ŞİMDİ DOĞAYA SIĞINMA VAKTİ

AÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, Türkiye’nin en büyük yangın felaketi olarak kayıtlara geçen Manavgat yangınında zarar gören binlerce dekar tarım arazisi ile ormanlık alanların yenilenmesinin zaman alacağını kaydetti.

28 Ağustos saat 12.05’te 4 farklı noktada başlayan Manavgat yangınlarında ilk belirlemelere göre 60 bin hektar ormanlık alanın yandığı belirtiliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın tespitlerine göre bölgede 15 bin dekar tarımsal alan da zarar gördü. Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, yangından zarar gören tarım arazileri ve ormanlık alanlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Doğanın yenilenmesi için zamana ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özçatalbaş, “Doğayı kendi haline bıraktığımız zaman kendini yenilemek gibi bir özelliği vardır.  Ancak bununla birlikte zaman da bizim için değerli. O neden mutlaka müdahale edilerek sürecin tarım lehine dönüştürülmesi için yapılması gereken kültürel önlemler var” ifadelerini kullandı.

TARIMI AFETLERDEN KORUMAK MÜMKÜN

Tarım alanlarını doğal afetlerden korumanın mümkün olduğunu dile getiren Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Ormandan tarım alanına geçişte bir güvenlik kuşağı oluşturmak gerekir. Yangına dayalı bitkiler veya boş alanlar oluşturulması yangının doğrudan alana sıçramasını önleyebilir. Öte yandan tarım alanlarını sınıflandırarak 8 kategoriye ayırırız.  İlk 4 sınıfta tarımsal üretim faaliyeti yapılır.   Ancak onun üzerindeki alanlarda tarımsal üretim yapılması son derece zordur. Orman alanlarının korunmasına yönelik kanuna göre de ormanlık alanların yangından zarar görmesiyle birlikte yeniden o alanda orman oluşturulması gerekiyor. Dolayısıyla orman alanlarında tarım yapılması konusu çok mümkün değildir” diye konuştu.

“BİR BAHAR BEKLEMELİYİZ”

Yanan alanların kendisini yenilemesi için ağaçlandırma yapmak için acele edilmemesi gerektiğini vurgulayan AÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş,  “Aslında 1 yıl beklenildiğinde çam ormanlarının kendiliğinden oluşması söz konusu.  O bölgelerde şeftali,  ceviz ve zeytin gibi ürünler kolay yetiştiremezsiniz. Bunları yetiştirmeye kalktığınızda kültürel önlemler almak zorundasınız. O alanlarda su ve gübreleme gibi ihtiyaçları karşılayamazsınız. O nedenle doğal ekosistem içerisinde çam ve meşe gibi türler öne çıkıyor. Dolayısıyla bu türlerin canlanmasını ve doğanın kendisini yenilemesini beklemeliyiz. Türkiye’de hemen ağaçlandırmaya geçmek gibi bir algı var. Bunu çok başarılı bir şekilde de yapıyor. Dünyadaki orman alanını arttıran ender ülkelerden birisiyiz.  Ancak burada bir müddet beklemek gerekiyor. En azından bir bahar geçirmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.