TAKARLAR MI TAKMAZLAR MI?
Prof. Dr. Yusuf Tekin'in Milli Eğitim Bakanı olmasından
sonra eğitimde çok şeylerin değişeceğine inanan insanlardandım ki hala da
öyleyim. İnanıyorum ki o değişim elbette yaşanacak. Sadece değişim değil aynı
zamanda gelişim de yaşanacak. Özellikle devlet kurumlarındaki eğitim ve öğretim
kalitesi her geçen gün artacak.
***
Elbette yılların yanlışlarını bir çırpıda düzeltmek hiç
kolay değil. Zaman alacaktır mutlaka. Ama inanıldığı zaman başarılacağını da
geçmişten örneklerle görebiliriz. Tarih inananların neleri başardığını yazan
kitaplarla dolu. Elbette inanmayanlar da olacaktır onu da biliyoruz ama inanan
inanmayan kısmından çok asıl mesele gösterilen gayreti sekteye uğratma ihaneti
içerisinde olanlarda.
***
Onların ipini çekmeden o ihanet şebekelerine sağlam darbe
vurmadan başarıya ulaşmak veya belirlenen hedefe varabilmek hiç kolay
olmayacak. Bakınız mesela özel eğitim kurumları. İlkokul, ortaokul, lise,
üniversite... İşini layıkıyla yapana elbette sözümüz olamaz ancak bir de
"Eğitim öğretim hak getire ben aldığım paraya bakarım" düşüncesiyle
hareket edip velileri yolunacak kaz gibi görenler var ya iste sözüm tam da
onlara.
***
Bu ülkenin Milli Eğitim Bakanı çıkıp eğitim öğretim
kalitesinden bahsediyor okulların yıllık yapabileceği maksimum ücret düzeyini
açıklıyor ama velilerin sırtından cukkayı götüren ağalar (!) hala istediği gibi
at koşturmaya devam ediyor. Yani kim takar bakanı anlayışı...
***
Takarlar mı takmazlar mı bilmem ama bildiğim bir gerçek var
ki vatandaşa çıkarılan faturaları gördükçe yuh artık demeden de duramıyorum.
Arkadaşlar güya Eğitim ücretlerine bakanlığın belirlediği kadar zam
yaptıklarını söylüyorlar ama yemek, servis, kitap, kıyafet adı altında öyle
sağlam öpüyorlar ki gözleri doymamış olacak ki şimdi de hafta sonu etüt ayağı
ile öpmeye devam ediyorlar.
***
Ne kuldan utanma var bunlarda ne de Allah'tan korkma. Yazık
vallahi cebindeki üç kuruş paradan birazcık arttırarak benim evladım da iyi bir
eğitim alabilsin diye çoğunu oraya gönderen velilere...
Bu durum sadece ilk, orta veyahut lise çağındakiler için
geçerli değil sadece. Üniversiteler de aynı. Adına bilim yuvası demek
istediğimiz ama bilimden uzak sadece para tuzağına dönmüş ticarethaneler olmuş
neredeyse birçoğu.
***
Eğitimci diye aldıkları adamlara bakıyorsun iki kelimeyi bir
araya getiremeyen, ne söylediği ne anlattığı anlaşılmayan, liseli ergenler
kadar karakteri oturmamış, soru sormayı beceremeyen, adeta öğrenciler üzerinden
ego tatmini yapan tipler...
***
Tüm bunlara baktığımız zaman gerçekten Milli Eğitim Bakanı
Yusuf Tekin'in işinin ne kadar zor olduğunu anlayabiliyoruz değil mi? Bu arada
bahsettiğim okullarda ve sistem içerisinde hala kripto artığı, emperyalist
uşakları var mı yok mu bir de olaya o yönde bakmak lazım.
***
Belki de bile isteye bizim evlatlarımızı bilimden ve ilimden
soğutmak için özel çaba sarf ediyorlar olamazlar mı? Bir yerde bozukluk varsa
her şeyi beklerim azizim.