TAAMMÜDEN CİNAYET
Taammüden cinayet hukuk dilinde kullanılır, ve polis adliye muhabirlerinin cinayet haberlerinden sık kullandıkları bir terimdir.
Çünkü bir olay planlı ise bu terim kullanılıyor. Tıpkı Antalya’da son anda CHP’li Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından işlenen bir imar cinayeti (pardon değişikliği) gibi!
Nasıl mı?
Daha önce 12 kat yapı izni verilen, Eski Mezbaha-Lara hattında, Metin Kasapoğlu-İsmet Gökşen-Tekelioğlu-Barınaklar Caddesi altında kalan adalarla ilgili karar alındı.
Muratpaşa Belediyesi tarafından reddedilen ve yapılan tüm itirazlar göz ardı edilerek Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin 08.03.2021 gün ve 220 sayılı kararı ile 12 kat verilmiş alanlara bu kez, 15 kat yapı izni onanarak planlı kent cinayetine izin verildi.
Yani Antalya’da göz göre göre taammüden cinayet işlendi.
Hem de sessiz sedasız.
Ancak bu cinayete bir tek Antalya Mimarlar Odası itiraz etti.
Yapılan açıklamada, “Kıyıya 200 metre yakınlıktaki alan içinde 60 metre yükseklikte yapı önerilmesi falezler için bir cinayettir” denildi.
Bir başka deyişle zaten yapılaşması sorunlu olan Antalya’nın çarpık yapılaşma ile ölüm fermanına onay verildi.
Bu cinayet ile hem Düden Şelalesi çevresinde uçakların inişi tehlikeye girecek hem de koruma altındaki falezlerin en hassas bölgesinde bir garabete yol açılacak.
İnşallah Mimarlar Odası’nın, kararının iptali ve yürütmenin durdurulması amacıyla Antalya 3. İdare Mahkemesi’nde açtığı davada aklıselim bir karar çıkarda cinayet işlenmeden önlenmiş olur.
BİR AT VAKASI DAHA
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Adalar’daki faytonların kaldırılması ile yaşanan ‘AT’ skandalının benzeri Antalya’da da yaşanmaya namzet görünüyor.
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin 2019’da faytonları iptal edip, 40 atı satın aldığı malum konu.
Atlar, önce Antalya Hayvanat Bahçesi'nde koruma altına alındı. Sonra 'kırsal kalkınmaya destek' kapsamında, 'ilçelerdeki çiftçilere hibe yoluyla sahiplendirilmesi' kararı ile Muratpaşa, Serik, Kepez, Korkuteli, Akseki, Manavgat, Finike, Kaş ve Döşemealtı’ndaki 32 çiftçiye hibe edildi.
İstanbul’daki 978 attan 226’sının ölmesi 100’ünün de kaybolması üzerine bir hayvan sever Büyükşehir’e başvurarak atların akıbetini sordu.
Verilen cevap dehşetin habercisi gibi.
40 attan 3’ü ölmüş, 2’si çalınmış (sanki yarış atı mübarek) 3'ü de ormana kaçıp kaybolmuş.
Tarım İl Müdürlüğü ekipleri gerekli denetimi yapmış ama bizim Büyükşehir Belediyesi’nin çok iş bilen ekibi koronavirüse sığınıp atları görmeye gitmemiş (telefonla denetim yapılmış) bile.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dememiş miydi; “Bunlara 5 tane koyun 5 tane keçi verin kaybederler” diye. Aynen bu at meselesi de öyle oldu.
İnşallah o kayıp ve çalıntı atlar sofralarımıza kadar gelmez de zaten hassas olan midemiz bulanmaz.
BİR SKANDAL DAHA
Ah Antalya’m vah güzel Antalya’m. Bir günü bir dakikası skandal ile bitmiyor.
Menderes Türel’in ilk döneminde hayata geçirilen ‘Antalya Akıllı Bisiklet Sistemi (Antbis). 9 istasyonda yüzlerce bisiklet.
Kirala bin git.
Ama ne mümkün. Ya arızalı, ya da sistem dışı gerekçesi ile kullanılamıyor.
İşte bunlardan biri de Konyaalt Sahil Yaşam Parkı’ndaki Boğaçayı İstasyonu.
Kullanım dışı.
Konuyu ‘Joni Sasbi’ adlı bir sosyal medya kullanıcısı “Bisiklet istasyonlarını onarmak için ne zaman harekete geçmeyi düşünüyorsunuz? Yoksa bir sonraki AKP’li belediye başkanını mı beklememiz gerekiyor?” diye Büyükşehir Başkanı Muittin Böcek’i etiketleyip sormuş.
Gelen cevaba bir bakar mısınız; “Merhabalar, İstasyonla ilgili yaşanan problem
@ckakdenizelk kaynaklı olup, çözüm için gerekli adımlar atılmıştır.”
Vatandaşın cevabı ise, “Valla aylardır bir elektrik problemini çözdüremiyorsanız durum daha da vahim. Elektronikler bozulsa anlaşılır da, bir elektrik bağlantısı ise içler acısı...”
Evet içler acısı bir durum.
Her daim olduğu gibi sorumluluğu üstlenmek yerine topu birilerine atıp işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar.
Ama vatandaş da yemiyor artık!
DÜŞÜNÜLMESİ GEREKİR
Antalya turizmin amiral gemisi. Öyle değil mi? Biz öyle biliyoruz. Başkalarını bilemem, bilemeyiz.
Malumunuz devlet kademeli normalleşmede adımlar atarken ülke genelinde bütün iş yerlerinin (paket servis hariç) kapanması kararı verdi.
Amma Antalya’nın hassasiyeti unutuldu gibi geldi bana.
Turizmle yatan turistle kalkınan bir şehiriz.
Her şey onlara göre endeksli.
Yani iş yerlerinin 21.00’e kadar açık olması kararı yetersiz kaldı gibi.
Hani bir ara uygulanmıştı ya, bazı kararlar illerin durumuna göre yerinde alınması gibi. Özellikle Antalya’da Hıfzıssıhha Kurulu önceden olduğu gibi karar verebilmeli.
Antalya'da işyerleri 23.00'a kadar açık olmalı ve sokak kısıtlaması 24.00'da başlamalı.
Bence düşünülebilecek bir öneri.