SİYASİ NEZAKET ZAMANI

31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri için artık son viraja girildi.

Türkiye, 31 Mart Pazar günü yine sandığa giderek, yerel yöneticilerini seçecek.

Daha önceki birçok yazımda adayların bu süreçteki tutumunun nasıl olması gerektiğini yazmıştım.

Kendisini sokağa atan, projelerini vatandaşa anlatmayı bilen adayın seçimi kazanacağını söylemiştim.

Para babası olup tek derdi koltuk olan adayların ise büyük bir hüsrana uğrayacağını üstüne basa basa söylemiştim.

***

Nitekim birçok şehirde seçim süreci boyunca belediye başkan adaylarının tutumunu gözlemledik.

Vatandaşla iç içe olan adayların yarışı 1 - 0 önde götürdüğünü söyleyebilirim.

Antalya özelinde değerlendirecek olursak burada Büyükşehir’e aday olan tüm isimlerin propaganda süreci boyunca vatandaşla iç içe olduğunu gördük.

Antalya’nın dinamikleri gerçekten çok başka…

***

Antalya’da adayların vatandaşla iç içe olması anlaşılan seçim sonucu için tek başına yetersiz bir değerlendirme unsuru olacak.

“Antalya seçmeni ne istiyor?” sorusu burada devreye giriyor.

Bunun cevabını ise çok uzakta aramaya gerek yok.

Antalya’da yaşayanlar belediye başkanından açık ve net ‘hizmet’ bekliyor.

***

Uzun yıllardır kentin altyapı, ulaşım, çevre düzenlemesi ve şehirleşme sorunları var.

Bu sorunlara bir türlü çözüm bulunamıyor.

Özellikle son 3 dönemdir kim belediye başkanı olursa olsun bu sorunlar bir türlü çözülemedi.

Her gelen isim koltuğa oturmadan önce ‘ben yapacağım’ diyor ama neticede yapılan hiçbir şey olmuyor.

***

Antalya yoğun bir göç alan kozmopolit bir şehir.

Bu kentin en çok hizmete ihtiyacı var.

Ulaşım başlıca üzerine düşülmesi gereken bir konu…

Yıl olmuş 2024 biz halen trafikte saatlerce zaman harcıyoruz.

Yazık… Dünyanın gözünün üstünde olduğu bir kentte böyle basitçe çözülebilecek konuların kangrene dönüşmesi ne kadar kötü bir intiba bırakıyor.

***

Umarım Antalya’ya seçilecek belediye başkanı bu sefer kolları sıvayarak sorunları çözebilir.

Aksi halde Antalya’nın kaybedecek bir 5 yılı daha yok.

Eğer bir 5 yıl daha sorunların baş gösterdiği bir Antalya görürsek, ne turizmde ne de diğer alanlarda zirvede kalabileceğimizi düşünmüyorum.

***

Gelgelelim artık seçim haftasına girdik pazar günü sandık başına gideceğiz.

Yerel yöneticiler belirlenerek 5 yıllık bir sürece girilecek.

Şu ana kadar belediye başkan adayları ve bağlı oldukları siyasi partiler arasında öyle büyük bir sataşma yaşanmadı.

Ancak seçimden önceki son günler her şeye gebe…

Muhakkak bir sataşma olacaktır.

Fakat Ramazan ayında olmamızın da getirdiği sakinlikten ötürü ben yine çok fazla bir kaos beklemiyorum.

Tüm adaylar şu son haftayı siyasi nezaket içerisinde geçirse ne güzel olurdu değil mi?

Sakin sakin seçimimizi yapalım. Yorulduk, önümüz yaz… Son yıllar Türkiye için çok yıpratıcı oldu.

Bu sefer biraz sakin kalalım, seçmene kulak verelim ve şu seçimleri tamamlayalım.