SIFIRIN BÜYÜKLÜĞÜ

Sevgili okurlar; bundan yaklaşık dört yıl önce; 2018 yılının ekim ayında hastane bahçesinde bir esnafla sohbet ediyordum. O günlerde Amerikan Doları 6 lira bile değildi. Sohbet ettiğim kişi, işleri bozulduğu için birikimlerini kaybettiğini anlatmıştı.

***

Ardından da “İşlerim bozulunca; sıfırın ne denli büyük bir rakam olduğunu anlamış oldum. Çünkü, birikimlerimi kaybetmekle kalmayıp yığınla da borçlandım. Eksideyim. Yani sıfırın çok çok altına düştüm” demişti. 

***

Bu sözlerden sonra “Vay be… Sen ne büyük bir rakammışsın sıfır” diye kendi kendime söylendiğim olmuştu. Bugün o sözleri çok daha fazla hatırlar hale geldik.

***

Çünkü geçinebilmek, ayakta durabilmek, iki yakayı bir araya getirebilmek eskisinden çok daha zor hale geldi. Çünkü fiyatlar almış başını gidiyor. Ücretli kesimin kazancı ise fiyat artışlarına yetişemiyor.

***

Emekliye 2 bin 500 lira ile geçin diyorlar. Evimin dibinde semt pazarı var. Hayat pahalılığından dolayı kilo kilo satışların yerini yarım yarım satışlar almış durumda. Bu gidişat toplumun ruh sağlığını da etkilemiş durumda. 

***

Kutsal kabul ettiğimiz aileler çatırdıyor. Evlilikler yıkılıyor. Geçenlerde bizzat Adalet Bakanı katıldığı  televizyon programında evlenme ve boşanma oranlarını açıkladı. 

***

Her 3 evlilikten biri boşanmayla sonuçlanıyor. Gençler yuva kurmaktan korkuyor.  Çünkü geçinebilecekleri parayı kazanamıyorlar.  Zaten birçoğu üniversite eğitimi görürken aldıkları öğrenim kredisi yüzünden hayata sıfırın altında başladıklarını söylüyorlar.

***

Öte yandan yaşanan ekonomik sorunlar güvenliği de tehdit ediyor. Bundan yıllar önce Zeytinköy’de uyuşturucu madde bağımlıları ile röportajlar yapmıştım. Bağımlıların büyük bir bölümü arkadaşları yüzünden uyuşturucu kullanmaya başladığını anlatmıştı.

***

Öte yandan işleri bozulduğu için yaşadığı sıkıntıları unutmak için uyuşturucuya bulaştıklarını söyleyenler de olmuştu. Korkunç bir durum bu…

***

Bugün işleri bozulduğu için insanlar uyuşturucunun esiri olursa bu ülkede barış, huzur kalır mı? Ortalık suçtan geçilmez. Çünkü uyuşturucu bağımlıları uyuşturucuyu temin etmek için uyuşturucu alabilecekleri parayı bulabilmek için her türlü yola başvurup, her türlü suçu işleyebiliyorlar.

***

Bugün de bakıyorsun hal kavşağında, üst geçidin önünde, arkasında yığınla uyuşturucu bağımlısı genç dileniyor. Battaniyeleri de orada.  Sokakta yatıp kalkıyorlar. Trafik ışığında bekleyen araçlardan para istiyorlar. “Bir liran var mı” diye soruyorlar.

***

Paran yoksa sigara istiyorlar. Sigaran yoksa içtiğin suyu istiyorlar. Sonra da senden benden aldıkları Bir lira bir liraları biriktirip gidip uyuşturucu alıyorlar. Genç kızlar kendilerini pazarlıyorlar. Akşam Gazetesi’nde çalıştığım yıllarda Kızılsaray Mahallesi’nde sokağa park ettiğim aracımım teybi çalınmıştı. 

***

O zamanlar Şarampol Karakolu halen yıkılmamıştı. Gidip şikayetçi oldum. Ama diğer şikayetlerimde olduğu gibi o suçun faili de yakalanamadı. Teybimin çalındığı yerde sık sık madde bağımlıları görüyordum.

***

Bir gün bu bağımlılardan biri ile konuştum. Dedi ki: “Biz bu toplumun birer ferdiyiz. Bu maddeyi temin etmek için suç işliyoruz. Toplum bizi taşımak zorunda” 

SON SÖZ

Şayet ülkemizdeki ekonomik sıkıntıları çözemez isek çok korkunç bir yıkım ve gözyaşı ile karşılaşabiliriz.  Ne yapıp edip, toplumu Sıfırın altından kurtarmak zorundayız.