TABERİYE VE LUT GÖLÜ'NÜN GİZEMİ

Lut Gölü ve daha kuzeyindeki Taberiye Gölü çevresinde okaliptüsler, astropikal bitkiler, makiler, küçük boylu garigler, bazı dikensi türler, bodur çalılar, zeytinlikler, su kenarlarında hurmalıklar, yer yer meşe, sedir ve kızılçam ormanları yer alır.

Bu türlerin bir kısmı geçmişte tarihi dönemler boyunca gemi yapımı ve kereste elde etmek için tahrip edilmişlerdir. Lut Gölü çevresinde irili ufaklı akarsular vardır.

Bunların hemen hemen tamamı yazın kururlar. Göl tuz, sodyum, potasyum, magnezyum ve fosfat bakımından zengindir. Kıyılarındaki potas rezervleri potansiyeli bakımından dünyada ilk sırada yer alır.

Kitab-ı Mukaddes’e (Talmut) göre kavmin yaşadığı bölgenin merkezi Ölü Deniz’e yakın yerlerde ya da tamamen yükselen suyun altında kalmış olan Sodom Şehri’dir.

Yapılan arkeolojik araştırmalardan anlaşıldığına göre Sodom şehri, İsrail-Ürdün sınırı boyunca uzanan Tuz Gölü’nün (Ölü Deniz) yakınlarında bulunmaktadır.

Talmut, Sodom’un dışında dört büyük şehirlerinin daha olduğu ve bu şehirlerin arasındaki arazilerin kilometrelerce devam eden büyük bir bahçeyi andırdığını ve seyredenleri büyülediğini anlatır.

Günümüzde bu şehirlerin yerleri tam olarak belirgin olmayıp, çoğunun Lut Gölü altında kaldığı tahmin edilmektedir. Dr. Şevki Ebu Halil ise, bölge ile ilgili olarak şu bilgileri verir:

“Lut (a.s.), İbrahim (a.s.) ile birlikte bölgeye geldi ve O’nu tasdik etti. Mısır’dan dönmelerinden sonra gönül rızasıyla birbirlerinden ayrıldılar. Çünkü aynı arazi ikisinin de hayvanları için yeterli değildi. Lut, Ölü Deniz’in (Lut Gölü) güney ucuna yerleşti.

Orada ülkenin altını üstüne çeviren sarsıntıda yıkılan Sodom ve Amure bulunuyordu. Bu sarsıntıda Lut ve beraberlerindekilerin sığındığı ‘Suğer’ ise herhangi bir zarar görmedi.”

Bölgelerinde büyük bir refah içerisinde yaşayan Lut Kavmini bu bolluk ve rahatlık o derece sarhoş etmişti ki, apaçık bir küfür ve isyan içerisine dalmış, haddi aşan sapıklıkların hâkim olduğu bir yaşantıya kapılmışlardı.

Bu davranışlarıyla Allah’ın gazabıyla gelecek cezayla helak olacaklarını unutmuşlardı.

Sodom ve çevre halkı, tarımla uğraşıyordu. Dışarıdan gelenlere karşı özellikle kıtlık yıllarında bağ ve bostanlarını titizlikle koruyorlardı. İçlerinde homoseksüellik yasallaşmıştı.

Bu kavim, Kuran’da belirtildiğine göre, o güne kadar dünya üzerinde görülmemiş bir sapıklığı (eşcinselliliği) uyguluyorlardı. 

Dışarıdan bu bölgeye giren insanların iffetini çiğneyip bunu da bir kural haline getirmişlerdi. Yolları kesip, gelip giden insanlara sataşıyorlardı. Hz. Lut’un yanına erkek misafirlerin gelmesini de yasaklamışlardı.

Erkek misafir gelince onu kendileri konuk ediyorlardı. Kendilerini helak etmek için gelen melekler, Hz. Lut’un yanına misafir olunca, Lut’un hanımı hemen dışarıdakilere haber verirdi. O’nun hainliği de işte bu idi. Hz. Lut (a.s.) onlara peygamber olarak gönderildiğinde homoseksüel evliliği kendi aralarında yasallaştırmışlardı.

Hz. Lut onlara bu sapıklıktan vazgeçmelerini söylediğinde ve onlara Allah’ın ilahi tebliğini getirdiğinde O’nu yalanladılar, peygamberliğini inkâr ettiler ve sapıklıklarına devam ettiler. Kendilerini hakikatten uzaklaştırarak, iyice azmış bir toplum haline getiren bu çirkin işten vazgeçmediler.