SİMSARLAR!
Aslında çok farklı birkaç konuda düşüncelerim vardı onları yazmak ve yorumlamak istemiştim ancak özellikle Bartın’da meydana gelen elim patlama nedeniyle “sözün bittiği yerdeyiz” cümlesinin yaşanmış haline bürününce hepsini bir kenara bırakmak zorunda kaldım.
***
Her ne kadar hala birileri acının rengi, dini, siyaseti olmaz düsturunu kendine şiar edinememiş ve hala acılar üzerinden siyaset yapıyor olsa da bizim yaşam tarzımız ve karakterimiz buna izin vermez.
Öncelikle alın terini yerin metrelerce altında karanlıklar içerisine bırakarak evlerine helal lokma götürme uğruna hayatını kaybeden kahraman emekçilerime Allah’tan rahmet, aileleri, yakınları ve Aziz Türk Milletine başsağlığı ve sabır diliyorum.
***
Daha önceki yazılarımızda da çeşitli defalar dile getirmiştim.
Böylesi durumlarda birlik ve beraberlik içerisinde yaraları sarmak, acıları dindirmek ve bir an önce hayatı normale döndürmek için çalışmak varken niçin hala bir suçlu aramanın peşinde koşarız?
Ne olur sanki hep birlikte el ele verip acılı günleri çabucak atlatsak?
Atalarımızın “Cenaze evinde miras paylaşılmaz” sözünü kendine ilke edinememiş, insanlar enkaz altınca bir canı kurtarmanın telaşında iken karanlık ortamlardan beslenen leş kargası misali bazı tipler çıkmış suçu birilerine yıkmanın gayretiyle debelenip duruyorlar.
***
Yahu Allah aşına bırakın simsarlığı…
Orada hala kurtarılmayı bekleyen canlar var canlar!
Teselli edilmesi, acıları paylaşılması gereken, ateşin düştüğü ve ciğerleri yaktığı evler var.
Önce onlara bir baksanız olmaz mı?
Bize göre olur da size göre olmayacağını bir kez daha gösterdiniz.
Lanet olsun acıdan, kandan, gözyaşından iktidar devşirmeye çalışan o simsarlara!
Yerin dibine batsın onların siyaseti de makamı da!
Rabbim ülkemize ve milletimize böyle acıları bir daha yaşatmasın.
Yaşatmasın ki insanlarımızın ocaklarına ateş düşmesin
Kaos ve karmaşadan beslenen acı üzerinden siyaset yapma gafletinde olan simsarlarda kendilerine prim yapacak fırsatlar bulamasın.