SUÇUMUZ NEYDİ?
İsrail – Hamas
arasında devam eden savaşta 1 haftayı geride bıraktık.
Sivil can kayıplarının her geçen gün artmaya devam ettiği
savaşta İsrail, Gazze’ye kara harekatına hazırlanıyor.
Savaşın güncel akıbetini tam anlamıyla özet geçecek olursak;
İsrail Ordusu’ndan yapılan açıklamada, “Kapsamlı saldırıya
hazırlanıyoruz” ifadeleri kullanıldı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Gazze sınırında konuşlu
birliği ziyaret ederek, "Bir sonraki aşama yakın” açıklamasını yaptı.
İsrail'in güvenli geçiş için verdiği süre doldu, BM 1 milyon
kişinin evlerini terk ettiğini açıkladı.
Filistin kurumları Gazze'de ölenlerin sayısının 2 bine yaklaştığını aktardı.
Hizbullah, Hamas'a katılmaya hazır olduğunu açıkladı. Böyle
bir durumda ise savaşın yeni bir cepheye sıçramasından endişe ediliyor.
***
Savaşın başka bir cepheye sıçraması demek barış ortamının
sağlanmasının zora düşmesi demektir.
Bir taraftan ABD’nin savaşa müdahalesi diğer taraftan ise
İran’ın fırtına öncesi sessizliğini koruması savaşın seyrini etkileyecek
nitelikte.
Hizbullah’ın da Hamas’a katılması demek, İsrail’in
karşısında büyük bir askeri güç bulması anlamına geliyor.
Böyle bir durumda ABD’nin İsrail’e kara desteği vermesi
kaçınılmaz olur.
ABD’nin savaşa aktif şekilde katılması demek ise İran’ın bir
diğer taraftan sessizliğine bozarak oyuna dahil olmasını getirir.
Bunun sonucunda savaş tamamen bölgesellikten çıkarak 3.
Dünya Savaşı’na dönebilir ki muhtemelen de dönecektir.
***
Savaşın önümüzdeki saatlerde veya günlerde nasıl
seyredeceğini hep beraber izleyip göreceğiz.
Türkiye’nin bu savaştaki rolü ise tamamen arabuluculuk üzerine
kurulu…
Türkiye, savaşın sonlandırılması ve barış ortamının tahsisi
için diplomatik görüşmelerine devam ediyor.
Sivil can kayıpları ise bizim en hassas noktamız.
***
Türkiye’nin de bu savaştaki tutumunu özet geçtiğimize göre
asıl konumuza dönebiliriz.
Geçen haftaki yazımda savaşın seyrinin nasıl
ilerleyebileceğini yazmıştım.
Bununla birlikte ise üzerinde durduğum temel konu ise sivil
can kayıpları olmuştu.
Sivil can kayıpları o günlerde yüzlerle ifade ediliyorken
henüz daha 1 hafta yeni dolmasına rağmen sivil can kayıpları binlerle ifade
edilir hale geldi.
Söylemek istediğim şey tam anlamıyla buydu…
Sivil can kayıplarının her geçen gün katlanarak artmasına
hiçbiriniz inanamayacaksınız ama ne yazık ki öyle olacak.
Filler tepişirken, ezilen çimenler olacak.
***
Sivil can kayıpları bizi derinden üzüyor.
Parantez açmak istediğim bir diğer konu ise gazeteci
ölümleri.
Bizler kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla her olumsuz ortamda
en ön safta mücadele ederiz.
Her hangi bir afette, savaşta veya bir eylemde gazeteciler
en taze ve doğru bilgiyi aktarmak için olayların tam ortasında yer alır.
Bu iş zaten sevilmeden yapılacak bir iş değil.
Bir gazeteci kendini hatta hayatını mesleğine adar.
***
İsrail - Hamas
arasında yaşanan çatışmalarda kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla savaş
bölgesinde görev yapan gazeteciler canlarını ortaya koyuyor.
Şu ana kadar mesleğini ifa eden 10 civarı gazeteci İsrail’in
Gazze saldırılarında hayatını kaybederken onlarcası ise yaralandı.
Gelen bilgilere göre birçok gazeteciden de haber alınamıyor.
Muhtemelen bu gazetecilerin ya birçoğu kaçırıldı ya da hayatını kaybetti.
***
Savaşın en kötü yanı bu işte…
Sivil can kayıpları yüreğimizi yaralarken mesleğini ifa eden
meslektaşlarımızın da bu kayıplar arasında olması bizleri ayrı bir üzüntüye
sokuyor.
Hangi milletten olursa olsun, gazeteciler toplumları
bilgilendirmekle yükümlü oldukları için kutsal bir görev uğruna hayatlarını kaybediyorlar.
Bu savaşın sonu gelmezse can kayıpları yüreğimizi dağlamaya
devam edecek.
Savaşın bir an önce son bulması insanlık açısından en
doğrusu olacaktır.