SIKIN DİŞİNİZİ, 2023’E AZ KALDI!

Antalya CHP’de yaşanan başkanlık krizi, gündem oluşturmaya devam ediyor. İl Başkanı Nusret Bayar’ın, MYK ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından azledilmesi ile başlayan başkanlık savaşı, başka bir mecraya kaydı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek kavgada başkahraman ilan edildi.  Perdenin arkasında ise Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’a rol verildi. Bazı kesimler tarafından işin içine parti tabanı da dahil edildi. CHP’de işler arapsaçına döndürüldü. Kimin eli kimin cebinde belli değil.

Herkes önüne geleni suçlamaya başladı. O falanın askeri, bunlar şunun lejyoneri diye. Ama herkesin bir şeyin ıska geçmesi için adeta el birliği ile uğraş veriliyor. Seçimlerin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, Böcek ve ekibinin Antalya’ya neler yaptığını sorgulanması istenmiyor. Bilerek başka mecralarda kavgalar çıkartılıp asıl konunun üstü örtülmeye çalışılıyor.

Allah aşkına bu memlekete iki yıldır ne yapıldığını vaat edilen 77 projeden geçirildiğini birileri çıkıp anlatmalı, bu şehrin insanına hesap vermeli. Benim bildiğim kadarıyla devralınan yarım kalmış projeler yapılmaya çalışılıyor veya yapılıyor gibi gösteriliyor. Et, süt, arpa, buğday, çiçek, böcek. Ha! Bir de, Antalya yerel politikası ve belediyeciliği ile uzaktan yakından ilgisi olmayan İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çalışma yapılmış.

Yerseniz tabi.

Turgut Özal’ın bir sözü vardı, “Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatı” diye. Eski bir ANAP’lı olan Böcek’in bu söz üzerinden çalışma yapacağını düşünecek olursak 2023’e kadar yapılsa yapılsa 7 proje daha yapılır. Ama Antalyalılar kendilerini aptal yerine koyanları ne unutur ne de unutturur, sandığa gömer! Hem de ortağını, gelinini, görümcesini, kızını oğlunu işe alan Böcek ve şürekası ile birlikte.

O kadar suçsuz günahsız insanın işten çıkartılmasının vebalinin faturası ağır olacaktır. Benim tavsiyem sıkın dişinizi. Şunun şurasında ne kaldı 2023’e.

KEPEZ VE TÜTÜNCÜ

CHP’li belediyeler Antalya’da kendi derdine düşüp halka hizmeti ikinci plana itti. Ama Kepez Belediyesi dur durak bilmeden her gün yeni bir proje ile dezavantajlı ilçeyi şaha kaldırdı. Başkan Hakan Tütüncü’nün gece gündüz demeden çalıştığını sosyal medyadan takip ederken başımız dönüyor.

Kah Dokuma’daki o muhteşem Cemil Meriç Kütüphanesi’nde kah Antalya Şehir Hastanesi için yol açma çalışmasında. Kimi zaman ise küçük çocukları evlerinde ziyaret ederek ailecek gönül alma sırasında. Hatta izlerken büyük keyif aldığım “bilim merkezi” bahçesindeki deney kazasında.

Antalya sanki CHP’den ibaretmiş gibi günlerce hepimiz o işlere takılıp kaldık. Asıl yapılan hizmetler göz ardı edildi. Biz de bu tuzağa düşüp pehlivan tefrikası gibi yazıp durduk. Yapılandan çok yapılmayana takılıp kaldık. Bayramdan sonra pandemiden kafamızı kaldırıp eskiye dönebilirsek herkese Dokumapark’a gitmesini öneriyorum.

Çünkü Tütüncü ve ekibinin neler yaptığını, hizmet nasıl olurmuş gidip bir görün. Kavga yok, hizmet var. Allah nazardan korusun.

PROFESYONEL ODULAR

Ramazan ayının girmesiyle birlikte birçok ilde olduğu gibi profesyonel duygu sömürücüleri Antalya’mıza da akın akın gelmeye devam ediyor. Kimdir bu profesyonel duygu sömürücüleri? diye soranlarınız olabilir. Yormayım sizi, bunlar dilenciler!

Tamam dinimizde sadaka vermenin sevabı büyük, ama gerçekten ihtiyacı olana vermeli. Her Ramazan ayında dilenmek üzere başka şehirlerden de otobüsler dolusu dilenciler gelir, Antalya’ya. Dilencilik, bir sektöre dönüşmüş artık. Antalya Emniyet Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesi Zabıta Müdürlüğü önlemler almalarına rağmen, bu Ramazanda da kim bilir kaç otobüs geldiler.

Vallahi bunlar bu yıl da Ramazan ayı boyunca tam vardiya çalışacaklar gibi görünüyorlar. Çocuklar yollarda ve kavşaklarda, kadınlar hastane önleri, babaları ise cami avlularında. Bazı dilenciler var sanki bulunduğu yeri ihaleyle almış, her gün aynı saatlerde orada. Dilenme yöntemleri de hiç değiştirmiyor. Hatta bazıları Suriyeli’ymiş gibi giyinip öyle davranıyorlar.

İnanın yaptıkları duaları ve yalvarışları bir kitapta toplasak yeni yetişecek dilenciler için iyi bir eğitim kitabı bile oluşturur kanısındayım. Biz bu kitabı yazmadan umarım çalışmalar artırılır ve profesyonel duygu sömürücüleri kentten uzaklaştırılır.