TARİHİMİZDEKİ KÖY ENSTİTÜLERİ (2)

Kapalı köy ekonomisini, mesleki ayrışmayla dışa açmış, haklarını bilen, bu haklarını savunan, örgütlenebilir örgütlene arzularını da geliştirmişti.

Köy Enstitüleri;

1-Yeni Türkiye Cumhuriyeti değerlerini geliştirmek,

2-Ulusal Kültürün yaratılıp, geliştirilmesi, (Dil devriminde olduğu gibi.)

3-Ekonomik yaşamamın uzmanlaşması,

Köy Enstitülerinin belli bir programı, ders saati sayısına göre hangi ders kaç saat okutulacağını okulların kendileri belirlemişti. Çevrenin koşullarına göre ders programları yapılmış uygulanmıştı. Örneğin Kars Cilavuz Köy Enstitüsü tarım programı ve zamanı yörenin özelliklerine uygundur. Antalya Aksu Köy Enstitüsündeki hem tarım dersi programının ürün çeşitliğine göre  dağıtım çizelgesi çeşitliliği yer ve bölge gereksinimlerine uygun olduğunu söyleyebiliriz.

***

1943 resmi programa göre Kültür Dersleri her dersleri her sınıfta 22 saat olarak belirlenmiştir. Tarım ve Ziraat Dersleri: Tarla ziraatları örneğin  Antalya’da pamuk, narenciye olurken, Kars Cilavuz Köy Enstitüsünde  buğday  ve patates yetiştirilip gereksinim fazlası aynı, tür eğitim gören okullara gönderilmiştir.

1942 yılında çıkarılan “Köy Okulları ve Enstitüleri Teşkilatı Yasasında Teşkilatı Yasasında, öğretmenlere iki görev vermiştir. Yasaya göre:

a) Okul ve kurslarla ilgili işler:

b) Köy halkını yetiştirmekle ilgili işler :  Bu bölümde, geniş halk kitlelerinin eğitim düzeyini yükseltmek, cumhuriyet ilkelerini ve reformlarını gerçekleşmesi için  gerekli koşulları sağlamak, halkın politik, ekonomik ve kültürel yaşama faal olarak katılımını yaratmaktır.

***

1946 yılına kadar köylerdeki öğretmen açığının giderilmesi ereği ile: 17.000 öğretmen, 7300 kişi de sağlık memuru yetiştirmiştir. Hala aydınlığını tamamlayamamış insanlarımız Mahut Makal, Talip Apaydın, Fakir Baykurt, Mehmet Başarlar çıkarmış ve köy aydınlanması üzerine eser veren kitap yazan insanlardır. Çağcıl yazarlardan: Öztürk Acun, Hayrettin Geçkin, Özer Ergül, İsmet Aci, İkram taştan gibi yazar ve ozanlar da aynı çabayı gösterenlerdir.

***

Köy Enstitüleri Mimarlarından İsmail Hakkı Tonguç: “Köy güzelleşmeden b bütün memleket güzelleşmez.  Köy canlandırmadıkça umumi hayatı da gülmez.” Köy Enstitülerden yetiştirilen köy çocukları önce okul süresi üç yıl olan Eğitmenler yetiştirilmiştir. Buna Göre de müfredatı uygulanmıştır. Okuma ve yazma öğretiminde “Eğitmenin el kitabı”  ile eğitim hızla ülke düzeyine yayılmıştı. 

17 Nisan 1940 açılan Akçadağ Köy Enstitüsü öğrenci ve öğretmenleri çevreyi dolaşmış; Akçadağ toprağına en uygun Kaysı ağacı olduğu ve 50 yıl sonra da ekonomiye katkısı tescil edildi.

***

Köy Enstitüleri Projesi: Ülkemizin çağdaşlaşma ve modernleşme projesi idi. Bu proje ile köy çocukları hem eğitiliyor, hem de geleceklerini hazırlıyordu. İsmet İnönü; Hasanoğlan’da yol kenarında koyun güden azıklarının yanında klasikleri görünce, aradığını bulduğunu ve gelecekten umutlu olduğunu söylemişti. Bu okullar dünya insanı yetiştiriyordu.

***

Atatürk, ömrü boyunca koyduğu eserler ve uygulamalarda pragmatik yaklaşımı ön planda tutmuştu. Bu bakımdan Köy Enstitülerindeki anlayış:  “EĞİTİM ÜRETİM İÇİNDİR.” Anlayışı olmuştur. Şiarı, hep beraber, top yekûn ülkeyi kalkındırmak için üretmek ve4 en üst düzeye gelmektir. Daha sonra eğitmenlerin başına öğretim süresi beş ve altı yıl olarak yıl olarak açılan ve Köy Enstitülerinin devamı olan Öğretmen, ilk öğretmen Okulları adı ile iş yaptı.