"Sıcak havalarda tansiyon düşüklüğüne dikkat edilmeli"
Sıcak havaların tansiyon düşüklüğüne yol açtığını belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Muhammet Bilici, “Özellikle yaz aylarında sıcak havanın etkisiyle vücutta su kaybı fazla olmaktadır, bu durum damarlarda da genişlemeye yol açar. Bu nedenle tansiyon düşüklüğü çok sık görülmektedir” dedi.
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Muhammet Bilici, aşırı sıcaklarda
görülebilen tansiyon düşüklüğü hakkında bilgiler verdi. Tansiyon düşüklüğünün
tanımını yapan Uzm. Dr. Bilici, “Tansiyon düşüklüğü veya hipotansiyon, dolaşım
sistemi içindeki basıncın düşük olduğu bir durumdur. Normal kan basıncı 120/80
mm/Hg civarındadır. Hipotansiyon, kan basıncı değerlerinin normalin altına
düştüğü durumlarda meydana gelir. Hastanın tansiyon değerleri 90/60 mm Hg veya
daha düşük olduğu durumlarda daha şiddetli belirtiler gözlenebilir. Hastalar
tansiyon düştüğü zaman baş dönmesi, baş ağrısı, gözde kararma, mide bulantısı,
yorgunluk, hızlı ve sığ solunum, solgunluk ve solukluk gibi şikâyetler
yaşayabilirler” diye konuştu.
“TANSİYON
DÜŞÜKLÜĞÜNÜN SEBEPLERİ”
Tansiyon düşüklüğünün nedenleri arasında birçok farklı sebep
olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Bilici, “Vücudun uzun süre susuz kalması,
hareketsiz kalmak, uzun süre yatalak pozisyonda olmak, yanlış diyet yapmak,
sağlıksız beslenmek, bazı hipertansiyon ilaçları, kalp yetmezliğinde kullanılan
ilaçlar, idrar söktürücü ilaçlar, sıcak havada uzun süre kalmak tansiyon
düşüklüğünün en sık görülen nedenleri bu nedenler arasında sayılabilir. Vücutta
kan kaybı olan durumlar ve hamilelikte de düşük tansiyon sık görülebilmektedir.
Bunun dışında, ortostatik hipotansiyon, Parkinson hastalığı gibi bazı
hastalıklarda da tansiyon düşüklüğü olmaktadır” şeklinde konuştu.
“SICAK HAVALAR
TANSİYON DÜŞÜKLÜĞÜNE NEDEN OLABİLİR”
Sıcak havaların tansiyon düşüklüğüne neden olduğunu belirten
Uzm. Dr. Bilici, “Özellikle yaz aylarında sıcak havanın etkisiyle vücutta su
kaybı fazla olmaktadır, bu nedenle damarlarda da genişleme olduğundan tansiyon
düşüklüğü çok sık görülmektedir” dedi.
“TEDAVİ YOLLARI”
Tansiyon düşüklüğünün tedavisinde altta yatan temel nedene
göre ve durumun ciddiyetine göre farklı tedbirlerin alınabileceğini belirten
Uzm. Dr. Bilici, şunları söyledi: “Öncelikle hastanın pozisyonu hemen sırtüstü
yatar hale getirilip sonrasında ayaklar kalp hizasının üstüne kadar yükseltilmelidir.
Bu şekilde hipotansiyona bağlı bayılma ve bilinç kaybı gibi durumların önüne
geçilmiş olacaktır. Dehidrasyon (vücudun fazla su kaybetmesi) denilen durumda
yeterli miktarda sıvı almak, tansiyonu yükseltmeye yardımcı olabilir.
Bulantı-kusma veya ishal gibi durumlarda kaybedilen sıvılar yerine konmalıdır.
Tansiyon düşük olan bazı kişilere fazla tuz içeren bir diyet önerilebilir çünkü
tuz kan hacmini artırarak damarda bulunan suyu da tutarak tansiyonu
yükseltebilir. Ancak bunu yaparken de yakın tansiyon takibi yapılması
gerekmektedir. Aksi takdirde aşırı tuz alımı hipertansif ataklara neden
olabilmektedir. Hastanın tansiyon düşüklüğü tuz alımı, sıvı alımı ve pozisyon
değişikliğine rağmen devam ederse damardan serum fizyolojik gibi sıvı yüklemesi
yapılması gerekebilir.”
