TARIMDA ESKİYE DÖNÜŞ OLMAYACAK

Koronavirüsün tarım sektöründe oluşturduğu tahribat, beraberinde köklü değişiklikleri getirdi. Tarımda planlanan yenilikleri aktaran Prof. Dr. Özçatalbaş, eski standartlara dönüşün mümkün olmayacağını vurgulayarak, “FAO 548 milyon insanı yoksulluk sınırının altına itmesi beklenen koronavirüs salgınının küresel etkisinin her geçen gün artığına vurgu yaparak dünyanın her bölgesinde yeterli gıda tedariki zorluklarına dikkat çekmiştir” dedi.

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, 1 buçuk yılı aşkın süredir devam eden ve tüm sektörleri olumsuz etkileyen koronavirüs salgınının, tarımda başlatacağı yenilikleri anlattı. Küresel anlamda özellikle tarımda eskiye dönüşün mümkün olmadığını aktaran Özçatalbaş, “Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (UN-FAO) uluslararası düzeyde tarım ve gıda alanında küresel bir inisiyatif olarak önemli eğitim ve yayım çalışmalarına yönelik çalışmalar gerçekleştirmektedir. FAO 548 milyon insanı yoksulluk sınırının altına itmesi beklenen koronavirüs salgınının küresel etkisinin her geçen gün artığına vurgu yaparak dünyanın her bölgesinde insan hayatını korumak ve ihtiyaç sahiplerine yeterli gıda tedariki ve hizmetlerin işleyişindeki zorluklara dikkat çekmiştir. Bundan böyle öğretim ve eğitimin eski anlayış ve yaklaşımlarla devam ettirilmesi mümkün olmayacak ve eski standartlara dönüş gündemde yer bulmayacaktır” diye konuştu.

GÜNDEMİN İLK SIRASI

Pandemi sürecinin tarım sektöründe büyük etki yarattığına dikkat çeken Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Her ne kadar geçmiş yüzyıllarda da büyük küresel salgın hastalıklar yaşanmış ve büyük kayıplara neden olmuşsa da bugün bilişim teknolojilerinin yaygınlığı ve medyanın sınırları kaldıran etkisiyle koronavirüs salgını insan ve toplum psikolojisi üzerinde de olağanüstü etkiler yapmıştır. Hatta söz konusu etki ülkelerin küresel güç olup olmamasına bakmaksızın tüm toplumları tehdit etmeye devam etmektedir. Yaşanan bu olağan dışı dönemin etkisi bir yana, geçmişten bugüne tarım sektörü insan yaşamı için zorunlu besin maddelerini üretmek ve insan ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik faaliyetleri gerçekleştirmek işleviyle hep gündemde olmuş. Artan nüfus ve buna bağlı olarak artan gıda talebi ve küresel virüs salgını sağlıkla birlikte tarım sektörünü gündemin ilk sırasına oturtmuştur. Halen yaşanmakta olan olağan dışı bu dönemde hemen her kesim, insan beslenmesi ve insan sağlığı için tarımsal üretimin ve üretimde sürdürülebilirliğin ne kadar hayati öneme sahip olduğu konusunda hemfikir olmuştur” dedi.

TARIMIN ÖNÜNDEKİ ENGELLER

Tarım sektöründe yaşanan sorunları ele alan Prof. Dr. Özçatalbaş, yeni yöntemlere ihtiyaç olduğunu belirtti. Özçatalbaş, “Tarımda sürdürülebilirliğin sağlanması son derece önemlidir ve tarımsal üretimin artırılmasının önünde yeni teknolojilerin yaygınlaştırılamaması  ve ekilebilir alanların son sınırlarına ulaşması gibi önemli engeller bulunmaktadır. Doğal olarak kıt bir üretim faktörü olan toprağın artırılamaması gerçeği halen önemli bir sorun olarak tarımsal ürün arzını etkilemektedir. Bunun yanında yeni teknoloji uygulamalarının yaygınlaşmasıyla tarım sektöründe işgücüne duyulan ihtiyacın azalması şeklinde ortaya çıkan istihdam sorunları, hem kırsalda iş alanlarının çeşitlendirilmesi hem de tarımsal üretimde görev alan beşeri kaynağın etkin ve verimli çalışmasını sağlayacak donanımın ve ortamın sunulmasını gerekli kılmaktadır. Söz konusu nitelikli insan kaynağına sahip olmak içinse dünden bugüne eğitim ve öğretim faaliyetlerinin planlanmasıyla ilgili çalışmalar önem kazanmakta ve ‘yeni normal’ şartlarında etkinliğini artıracak ve yaygınlaştıracak yeni yöntem ve yaklaşımlara ihtiyaç bulunmaktadır” dedi.

 

DİKKATE ALINMASI GEREKENLER

Sektörde dikkate alınması gerekenleri anlatan Özçatalbaş, “Genel olarak tarımda ve teknolojide gelişmeyle birlikte üreticilerin bilgi ihtiyacının artması ve çeşitlenmesi tarımsal yayımda yeni hizmet sunucularının devreye girmesini gerektirmiş ve 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu çerçevesinde Tarımsal yayım ve Danışmalık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Yönetmenliği ile çoklu hizmet sunuculu bir yapının kurulması için ortam hazırlanmıştır. Bu çerçevede yaşanmakta olunan koronavirüs salgın döneminin yeni oluşturduğu şartlar yönetmeliğin çoklu hizmet sunumuna ortam hazırlayan yapısını çok daha önemli hale getirmektedir. Buna göre ülke genelinde üretim potansiyelini ve üretim sistemini, iklim değişikliğini ve üretim faktörlerinin dağılımını, coğrafi ve yerel farklıkları dikkate alan, bilgi ve iletişim teknolojilerin etkin kullanıldığı esnek bir tarımsal eğitim ve yayım sistemini etkin hale getirmek önemli olacaktır” ifadelerini kullandı.

“EĞİTİMDE YENİ UFUKLAR AÇACAK”

Tarım eğitimindeki farklı uygulamaların yeni ufuklar açacağını vurgulayan Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Koronavirüs salgın döneminin zorunlu olarak hemen her alanda eğitim hizmetlerini sanal ve çevrimiçi eğitime yönlendirmesi eğitim bilimleri alanında da daha önce sorulmayanları sormayı gerektirmiş, yeni araştırmalar tasarlamayı, yeni bulgular ortaya koymayı gerekli kılmıştır. Küresel salgın döneminde bilinçli veya farkında olmadan seçilen öğretim-eğitim sistem ve teknikleri çok farklı uygulamalar yapılmasına neden olmuştur. Kuşkusuz söz konusu uygulamalardan elde edilen deneyimler ve konu üzerinde yapılan ve yapılacak araştırmalar, sanal ortamda uzaktan eğitim metotlarının etkinliği ve eğitimin işlevselliği başta olmak üzere pek çok alanda yeni ufuklar açacaktır.  Tarımsal öğretim, eğitim ve yayım alanında yer alan tüm paydaşlar bu süreçte stratejik deneyim ve kazançlar elde etmişlerdir. Gelecekte ise her koşulda sanal ortamda ve çevrimiçi eğitim için gerekli fiziki ve beşeri kapasitenin geliştirilmesine dönük çalışmalar ile yeni yaklaşım ve yöntemler çok önem kazanacak ve yeni normalde yeni nesil öğretim ve eğitim teknik ve yaklaşımlarının hayat bulması söz konusu olacaktır” diye konuştu.