SICAKLARDA HAMİLELERİ FERAHLATACAK ÖNERİLER
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte artan sıcaklık ve nem oranı herkesi etkilediği gibi bu dönemde hamilelerinde zor bir süreç geçirmesine neden oluyor. Geçtiğimiz yazı hatırlıyorum, karnım burnumda, ödemden şişmiş ayaklarımla işe gidip gelmek ve üstüne o sıcaklarda nefes alıp vermek o kadar zordu ki. Bunu ancak yaşayan anlar. Zor ama bir o kadar da keyifli olan anneliğin ilk basamağıyla daha kızım karnımdayken tanıştım. Ama yine de küçücük parmaklarıyla yüzünüze dokunup sevmesi ve gülümsemesi her şeye değer. Sizlere bu yazımda yaz aylarında gebelik sürecimizin daha rahat geçmesi için önerilerde bulunacağım. Umarım sizler içinde faydalı bir yazı olur.
***
Kavurucu sıcaklıklar ter oranını arttırdığı zaman vücudun su ve tuz kaybına da sebebiyet veriyor. Hamilelik döneminde akciğerlerimizin hacmi daralıyor. Süreç ilerledikçe kilo alımı ve günden güne içimizde büyüttüğümüz bebeğimiz diyaframın alt kısmında kalıyor. Haliyle bu durum nefes almamızı zorlaştırıyor. Eğer bu dönemde yeteri kadar sıvı tüketimi sağlayamazsak ‘’dehidrasyon’’ dediğimiz önemli bir sorunla karşı karşıya kalabiliriz. Bu demek oluyor ki; Annenin kan basıncı düşüyor, kanda ki şeker ve tuz düzeyleri değişiyor. Bu durumda bebeği çevreleyen amniyo sıvısında azalma oluyor. Bebeğin gelişimi yavaşlıyor. Hatta durabiliyor. Bu dönemde hayati önem taşıyan su içme alışkanlığını günlük 2-5 3 litreye çıkarmayı kendinize görev edinmeniz naçizane önerimdir. Günde bir şişe soda da içebilirsiniz. Hem sindiriminizi kolaylaştıracaktır. Hem de ferahlamanızı sağlayacak.
***
Özellikle bu mevsimde gündelik yaşantımızda olduğu gibi güneş ışınlarının dik açıyla geldiği saatlerde dışarı çıkmamaya dikkat etmemiz gerekiyor. Kendimizi ve bebeğimizi güneş çarpmasından korumak için saat 11.00- 17.00 arası dışarı çıkmamalıyız. Vermiş olduğum bu saat aralıkları kadın doğum doktorumun benim için kesin olarak kural koyduğu saatlerdi. Ayrıca östrojen hormonu cildi güneş ışınlarına karşı hassaslaştırıyor ve cilt lekelerine sebebiyet veriyor. Doğum lekesi dediğimiz lekelerin cildinizde oluşmaması içinde bu duruma mümkün olduğunca dikkat etmelisiniz. Mecbur kalıp çıkmanız gereken durumlar elbette olabilir. Bu durumda yüksek faktörlü güneş kremleri kullanıp, yüzünüze gölge sağlayacak geniş bir şapka takmalısınız. Açık renk pamuklu giysiler giymek ilk tercihiniz olmalı. Mevsim meyvelerinden taze sıkılmış meyve sularını da içmeyi ihmal etmeyin. Yaz mevsimi olduğu için, meyve ve sebzelere ulaşmakta daha kolay. Alternatif çok fazla. Ama siz yine de meyveye çok yüklenip kan şekerinizi yükseltmeyin. Her şeyi ölçülü tüketmeye dikkat edin.
***
Yazın bunaltıcı sıcakları olduğu kadar, Antalya’nın da her sahili mavi bayrak denizi var. Bana göre böyle bir şehirde yaşamak bir lütuftur. Hamile kaldığım dönemde bunun hakkını verdiğime inanıyorum çünkü doktorumun izniyle sık sık denize gidip yüzdüm. Siz de doktorunuza danışarak, sık sık yüzebilirsiniz. Akşam serinliğinde ise temposu düşük yürüyüşler yapmayı aksatmayın. 45 dakika, 1 saat yürümek sırt ve bacak kaslarınızı güçlendirir. Düzenli olarak yürüyüş yapmak ve yüzmek vücudunuzda ki ödemin azalmasına fayda sağlayacaktır. Uyurken bacaklarınız yastıkla desteklemeniz ve rahat ayakkabı tercih etmeniz daha konforlu bir hamilelik geçirmenize etki edecektir.
***
Antalya gibi bir şehirde klimasız nefes almanın pek de kolay olmadığını belirtmeliyim. Yine bu dönemde klima kullanımına dikkat etmeliyiz. Terleyip soğumamaya özen göstermeliyiz. Klimanın çarpmasına mağruz kalabiliriz. Bu da bizim hamilelik sürecinde gereksiz ilaç ya da antibiyotik kullanmamıza neden olur. Uzman doktorumuzun önerdiği vitamin ve mineraller dışında ilaç kullanımı yapmamanızı tavsiye ederim. Klimalarımızın da periyodik bakımlarının yapılmış olması temiz hava solumamız için bir etkendir. Buna da ayrıca dikkat etmeliyiz. Tüm bunlara rağmen sürecin zor olduğunu biliyorum. Ama unutma yolun sonunda seni yeniden sen yapacak bir mucizeye merhaba diyorsun.