“AĞIR YEMEKLERDEN
UZAK DURULMALI”
Hastaların aniden ayağa kalkmak gibi pozisyon değişikliğine
bağlı tansiyon düşmesine neden olan durumlara dikkat etmesi ve yavaş hareketler
yapması gerektiğini dile getiren Uzm. Dr. Bilici, “Kompresyon çorapları giymek,
kanın alt bacaklarda birikmesini önleyerek daha iyi dolaşımı sağlar ve bu da
tansiyonu yükseltebilir. Alkol tüketimini sınırlamak veya kaçınmak gereklidir.
Ağır yemeklerden kaçınmak önerilir. Fazla yemek yemek de tansiyonu düşürebilir.
Bu nedenle aşırı yemekten uzak durulmalıdır. Tansiyon düşüklüğü durumlarında
kafein içeren yiyecek ve içeceklerin tüketilmesi de tansiyonu yükseltmeye
yardımcı olabilir. Bacak bacak üstüne atmamak da yapılacak önlemler
arasındadır. Kişinin kullandığı ilaçlar da tansiyon düşüklüğüne yol açabilir.
Bu nedenle bu ihtimali düşünüp doktoruna başvurarak ilaçlarının yeniden düzenlenmesini
sağlayabilir” dedi.
“BÖBREK SAĞLIĞINI
OLUMSUZ ETKİLEYEBİLİR”
Düşük tansiyonun farklı hastalıklara neden olabileceğini
vurgulayan Uzm. Dr. Bilici, “Hastanın tansiyon düşüklüğü çok ciddi değilse gün
içerisinde halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi ve gözde kararma gibi
sosyal olarak günlük aktivitelerini yapmasına engel olacak derecede şikâyetlere
neden olabilmektedir. Eğer tansiyonu ciddi derecede düşükse ve bu durum uzun
süre devam ederse, hastanın beynine, böbreğine ve karaciğerine giden kan akımı
azalacaktır. Bu durum organlarda hasara neden olabilmekte, hatta hızlıca
düzeltilmediği takdirde ölümcül sonuçlara bile neden olmaktadır” açıklamasında
bulundu.
“SIVI MİKTARI
ARTIRILMALI”
Sıcak havalarda bol su tüketmemiz gerektiğine değinen Uzm.
Dr. Bilici, “Yaz aylarında aşırı terleme olması nedeniyle günlük tüketilen sıvı
miktarımızı artırılmalıyız. Hatta bu sıvıların dengeli elektrolit bakımdan
zengin olması (tuzlu ayran, doğal maden suları vs. gibi) önemlidir” dedi.
“RİSK ALTINDA OLAN
BİREYLER”
Tansiyon düşüklüğü konusunda risk altında olan bireylerden
bahseden Uzm. Dr. Bilici, “İleri yaş grubunda olan 65 yaş üstü bireyler, hamileler,
diyabet, hipertansiyon ve kalp yetmezliği olan hastalar ve kronik ilaç kullanan
hastalar risk altındadır. Uzun süre aynı pozisyonda oturan ve masa başı çalışan
kişiler de tansiyon düşüklüğü açısından riskli gruptadırlar” dedi.
“ANİ HAREKETLERDEN
KAÇINILMALI”
Kronik tansiyon düşüklüğü olan hastaların tedavide nasıl bir yol izlemesi gerektiğini anlatan Uzm. Dr. Bilici, şunları söyledi: “Hastanın kronik tansiyon düşüklüğü varsa muhakkak bir doktor muayenesi ve detaylı kan tahlillerini yaptırması gerekmektedir. Eğer altta yatan bir hastalığı yoksa ve kullandığı ilaçlara bağlı bir tansiyon düşüklüğü yoksa hastanın gün içinde sıvı tüketimine dikkat etmesi ve gerekirse tuz alımına dikkat etmesi önerilmektedir. Ani hareketlerden kaçınması ve duruma göre kafein tüketmesi önerilir. Kişinin tansiyonu 90/60'ın altına düştüğü zaman ciddi şikâyetlere neden olabilir. Hatta bu durum uzun sürerse ve tansiyon yükseltilmezse beyne giden kan akımı yeteri oranda olmayacağından ani kalp durması ve ölüm meydana gelebilir."
İHA