SIKIŞINCA AĞLAMAK ALIŞKANLIK YAPMIŞ
Manavgat’ın CHP’li Belediye Başkanı Şükrü Sözen’i insan olarak çok sever, başkanlıkta uyguladığı anlayışı ilk zamanlar onaylardım. Ancak son dönemlerde bu fikrim yerle yeksan edildi.
Kim yaptı bunu? Dış güçler falan değil. Bizzat kendisi. Kimi zaman kavgacı, kimi zaman ‘Polat Alemdar’ rolüne bürünmesi, kimi zamanda iki gözü iki çeşme ağlak halleri!
Bir ilçenin başkanı düşünün. Binlerce kişiye hizmet ederken bir bakmışsınız sadece geleceğini düşünen bir hale bürünmüş. Kimi zaman sert tavırlarla kimi zamanda tehditlerle halkın karşısında.
İlçesine hizmet etmesi gerekirken bunları unutup genel siyasete yeşil ışık yakarcasına eleştirinin dozunu kaçıran bir başkan. Kim bu? Manavgat’ın ‘Polat Alemdar’ı Sözen.
Efendim, geçen günlerde Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, ‘Manavgat hepimizin’ başlığı adı altında halk buluşması yaptı. Meclis üyelerine anlatmadığı sorunları 150-200 kadar Manavgatlıya tek tek anlattı!
Şimdi düşünün bir belediye başkanını! Meclisinde sorunları konuşmayacak, muhalefete söz hakkı tanımayacak, aşağılayacak, hakaret edecek, sonrada halkın karşısına çıkıp ağlayacak!
Birincisi ilçeye doğalgaz yatırımını engelleyen kim? Önce sen ona bir bak. Yok firmayla anlaşma yapmış, yasada değişiklik yapılmış mış mış mış. Yahu bu memlekette ilçesine doğalgaz gelecek olan bir tek belediye başkanı sen misin?
Bir yasa veya yönetmelik çıktığı zaman sana özel değil herkese tüzel çıkar. Yapacaksan yaparsın. Niye ağlayıp duruyorsun, orman yangınındaki gibi. Hani, “Oynamasını bilmeyen gelin yerim dar” dermiş ya. Aynen bu olayda böyle.
Sen önce bu konuda AK Partili Belediye Meclisi üyelerinin istediği video kayıtlarını tam olarak ver veya kamuoyunun izlemesine imken sağla. Sonrasını yine tartışırız.
Gelelim şu Manavgat Şelalesi meselesine. Yıllardır burası senin elindeydi. Ne yaptın buraya. Süsleme, püsleme göz boyama. Gelsin gelirler. Başkaca bir şey yok.
Çıkıp mayıs ayında buranın elinizden alınacağını söylüyorsunuz. Bu karar yeni mi çıktı? Sanmam. Bugüne kadar bir heyet oluşturup Ankara’ya gittiniz mi? Gerek görmemişinizdir.
Sonra ilçeye verilen sözlere getiriyorsunuz meseleyi. Yok devlet hastanesi ne oldu, niye üniversitemiz yok gibi. Alanya’yı örnek vermişiniz birde. Kıskanma senin de olur.
“Neden sözler tutulmuyor, neden siyaset hizmetin önüne geçiyor. Biz bunları sorgulayamıyoruz” demişiniz. Verilen sözler tutuluyor. Yeter ki sen engel olma. Zamanı geldikçe hepsi yapılır merak etme.
Her daim bir Ulualan konusunu gündeme getiren Başkan Sözen, bu konuyu seçimlere kadar diri tutmak niyetinde gibi. Çünkü olası bir milletvekilliği adaylığında burayı malzeme olarak kullanacağının sinyalini veriyor.
Başkan Sözen, muz üretimine kota konmasını da istiyor. Muz seralarının artmasından şikayetçi. Adama sorarlar, “Yeni mi aklın başına geldi” diye.
Maksat ilçenin sorunlarını anlatmak gibi görünse de ağlamayı alışkanlık haline getiren Başkan Şükrü Sözen, HES ve Taş ocakları meselesini gündeme getirmekle genel politika hevesini aşikar etmiştir.
Başkan Sözen, orman yangınları sonrası kesilen ağaçların bakanlık tarafından ihale edildiğini halka şikayet etmiş. Yahu bugüne kadar her yerde bu iş hep böyle değimliydi?
Ama mesele ‘Üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek’ olunca maalesef bu işler böyle oluyor. Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, ne zaman sıkışsa iki gözü iki çeşme halkın karşına çıkıyor.
Alışkanlık bu ya. Bir insan ‘ağlak’ olunca bir köşeye sinip ağlayıp duruyor. Tıpkı orman yangınlarında Sözen’in yaptığı gibi.
YENİ AYNI SORUN
Antalya'da SİT alanı olan ve Cumhurbaşkanı kararı ile ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanı’ ile ‘Kesin Korunacak Hassas Alan’ olarak ilan edilen falezler yine gündemde. Kimisi plaj için falezleri oyuk oyuk oyuyor, kimisi beton döküyor, kimisi de üstünü tıraşlayıp işletme veya otel için yer açıyor. Ne bitmez çilesi varmış şu falezlerin arkadaş.
Bir dönem yaptırdığı kaç asansör ile gündeme gelen Bilem Otel'e ait Bilem Beach’te yeni bir katliam faaliyetine girişildiği yönünde ihbar geldi bana. Bilmem doğru bilmem iftira!
Eğer ihbar doğru ise durum çok vahim. Plajın üstündeki falezlerin bir bölümü ‘Bungalov’ tipi bir otel yapımı için sezona hazırlanıyormuş. Kim kimden nasıl izin aldıysa?
Bakın ben buradan ilgililerin dikkatini testi kırılmadan pardon falezler katliama kurban gitmeden uyarmak istiyorum. Yapmayın, etmeyin bu doğa harikasına kıymayın.
Lakin burada asıl mesele şu; Kimin bu katliama izin verdiğidir. Kim böyle bir izni verdiyse ortaya çıksın. Yok izin verilmediyse acil önlem alınsın.
Çünkü bu tahribat yapıldığı zamsan geriye dönüşü yok. Tıpkı Muratpaşa Belediyesi’nin bir dönem plaj yapmak için falezlere döktüğü beton çirkinliğinin hala orada kalması gibi.