SU TERAPİSİ (HİDROTERAPİ)

Hidroterapi kelimesi Latince’den türetilmiş olup açılım olarak "su tedavisi" anlamına gelmektedir (Tiainen, 2014). Su terapisi, sağlığın iyileştirilmesi ya da çeşitli hastalıkların tedavisi için sıcaklık, basınç, süre ve yer ayarlanarak suyun herhangi bir formunda (su, buz, buhar) harici veya dahili kullanımıdır. 
***
Su, insanı hayata bağlayan en önemli zincirlerden birisi… Su yoksa, hayat da yok… Su, sadece bedeni canlı tutan bir kaynak değil, aynı zamanda ruhsal yapıyı da onaran, iyi gelen, iyileştiren çok önemli bir ruhsal besin…
***
Suyun tedavi edici etkisi ilkel toplumlardan itibaren kullanılagelmiştir. Bilinen ilk kayıtlar, M.Ö. 2400 yılına kadar gitmektedir. Bu dönemde Hintliler, Mısırlılar, Mezopotamyalılar, Çinliler ve Asurlular suyu tedavi amacıyla kullanmışlardır. Hipokrat (460 - 375), sıcak ve soğuk suları, romatizma ve felç dahil pek çok hastalıkta kullanılmıştır. 
***
Bu dönemlerde psikiyatrik sorunları olan kişiler su yoluyla tedavi edilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla doğal kaynakların yanında topluca banyo yapılabilen aynı zamanda rekreasyonel aktivitelerin yapıldığı mekanlar inşa edilmiştir. 
***
Romalılar, Greklerin hamam modelini daha da geliştirerek yan yana sıcak (caldarium), ılık (tepidarium) ve soğuk (firigidarium) sulu banyoların bulunduğu büyük hamam kompleksleri inşa etmişlerdir. 
***
17. ve 18. Yüzyıllarda İsviçreli fizikçi ve hekim Dr. Siegmund HAHN (1664 – 1742), doğal yöntemlerle tedavi konusunda ilk uzman kişidir. Tifüsten hastalanan en büyük oğlunu soğuk su tedavisi ile ölümden kurtarmıştır. Hahn’dan sonra su terapisinin Avrupa’daki diğer kurucularının başında Sebestian KENIPP gelmektedir (Kale, 2002:292). 
***
1697’de bir İngiliz hekim olan Sir John FLAYER “Sıcak ve Soğuk Banyoların hatalı ve Doğru Kullanımı” adlı bir kitap yayınlamış ve bu bilimsel yayın su terapisinin başlangıcını oluşturmuştur. 
***
Osmanlı İmparatorluğu döneminde yapılan hastanelerde, hastaların psikolojik tedavileri ve rahatlamaları amaçlı kullanılan sel-sebil denilen havuzlar bulunmaktadır. 
***
Eski Romalılarda, su kenarlarında müzik aleti çalanların ve hatta hamamlarda ayrıntılı kütüphanelerin olduğu ve suyun rahatlatıcı etkisi içinde kitaplar okuyup gevşeyen insanların sabah gelip akşam çıktıkları rivayet edilmektedir. (Güneş, 2005:256,257).
***
Su terapisinin fizyolojik olarak, vücuttaki sıvı değişiminin kan akışı ve kardiyovasküler fonksiyonlarda olumlu gelişmelere sebep olduğuna dair bilimsel kanıtların artık kabul görmesinin yanı sıra, terapötik yararlarının olduğu ve bunun, suyun kaldırma kuvveti, hidrostatik basıncı, viskozitesi gibi hidrodinamik prensipleri ile ilgili olduğu belirtilmektedir (Ellapen vd., 2018).