TARIMIN İSİMSİZ KAHRAMANLARI: TARIM BAYRAM DİNLEMİYOR

Adana'nın Karataş ilçesinde çadırlarda yaşayan tarım işçileri, Çukurova'nın sarı sıcağına rağmen Kurban Bayramı'nı şafak vakti tarlalarda iş başı yaparak karşıladı. 'Tarımın isimsiz kahramanları' işçiler, günlük 88 TL yevmiyeyle geçim mücadelesi verirken, konakladıkları çadırlarda da çeşitli zorluklara göğüs geriyor. Çocuklar ise kavurucu sıcakta, varillere doldurulan suya girip çıkarak eğleniyor.

Çukurova'nın bereketli topraklarındaki Tabaklar Mahallesi'nde çadırda yaşayan, aileleriyle birlikte nüfusu yaklaşık 3 bin kişiye ulaşan vatandaşlar, dört mevsim tarla ve bahçelerde çalışıyor. Çoğunlukla Suriyeli ya da Şanlıurfalılardan oluşan işçilerin günlük rutinleri, kavurucu yaz sıcaklarının başlamasıyla daha da zorlaştı.

Derme çatma çadırlarda su, elektrik, temizlik sorunlarına neden olan alt yapı eksiklikleriyle mücadele eden işçiler, her bayram olduğu gibi Kurban Bayramı'nda da sabahın erken saatlerinde traktör ve otobüslerle tarlaya giderek iş başı yaptı. İşçiler saat 09.00'da tarlalarda kahvaltılarını yapıp, saat 13.00'teki molada da öğle yemeklerini yiyor. Çukurova'nın 40 dereceyi aşan sarı sıcağında, 88 TL'ye saatlerce alın teri döken işçiler, mesai sonrası tekrar çadırlarının yolunu tutuyor.

ÇOCUKLAR KÜÇÜK İŞLERDE ÇALIŞIYOR

Çocuklar gün boyu çadır aralarında oyunlar oynarken, kadınlar ise yemek, temizlik gibi işlerle uğraşıyor. Çocukların bazıları, tarlalardaki küçük işlerde yetişkinlere yardım ediyor. İşçiler, fırsat buldukça hortumlar yardımıyla banyo yaparken, tuvalet ihtiyaçlarını ise alt yapısı bulunmayan seyyar barakalarda gideriyor. Bunaltıcı sıcakta çocukların en büyük eğlencesi ise varillere doldurulan suya girip çıkarak oynaması. 

'SAVAŞTAN KAÇTIK, İŞLE SAVAŞIYORUZ'

Suriye'deki iç savaş nedeniyle yıllar önce Münbiç'ten Türkiye'ye sığınarak tarım işçiliği yapan Muhammed Ali (55), 14 akrabasıyla çadırlarda yaşam mücadelesi verdiğini söyledi. Ali, “Çalıştığımız ve yaşadığımız yer çok sıcak. Yemeğimiz sıcağın altında, suyumuz kaynıyor. İşimiz yorucu ve zor ama geçiniyoruz. Savaştan kaçtık, burada da işle savaşıyoruz, ekmek mücadelesi veriyoruz. Maddi durumum kötü olduğu için Suriye'deki yakınlarıma gidemedim. Suriye'ye bayram uğradıysa oradakilerin bayramı kutlu olsun" dedi.

'KIŞIN DA BURASI HİÇ ÇEKİLMİYOR'

Çadırda 10 çocuğuyla birlikte yaşayan Fatma Güp (37) ise, "Yaşamak ve çalışmak için buradayım. Çocuklarıma bakmak zorundayım. Bu çadırda ve sıcakta yaşam çok zor. Mecburi olarak buradayız. Bayram hoş geldi ama ne yapalım? Bayramda da buradayız. Yazın da kışın da buradayız. Genelde bölgede karpuz, kavun, fıstık, portakal, kavun işleri oluyor. Narenciye bahçeleri var. Tarla ve bahçelerin tüm işleriyle uğraşıyoruz. Yazın çok sıcak ama kışın da burası hiç çekilmiyor. 4-5 yıldır çadırdayım, çekmeye mecburuz” diye konuştu.

'TARIM BAYRAM DİNLEMİYOR'

Mevsimlik Tarım İşçileri Koruma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Ali Güp (27) de çadırlarda kalanların yüzde 80'inin kalıcı olarak konakladığını, geriye kalanların ise mevsimlik işçi olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Çadırların bulunduğu bölge bir mahalleden bile daha büyük. Bölgede 12 ay boyunca aktif tarım yapılıyor. Kış mevsimlerinde daha yoğun çalışmalar yapıyoruz. Ekim işleri, hasat işleri, ot yolma işleri başta olmak üzere tarla ve bahçelerin işlerini karşılıyoruz. Koronavirüs pandemisi de burayı pek etkilemedi, çünkü yaşam şartlarımız ağır. Maske ve mesafe kurallarına uymaya çalışıyoruz. Bayramda da çalışıyoruz, çünkü tarım bayram-seyran-tatil dinlemez. 12 ayımız çalışmayla geçiyor. Herkes tarlada oluyor bayramlarda. Tarlada olmayanlar da ailesiyle burada bayramı geçirmek zorunda çünkü gidecek yerleri yok veya masraftan dolayı gidemiyor. Buradan tüm emekçilere ve tüm Türk halkına iyi bayramlar diliyorum, iyi tatiller diliyorum."

DHA