok hızlı kentleşme ve göç ile birlikte 2021 verilerine göne Manavgat’ın nüfusu 245 bin, Alanya’nın da 350 bini aştı. Türkiye’deki birçok il nüfusundan daha fazla!

Hal böyle olunca her iki ilçede il olmayı kendinde hak görüyor. Herkesin kendine göre haklı gerekçeleri var. Her Alanya ve Manavgatlının hayali çünkü il olabilmek.
Seçim yaklaşınca herkesin hayali yeniden depreşti. Alanya ile Manavgat ilçeleri arasındaki ‘İl Olma’’ mücadelesi yine hareketlendi. Bir milletvekilinin açıklaması ile ortalık karıştı.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Vedat Demiröz’ün Ahlat'ta yaptığı konuşma işin tuzu biberi oldu. Bana göre Demiröz ağzındaki baklayı kaçırmış.

“Sayın Devlet Bahçeli’nin önerisi ve Cumhurbaşkanımızın beraber verdiği kararla Türkiye’nin il sayısının 100’e çıkacağı bir zamanda Ahlat’ımızı da bu şehirlerarasına alacağız" demiş.

Haydi buradan yak. Durup dururken küllenmeye yüz tutmuş ateşi harlamak için alevlere odun atmaya benzemiş bu açıklama. Fakat Demiröz’ün sonradan geri adım atması bile bu ateşin harını alamamış durumda.

Çünkü Ahlat’ta yakılan ateş Alanya ve Manavgat’ta kızılçam ormanlarını kül eden ateş gibi küllenen yangını alevlendirmiştir. Hem Alanyalılar hem de Manavgatlılar yeniden heveslenmiş.

Özellikle Manavgat’ta hareketlenme artmıştır. Bu Manavgat’ın il olmasının yanında Alanya’nın da il yapılmasını engellemeye yönelik bir çalışma gibi geliyor bana.

Bunun başında da Manavgatlı işadamı Bülent İşbilir geliyor. İşbilir, ‘Manavgat İl Olmalı’ sloganı ile bayrağı açmış. Telefonunu sosyal medyada yayınlayarak çağrıda bulunmuş.

“Canla başla çalışmaya hazırım inşallah. Siyaset üstü bir oluşum kurulup acil bir şekilde Ankara yol edilmeli. Dedikodu zamanı değil icraat zamanı. Bir olursak diri oluruz bir olamazsak malum yok olmaya mahkumuz. Manavgat sevdam uğruna bir an önce yola koyulmalıyız” demiş ve bu konuda tüm ofislerini bu işe tahsis ettiğini duyurmuş.

Bu sevda gerçek olur mu olmaz mı bilemem. Geçmişe bakınca kısır bir kavga olduğunu görüyorum. Her dönem böyle tartışmalar çıkarılmış ve enerjiler boşa harcatılmış.

Bu il olma sevdasını bir kenara bırakıp, Antalya-Alanya Oto Yol Projesi’ni takip etsek, Antalya-Alanya arasında raylı sistem taşıma işini konuşsak daha iyi olmaz mı?

Madem size tartışma gerekiyor. Alın size iki önemli tartışma konusu.

BU ANALİZİ İYİ İNCELEYİN

Antalya’nın son üç yıldır en büyük sorunu trafik meselesi! Bu kimi zaman şehir içinde trafik sıkışıklığı olarak karşımıza çıkıyor, kimi zamanda ölümle trafik kazaları olarak.

Bu konu için birileri kendine bu işi dert edinmiş. Özellikle ölümlü kazaları. Antalya Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü onca işinin arısında bir de analiz yapmış.

Ölümlü trafik kazalarını mercek altına almışlar Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü. Ve karşımıza ilk çıkan sonuca göre, motosikletlerin karıştığı ölümlü kaza oranı çok yüksek.

Hava sıcaklıklarının artmasına bağlı olarak motosiklet ve motorlu bisikletlerin trafikte daha fazla yer aldığına dikkat çekilen analizde, makas atma, şerit ve ışık ihlali, trafik işaret  levhalarına uymama, yaya yolu üzerine çıkma, ters yönde araç kullananlar yoğunlukta.

Hepimizin her gün görüp bir türlü dillendiremediği konular raporlara girmiş durumda. Bir de tescil plakasız, sürücü belgesiz ve kasksız motosiklet kullananların sayısı artmış!

Durumdan vazife çıkaran Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü, denetimleri artırarak kazaları en aza indirip ölümleri engellemeye çalışıyor. Ancak bu konuda iş anne ve babalara da düşüyor.

Siz çocuklarınızın canını seviyorsanız onların bu analizdeki hataları yapmalarını engelleyin, gerekirse motosikleti altlarından çekip alın. En azından ne onun ne sizin canınız yanmaz.

Aksi halde evlere ateş düşer, önlem almaya kalkarsanız iş işten geçmiş olur. Hani “Testi kırılmadan…..” diye bir atasözümüz var ya. Gelin onu uygulayalım yeter.

ELECTRİC SCOOTER’E KISITLAMA

Antalya il genelinde sayıları 12 bin 400 civarında olan ve biranda hayatımızı kolaylaştırdığını düşünürken trafiği alt üst edip sinirlerimizi bozan scooterlar için yeni düzenleme geliyor.

Trafik kurallarına göre 70 kilometre hız sınırı bulunan yollarda gitmesi yasak olan bu araçların Antalya’da, Gazi Bulvarı, 100. Yıl Bulvarı, Atatürk Bulvarı, Dumlupınar Bulvarı gibi ana arterlere girmeleri kısıtlandı.

UKOME’de alınan yeni karar ile Antalya’da aktif olan ve 4 işletme tarafından kiralanan bu araçların bazı cadde ve parklara girmelerine kısıtlama getiriliyor.

Örneğin lokasyon hafızasına girilecek kodlar ile yasaklı caddelerin yanı sıra paklara, tramvay yoluna gibi yerlere sürücü istese de araç kilitlendiği için giremeyecek.

Ayrıca 15 yaş altına kiralanması engellenecek. İki kişi binilen araçlar trafikten men edilecek. Bakalım bu tedbirler yeterli olacak mı? Bekleyip hep birlikte göreceğiz.