SOSYAL TEMBELLİK (2)
Önceki yazımızda okuyucularımıza anlatmak istediklerimi
biraz daha somutlaştırmak için sizlerle şu hikâyeyi paylaşmak istiyorum.
Tüm hafta boyunca çalışan bir baba, hafta sonu dinlenmek
için keyifle eline gazetesini alır ve tüm gün evinde miskinlik yaparak
dinlemeyi hayal eder. Tam bunları düşünürken oğlu koşarak yanına gelir ve parka
ne zaman gideceklerini sorar.
***
Baba, daha önceden oğlunu parka götüreceğine söz vermiştir
ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekir. Sonra
gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişir. Baba önce
dünya haritasını küçük parçalara ayırır ve oğluna uzatır ve der ki:
- Eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni parka götüreceğim! .
Sonra da şöyle düşünür:
- Oh be, kurtuldum! En iyi coğrafya profesörünü bile
getirsen bu haritayı akşama kadar düzeltemez!
Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına
koşarak gelir:
- Babacığım, haritayı düzelttim. Artık parka gidebiliriz!
der.
Adam önce inanamaz ve görmek ister. Gördüğünde de hayretler
içinde kalır ve oğluna bunu nasıl yaptığını sorar.
Çocuk şu açıklamayı yapar:
-BANA VERDİĞİN HARİTANIN ARKASINDA BİR İNSAN RESMİ VARDI.
İNSANI DÜZELTTİĞİM ZAMAN DÜNYA KENDİLİĞİNDEN DÜZELDİ.
***
Sevgili okurlar, eğer karanlıktaysanız gölgeniz bile sizi
yalnız bırakacaktır. Hiç kimse kendinde olmayanı bir başkasına veremez. Önce
biz kendimizi aydınlatmalıyız, önce biz aydınlanmalıyız. Yaşamdaki
olumsuzluklar, yanlışlar, yanlış anlaşılmalar, anlaşılamamalar her zaman var
olacaktır, ancak biz bunun neresindeyiz, biz gördüğümüz yanlışlıklar için
kendimizde ne kadar doğrular yaratabiliyoruz.
Bir başkasını düzeltme şansımız yok belki ama kendimizi daha
iyi hale getirme, kendimizi düzeltme, yanlışlarımızı doğruya çevirme fırsatımız
har zaman var. Olaylar karşısında, karşı tarafı suçlamak en kolay yoldur ve bu
aslında insanın kendinden kaçışıdır.
***
Doğru olan insanın önce kendine boy aynasından bakmasıdır.
Sorumluluğu karşı tarafa yüklemek, kendimize düşen payı azaltmak sosyal
tembelliktir. Başkalarını suçlayarak, başkalarına sorumluluk yükleyerek doğruya
ve güzele erişemeyiz, bu insanın kendinden kaçışıdır.
SON SÖZ
Her şey seninle başlar ve bir seninle biter! Unutmayalım ki,
işaret parmağımızla birini suçladığımızda, diğer üç parmak bizi göstermektedir!