SİZ ÖNCE KENDİ PARTİNİZE BAKIN

CHP’nin Zillet İttifakı’ndaki ortağı İP ile oynadığı çadır tiyatrosuna bir yenisi de Antalya’da eklendi. Hem de ne tiyatro. Tek perdelik ama yalan dolan dolu.

Şimdi bir süre önce İP’nin Genel Başkanı Meral Akşener’in Hatay gezisindeki sahte esnaf tiyatrosunun bin benzeri Elmalı’da yaşandı. Eline yırtık ayakkabı verilen bir çiftçi ile tek perdelik oyun sahnelendi.

Bereket ki Elmalılar kimin ne olduğunu çok iyi bildiği için oynanan algı oyununu hemen deşifre etti. Yalan ve iftiralar daha ilçenin öbür tarafına geçmeden patladı.

İP Antalya İl Başkanı Mehmet Başaran’ın yanına alıp halkın karşısına çıkardığı ve hükümeti protesto ettirdiği Muammer Bulgan adında bir çiftçi. Hem de öyle az uz bir çiftçi değil. Bakmayın siz onun yırtık ayakkabılı tiyatrodaki rolüne.

Bulgan’ın lüks sayılacak bir otomobili, iyisinden bir traktörü, yıllık geliri çok iyi olan seraları var. Öyle bir yaşam sürüyor ki ben bile kendisine imrendim. Çünkü yanında çalıştırdığı işçiler bile onun kadar keyif yapabiliyor.

Şimdi bu saydıklarım karşısında yırdık ayakkabılı tiyatronun ne anlama geldiğini varın siz düşünün!

Antalya’da uzun yıllar politika ile uğraşan ve saygın bir işadamı kimliğine sahip olan Burdurlu İP İl Başkanı Mehmet Zeki Başaran’a bir çift sözüm olacak.

Yahu başkan, sen nasıl böyle bir ayak oyununa geldin veya getirildin? Kendini böyle bir çadır tiyatrosuna alet ettin? İnanmak mümkün değil. Hadi adam fakirdi bir çift ayakkabı alıp öyle halkın karşısına çıkarsaydın ya!

Ama sizin amacınız üzüm yemek değil bağcıyı dövmek öyle değil mi?

AHLAKSIZLIĞA SON VERİN

İp İl Başkanı Başaran’a şunu sormak istiyorum. Noter onaylı aşk skandalının kahramanı İP’li Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk’e inandığını ve arkasında olduğunu söylemiştiniz. Hatta, olayın bir komplo olduğunu da iddia etmiştiniz.

Ancak Halil Öztürk skandalının öyle olmadığı HTS kayıtları ile de ispatlandı ama siz hala onun arkasında mısınız önce onu açıklayın. Makam şoförünün eşi ile yaşadığı aşk skandalı mı dersiniz, yoksa halk arasında söylenen tabiri ile ahlaksızlık mı dersiniz bilemem ama böyle bir olay var iken önce insan kendi partisine bir bakar. Bu ayıbı temizler sonra halkın karşısına çıkar.

Şimdi çıkıp, “Benim HTS kayıtlarından haberim yok” falan diyecek olursanız arayın beni kayıtları vereyim size. Öğrenin bakalım tiyatro nasıl yazılıyormuş ve kim tarafından sahneleniyormuş?

Vallahi sizin yırtık pırtık delik ayakkabı tiyatrosundan çok seyirci çekeceğine garanti veririm.

İşin özü ‘Siz önce kendi çöplüğünüzü temizleyin’ meselesidir.

İSTEMEZÜKÇÜLER SAHNEDE

Antalya’da yapılan her işin muhalifi olan istemezükçüler yine sahneye çıktı. Bu kez bunların arasına eski Belediye Başkanı ve İP Milletvekili Hasan Subaşı da katıldı. Konu Kaş’a yapılacak otoban. Yani, Finike-Demre-Kaş-Kalkan Devlet Yolu’nun yapımı. Batı Antalya için bana göre çok önemli ve elzem bir yol.

Ancak tıpkı Kaş’a yapılacak havaalanına nasıl karşı çıkıldıysa bu yol içinde hemen istemezükçüler devreye girdi. Resmen medeniyetin simgesi olan yolu “istemezük” diye tutturdular.

Yolun acil olmadığını iddia edenler arasında o mülayimliği ve şehre yapılacak yatırımları hep destekleyen Hasan Subaşı’nın da yer alması dikkatimi çekti. Hatta Subaşı’nın konuyu TBMM’ne taşıması baha bir garibime gitti.

Subaşı, “4-5 milyara mal olacak otoyol Batı Antalya için öncelikli değil. Bunun yerine yıllardır ertelenen Demre Limanı, projesi ele alınsın” diyor. Ve ekliyor, “4 şeritli yol kime hizmet edecek….Finike-Demre- Kaş-Kalkan Devlet Yolu’nun gerçekleşmesi halinde doğa katliamı gerçekleşecek…” diyor.

Bölgenin adamı olan Subaşı’nın niçin sadece muhalefet olsun diye mi böyle bir tutum sergiliyor bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var Kaş Belediye Başkanı Mutlu Ulutaş da bu yolun gerekli olduğunu savunması.

Subaşı, yolun hem turizme hem de ekonomiye katkısı olmayacağını söylerken, Ulutaş’ta tam aksine hem ekonomiye hem de turizme büyük katkısı olacağını savunuyor.

Sonuç olarak bu yol Kaşlılar için önemli. Diğer ilçeler içinde önemli. Çünkü turizmin gelişmesini istiyorsak tıpkı havaalanı gibi bunlarda gerekli. Aksi halde daracık yollardan 4-5 saatte Kaş’a ancak varabiliriz.

Bırakın turizmi bölgede yetiştirilen binlerce ton örtü altı üretim sebzeleri zamanında hiçbir yere yetiştiremeyiz.

İşin kola tarafı “İstemezük” demek. Önemli ve en zor olanı ise yapılacak bir işe katkı koymaktır.

Tabi tercin bölge halkının olacak. İstemezukçüler ise çadır tiyatrosunun bir parçası olarak kalacaktır.