SOSYAL MEDYA VE TOPLUM
Günümüzde
teknolojinin hızlı gelişim kaydetmesiyle birlikte, sosyal medya platformları
hayatımızın önemli bir yerine oturdu. İnsanlar artık zamanlarının büyük bir
bölümünü sosyal medyada harcar hale geldi. Otobüste, trende, vapurda, yolda her
yerde, elimizden cep telefonu düşmüyor.
Hepimiz
haberleri öğrenmek, iletişim kurmak, ilgi alanlarımıza dair içerikleri
paylaşmak ve daha birçok şey yapmak için sosyal medya platformlarını
kullanıyoruz. Ancak bu platformlarda doğru ve yanlışı ayırt etme konusunda
yaşanan olası karmaşıklık ve belirsizlik, ciddi hatalara ve sorunlara yol
açabiliyor.
Sosyal
medyanın güvenilirliği konusundaki endişeler sadece haberlerle sınırlı değil,
aynı zamanda kişisel veri gizliliği konusunda da geçerli. Kişisel bilgilerin
kötü niyetli kişilerin eline geçme riski nedeniyle, platformlarda paylaşılan
içeriklere ortak olmadan önce, olabildiğince dikkatli davranmalı, bilgilerin
doğru kaynaklardan paylaşılmış olmasına dikkat etmemiz gerekiyor.
Bu
platformda paylaşılan bilgilerin doğruluğuna ve güvenilir kaynaklardan
paylaşılmış olmasına dikkat etmek, olası mağduriyetlerin önüne geçmede kritik
bir önem taşıyor. Sosyal medya platformlarını kullanırken sorumluluklarımızı
unutmamalı, bıraktığımız her beğeni ve yorumların geride iz bıraktığını,
dijital kimliğimize şekil verdiğini unutmamalıyız.
Sosyal
medya platformlarından paylaşılan içeriklere yorum yaparken hoyrat
davranmamalı, hoşgörülü ve saygılı bir dil kullanmalı, ahlaki sınırlara dikkat
etmeliyiz. Ayrıca, çevrimiçi zorbalık ve kötü niyetli davranışlara karşı
mücadele etmeli ve toplumsal değerlere saygı göstermeliyiz.
Toplumumuzda
maalesef sosyal medya, olması gerekenin çok ötesinde ve sağlıklı bir şekilde
kullanılmıyor. Pek çok platformda, beğeni ve yorum alma kaygısıyla, doğru
olmayan veya yanıltıcı bilgilerin hızla yayılmasına katkı sağlanıyor. Bu
durumun, ciddi toplumsal sorunlara ve bilgi kirliliğine yol açtığını fark
etmeli ve sosyal medyadaki davranışlarımıza bir çeki düzen getirmeliyiz.
Gençlerin
sosyal medyaya ilgisi ve etkisi çok fazla. Beğeni ve takipçi sayısı, gençler
arasında sosyal statü göstergesi haline gelmiş durumda. Bu nedenle, birçok kişi
gerçeklikten uzak bir sanal kimlik oluşturma yarışına girişiyor. Sahte bir
başarı izlenimi yaratmak için özellikle Instagram, Tiktok gibi platformlarda
fotoğraflar ve yaşam tarzları gelişi güzel sergileniyor. Uzmanlar, bu durumun
pek çok psikolojik sorunu beraberinde getirdiğini, sanal kimlik oluşturma
çabalarının, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunlara yol açtığına
dikkat çekiyor. Yapılan paylaşımlara
beğeni ve yorum gelmemesi yersiz tartışmalara, iletişim kazalarına neden
olabiliyor.
Daha
fazla tıklama ve paylaşım almak adına doğru olmayan bilgilere ve tıklama
tuzağına karşı toplum olarak dikkatli olmalıyız. Yaşanan olumsuzluklara karşı
dikkatli olmak, Sosyal medyanın bu olumsuz etkilerini azaltmak için hem
bireysel hem de toplumsal olarak sorumluluk almalıyız.
Peki,
bu nasıl sağlayacağız?
Toplumsal
düzeyde, medya okuryazarlığı eğitimi daha yaygın hale getirilmeli ve gençlere,
sosyal medyanın gerçek hayattan ne kadar farklı olabileceği konusunda eğitimler
verilmeli. Sosyal medya platformlarının
şeffaf ve hesap verebilir olmasına bireysel katkılar sağlarsak yaşanan
problemlerin de önüne geçmiş oluruz.