SERDENGEÇTİ

Sevgili okurlar; Antalya’nın Akseki ilçesi dağlık bir coğrafyaya sahiptir. Ancak bu ilçe çıkardığı tüccarlarla tanınan bir yerdir.

***

Bu ilçe aynı zamanda felsefe öğrencisi iken köy enstitülerinin mimarı olan dönemin CHP’li Milli Eğitim Bakanı Hassan Ali Yücel’e yazdığı “yüksek makamın alçak vekiline” şeklinde dilekçe yazan Osman Yüksel Serdengeçti’nin de doğup, büyüdüğü, hatta ömrünün son yıllarını da geçirdiği bir yerdir.

***

Bu ilçe düğmeli evleriyle de meşhurdur. 1983’te vefat eden Osman Yüksel Serdengeçti’nin doğup büyüdüğü Akseki ilçesindeki düğmeli ev de buradaki diğer tarihi konaklarla birlikte restore ediliyormuş.

***

AK Partili Menderes Türel’in Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Antalya Cumhuriyet Caddesi’nde yıkılan il özel idare binasının yerine inşa edilen parka da Osman Yüksel Serdengeçti’nin adı verilmişti.

***

Soyadı Yüksel olunca merak ettim. Benim evimin olduğu binanın ismi de Yüksel apartmanı. Geçmişte toptan gıda ticareti yapan Aksekili Hüseyin Yüksel’den almıştım daireyi. Apartmana kendi adını vermiş. Bu kişi aynı zamanda Aksekili gazeteci arkadaşım Murat Yüksel’in de yakın akrabası.

***

Aradım Murat’ı. “Osman Yüksel Serdengeçti de akrabanız mı” diye sordum. Dedi ki, “Soyadı benzerliği. Ama aynı evlerimiz aynı mahalledeydi. Kendisi ömrünün son zamanlarını Akseki’de geçirmişti. Evimizin olduğu mahallede bir mağara vardı. 12 Eylül darbesi olduğu dönemdi. 

***

O zamanlar ben 9 yaşında bir çocuktum. Oyun oynamak için gittiğimiz mağarada çuvalların içinde yığınla kitap vardı. Bakınca Osman Yüksel Serdengeçti’nin kitapları olduğunu gördüm. Muhtemelen 12 Eylül darbesinden dolayı çuvallara doldurup mağaraya götürmüş.

***

El konulmasından ya da yakılmasından endişe etmiş olabilir. Niye oraya koyduğunu bilmiyorum.  Ben de o dönemde mağaraya gidip gidip o kitapları okuyordum. Sonra durumu babama anlatınca çok kızdı. Ondan sonra o mağaraya daha da gitmedim. Kitaplarının akıbetini bilmiyorum”

***

Murat bunları anlatınca benim de gözlerimin önünden 12 Eylül darbesinin olduğu günler geçti.  Darbenin mimarı dönemin Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren ülke genelinde sıkı yönetim ilan etmişti. Sokağa çıkma yasaklarını ilk o dönemde yaşadık. Kenan Evren her ile sıkı yönetim komutanı atamıştı. Antalya’ya da Nuri Teoman gönderilmişti.

***

12 Eylül darbesinin bu komutanına belki de şirin görünmek için Güllük Caddesini şimdiki Tarık Akıltopu Caddesine bağlayan yola da Teomanpaşa Caddesi adı verilmişti. Şimdiki Kepez Belediyesi’nin olduğu gecekondu mahallesine de yine 12 Eylül darbesinin komutanı Teomanpaşa’nın adı verilmişti. Halen bu isimler değiştirilmedi. Yani darbe döneminin izleri halen duruyor.

***

Öte yandan 12 Eylül darbesinin mimarı Kenan Evren’in adı ise o dönemde kentin en ileri gelenlerinin ikamet ettiği, CHP’nin eski lideri Deniz Baykal’ın da evinin olduğu, denize nazır Konyaaltı caddesine verilmişti. Konyaaltı’ndaki ağaçlık alana da 12 eylül koruluğu adı verilip halen etkinliklere ev sahipliği yapmaya devam eden buradaki açık hava tiyatrosuna da 12 Eylül tiyatrosu adı verilmişti. Öte yandan Kenan Evren Antalya’yı ziyaret ettiğinde okullarda eğitime ara verilip, onun geçeceği yollara öğrenciler dizilip alkış tutturuluyordu.

***

O dönemde ortaokul öğrencisi olan benim de aralarında olduğum binlerce çocuk Kenan Evren’i alkışlamakla görevlendirilmişti. Aradan tam 42 yıl geçmiş. O dönemden aklımda kalan bir diğer şey ise darbecilerin hazırladığı 1982 anayasasına referandumda hayır denilmesi için mücadele edenlerin sadece sol görüşlülerden oluşmasıydı.

***

O dönemde ülkeyi idare edenler darbe anayasasına referandumda hayır denilmesini isteyenlerden  “hain ve terörist” diye bahsediyordu.  Sağdan da soldan da muhalif olanlar tutuklanıyordu. Hatta işkence sırasında tuz yedirildiği için iç organlarının iflas edip ölenlerin olduğunu duymuştum o yıllarda.

***

Antalya’da yıkılan İl Özel İdaresi’nin olduğu alanda inşa edilen parka gelince. Buraya Osman Yüksel Serdengeçti’nin adı ile hayat hikayesinin olduğu bir yazı yazılmış. Ancak yazılan bazı kelimelerden birileri rahatsız olmuş ki, o kısımlar kazınmak suretiyle silinmiş.

***

Öte yandan bu yıkılan İl Özel İdare Binasının birinci katında Antalya Gazeteciler Cemiyetinin de lokali vardı. Şimdi parkın bir bölümünde küçük dükkanlar yapılmış. Keşke Antalya Gazeteciler Cemiyetine de oradan bir yer ayrılsaydı. İyi olmaz mıydı?

***

SON SÖZ

Osman Yüksel Serdengeçti, üniversite öğrencisi iken dönemin Milli Eğitim Bakanı’na yazdığı dilekçeye gelince; böyle bir dilekçeyi bugün yazabilir miydi işte onu bilmiyorum…