SON YAPRAK

 İnsan, yaş aldıkça sadeleşiyor. Farkında olmadan yıllarca hayatımızda büyük yüklerle yaşıyoruz. Birçok şeyin en gösterişlisi, en şaşalısını istiyoruz. Zaman geçtikçe önce renklerden sıyrılıyor daha sonra yavaş yavaş fazlalıklardan kurtulmaya başlıyoruz. 

***

Bu hissiyatı en çok kadınlar yaşıyor diye düşünüyorum. Evimizdeki kullandığımız gereksiz eşyalar başta olmak üzere kalem kalem sıralayabilirim fazlalıkları... 

***

Aslında duygularımız, düşüncelerimiz, dertlerimiz, sorunlarımız için de sadelikten bahsedebiliriz. Hepimizin hayatında birden fazla şu cümle kurulmuştur: 

“Şimdiki aklım olsaydı ne kafama o sorunları takardım ne de bu kadar gereksiz insanları hayatıma alırdım.” 

***

Şimdiki zamanın değerini bildiğimiz an sanırım yolun yarısına gelmiş oluyoruz. Ömrümüzün diğer yarısını da en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Bizi kıran, bizi üzen, verilen kıymeti bilmeyen insanları uzaklaştırmaya başladığımız zaman yeni bir pencere açılıyor yaşamımızda...

***

İnsanoğlu yaşadığı hayatın mukayesesini yapabilmeli. Eksisiyle, artısıyla hayatının matematiğini en sağlıklı şekilde yapabilmeli. Eğer bu hesaplar yapılamazsa dengeler bozuluyor ve bölünmeler artarak devam ediyor. 

***

Bencillikten bahsetmiyorum ama sanırım en doğrusu “önce ben” diyebilmekle başlıyor sağlıklı yaşam... Bu çok ince bir çizgi aslında. İncecik çizgide eğer doğru adımlarla yürümeyi başarabilirsek kimse hayatımızın merkezinde söz sahibi olamaz. 

Böyle durumlarda siz ne yapıyorsunuz bilmiyorum ama herkesin bir formülü olduğunu düşünüyorum. Mesela ben yeni güne uyandığım her sabahı, ömrümden geriye kalan son yaprakmış gibi düşünüyorum.

***

Elimde kalan son yaprağı soldurmadan, kurutmadan, kırmadan gün boyu yaşatmaya çalışıyorum. İşte o vakit hayat daha kıymetli, ben daha önemliyim... 

***

Beni üzen herkese sırt çevirip, göğsüme en hakikatli yalanları bastırarak kaçıp kurtulmalıyım yüreğimi kambur eden yüklerden...

SON SÖZ

Unutma; bugün hayatının son yaprağını elinde tutuyor olabilirsin. Bu gününü kimse için heba etme...