TARİHİMİZDEKİ KÖY ENSTİTÜLERİ
Türkiye Cumhuriyetinin yüz akı olarak çıkmış, 17 Nisan 1940 tarihi ve 3803 sayılı Yasa ile
kabul edilen Köy Enstitüleri Enstitüleri… Tek başına çıkan yasa değildir. Köy
Enstitüleri, Johon Dawey tarafından
projesi geliştirilmiş. 1940 yılına kadar
sosyal alandaki az da olsa Sosyal hayatımızdaki Atatürk devrimleri
gerçekleştirilmişti.
*Kadınlara seçme ve seçilme hakkı.
*Medeni Kanunun kabulü
*Tevhidi Tedrisat Kanunun kabulü
*Laikliğin kabulü.
*Tekke zaviyelerin kapatılması.
*Diyanet İşleri başkanlığının oluşturulması.
Bilindiği üzere, Tevhidi Tedrisat Yasası çıkması ile bir
anda okuma- yazma oranı bir anda sıfırlandı.
Atatürk Cumhuriyetin 10. Yılı
nutkunda duyurduğu üzere, ”Az zamanda büyük işler yaptık” diyor. Atatürk
Devrimleri, durağan değildir. Bunu anlamayan sözdekiler beyinsizdir.
Gecikerek çıkarılan yasa ile sadece köylere öğretmen
yetiştirmek değildi. Bilhassa dünyayı kasıp kavuran aşıya bağlı hastalıklara
mücadele de gerekiyordu. Bunun için bu okullardan sağlık teknisyeni de
yetiştirilmesi, amaçtı. Daha sonra bu
misyon amaç köy öğretmenlerine sağlık dersi koyarak giderilmeye çalışılmıştı.
Türkiye genelinde 21 köy enstitüsü açılmıştı.
Ülkemizde 1940 yıllarda nüfusumuzun yüzde 90’ı köylerde
yaşıyordu. Köylerde yaşayan insanların sağlık, tarım, el sanatları konularında
beceri kazanılması elzemdi. Çocuklara verilecek eğitim yanında, büyüklerin de
bilgi, beceriye ihtiyacı vardı. Bu
kanunu 442 sayılı kanun Köy Kanunu desteklemektedir. men442 Sayılı Yasaya göre
demircilik, nalbantlık, nakkaşlık, marangozluk gibi gerektiren becerilerin
öğretilmesi, desteklenmesi yapılmıştır.
Köy Enstitülerine öğrencin olarak alınan çocukların yaşamı
boyunca, kendi gereksinimlerini karşılayacak, köy koşullarına uyum
sağlayabilecek, atanacağı köyde uzun süre kalacak, devletin bütçesine fazla yük
getirmemesi istenmişti.
Bu okular mezun verince: köylerde kalkınma ivme kazandı. En
önemlisi de bu okuldan mezun olanlar geldikleri köylere döndüklerinden köy
kalkınmasını aldıkları eğitim ve bilgiye göre göstererek yaptı. Üretime katkı
sağladılar. Fukaralıktan kurtulmaya katkı sağladılar. Bu durum toprak
sahiplerine bir karşı devrim olarak düşünülmeye başlandı.
Köy Kanuna göre okulun, arsası ve tarlası vardı. Devlete yük
olmadan tarlasında değişik, bulunulan iklime göre ürünler üreterek satıp
giderlerini karşıladı yıllarca. Köy Enstitülerinin asıl amacı; kırsal alanı
kalkındırmak, köylüyü eğitmek ve eğitilenlerle köylüleri üretici duruma
getirmekti. Üretime omuz veren öğretmenler köylüyü de bilinçlendirmeyi
hedeflediğinden, köylünün yurdun efendisi olacağını, istismar edilmeyeceğini
söyleyince ip koptu.
Köy Enstitülerinin Cumhuriyet Devrimi sonundaki aydınlanma
çabası sonucunda; modern tarımın yapılması, okuma yazma öğretmek, teknolojik
yenilikleri köye sokmak, geleneksel
bağları çözmek, feodal yapıyı kırmak, geleneksel egemen güçlerin nüfuzlarını
silerek buradaki insanlara ulusal bilinci milliyetçiliğin, militarist değil,
ulusalcılık olduğunu aşıladılar.
1926 ile 1950 yılları arasında öşür vergisin kaldırılası
sonunda Örnek çiftliklerin kurulması, ziraat okullarının açılması, tohum ıslah
istasyonları açılması köylünün yaşam tarzın değiştirdi. Köy Enstitülerinin
yapılandırılması rolünü doğurdu.