SİYASET KAZANININ ATEŞİ HARLANMIŞ!
Siyaset, mübarek Ramazan ayı falan dinlemiyor. Hızını alamayan bir dönem yan yana yürüdüğü yol arkadaşlarını yerden yere vuruyor. Oruç ağza saydıran saydırana.
CHP’li eski İbradı Belediye Başkanı Serkan Küçükkuru, geçen sene partisinden istifa edip Muharrem İnce’nin Memleket Partisi’ne geçmişti. Ne olduysa bundan sonra oldu.
CHP’nin Antalya’daki en baba muhaliflerinden biri oldu Küçükkuru. Hep hedefine eski yol arkadaşlarını koydu. Son olarak isim vermese de hedefinde CHP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek var.
Küçükkuru, Başkan olarak değil ‘Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi’ sıfatıyla açıklama yaptı güya. Ama hedefi belli. Konyaaltı 4. Etap Hafif Raylı Sistem konusunda verdi veriştirdi.
Küçükkuru, Konyaaltı’nda yapılacak hafif raylı sistemin yeterli olmayacağını sadece yolları daraltıp trafik yükünü arttıracağını ileri sürdü. Eski CHP’li yeni MP’li Başkan, Antalya’ya vizyoner projeler gerektiğini, sorunun metro ile çözülebileceğine dikkat çekti.
İsim vermeden Başkan Böcek’i yerden yere vuran Serkan Küçükkuru, Konyaaltı’nda yapılan Kent Meydanı için de, “Kent Meydanı diye 3-5 kafeye mahkûm edildi” dedi ve yapılan Konyaaltı Sahiline ihanet olduğunu ileri sürdü.
Yani Böcek’i ihanetle suçladı. Kurunun salvoları bununla da bitmedi. Konyaaltı’na ihanet eden zihniyetin şimdi şehri mahvettiğini söyledi. “Cenaze, mevlüt, düğün gezerek politika yapan zihniyet Antalya’ya yetmiyor” diyen İbradı Belediye Başkanı, Antalya’yı uçuracak çağdaş ve yenilikçi projeler gerektiğine vurgu yaptı.
Şimdi, durup dururken Serkan Küçükkuru niye böyle bir açıklama yaptı? Sanırım ya istediğini alamadı ya da adının gündeme gelmesini estiği için olmalı. Yoksa kol kola gezdiği arkadaşı Böcek’e niye böyle yakın mesafeden ateş etsin ki?
Ama bu siyaset böyle bir şey işte. Bir dönem kol kola gezdiğiniz yol arkadaşınız veya kardeşiniz bile olsa menfaat çatışması oldu mu Ramazan ayı falan dinlemiyor insan. Basıyor tetiğe! Veriyor kaynayan kazanın altına odunu. Sırf ateş harlansın diye.
GELİYOR GELMEKTE OLAN
Antalya Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı Ali Bahar, son dönemlerde önemli konulara parmak basıyor ve açıklamalarda bulunuyor. Dün böyle bir açıklama daha yaptı Bahar. Bahar’ın açıklaması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, turizm sektöründe döviz kazandırıcı hizmet veren firmalara yüzde 9’a kadar inen faiz oranlarıyla uzun vadeli finansman kredisi kararı ile ilgili.
Aslında bu tür açıklamayı OSB Başkanı değil Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin yapmalı. Ama onun aklı başka yerlerde olunca böyle oluyor. Bahar, turizm sektörünün gıdadan lojistiğe, inşaattan sağlığa yaklaşık 60 tedarikçi sektör ile birbirlerine göbekten bağlı, büyük bir organizasyon olduğunu hatırlattı.
Sektörün sesini dillendiren Bahar, turizm sektörüne sağlanan finansman desteğinin, sektörün taşıyıcı kolonları olan turizm tedarikçilerini de kapsamasını talep etti. OSB Başkanı, “Sunulan finansman desteği turizm tedarikçilerini de kapsasaydı, başta Antalya olmak üzere turizm bölgelerimizin tamamına çok daha rahat bir nefes aldırırdı” dedi.
Hakikaten Ali Bahar öyle bir konuya parmak basmış ki binlerce tedarikçinin sesi olmuş. Umarım bu sese kulak veren olur ve karar genişletilip sektöre nefes aldırılır. Peki bu açıklama ile OSB Başkanı Ali Bahar neyin mesajını veriyor sizce? Ben söyleyelim. ATSO Başkanlığı’nın en güçlü adayı olduğunun. İnanmayan önceki açıklamalarına göz atsın!
KİRA İŞİNE DENETİM ŞART
Geçen hafta Antalya’da konut kiralarındaki astronomik artışları gündeme getirmiştim. Ancak bu konuda hala atılmış ciddi bir adım da yok ses sedada yok. Kim kime dumduma misali. İş çığırından çıkıyor. Antalya kent merkezinde tek konutu olan emekli ya da iş sahibi veya memur olanlar, evlerini Rus ve Ukraynalılara eşyalı ya da eşyasız yüksek fiyattan kiralıyor.
Piyasayı yükselten bu zat-ı muhteremlerin kendileri de kenar mahallelere taşınıyor. Çoğu da yazlık evlerine gidiyor. Hatta kiracısını çıkartıp sokağa atanlara bile rastlanıyor. Antalya’da geçen ay 6 bin 364 konut satışı olurken bunun bin 434 yabancı uyruklulara yapılmış. Bu gidişle kendi memleketimizde yabancı olacağız gibime geliyor.
Yahu bu işin bir denetimi yok mu? Antalya Gelir İdaresi Başkanlığı ne iş yapar? Emlak sektörü tam bir vergi kaçırma aracı oldu. Ama denetim hak getire. Nedeni ise birçok kişi kirayı elden almaya başladı! Bu iş biran önce zapt-u rapt altına alınmalı. Yoksa sosyal patlama tehlikesi baş gösterebilir. Benden uyarması.
HEP AYNI MANZARA
Antalya Döşemealatı’nda şu temizlik ve çöp meselesi bir türlü halledilemedi. Hangi mahalle ve sokağa gitseniz ya çöp yığını ya da konteynerler yan yatmış çöpler sağa sola savrulmuş halde. Dün sosyal medyada bir fotoğraf yer aldı. Döşemealtı Yeniköy Mahallesi 93 sokakta bulunan çöplerin temizlenmediğini gösteren bir görüntü. Rezil ötesi bir görüntü. Döşemealtılıların tek beklentisi çöplerin zamanında toplanması ve böyle görüntüler yaşanmaması.
BUNLAR BIKTIRDI
Ramazan ayı nedeniyle adeta dilenci istilasına uğrayan Antalya’da zabıtalar oturmaya devam ediyor. Profesyonel duygu sömürücüleri ise her köşe başında mesailerini sürdürüyor. Denetimsizliğin had safhaya ulaştığı şehir merkezinde yine bildik manzaralar yaşanıyor. Çöp konteynerlerinin kenarına oturan birisi sözde çöpe atılan ekmekleri alıp yiyor!
Bize de bu sahtekârlığı yetirmeye çalışıyorlar. Oysa ki ekmeği poşetle getirip orada çıkısını açıp senaryoyu uygulamaya koyuyor bu profesyonel duygu sömürücüleri. Çoğumuz kanıyor. Ancak bu çirkinlik denetimsizlik kaynaklanıyor. Genelde Muratpaşa Belediyesi sınırlarında yaşanıyor bu görüntüler. Zabıta görmezden geliyor, olanda duygusal insanlara oluyor.