SEN KAÇARSIN HAYAT KOVALAR

“Ah be gönlüm! Yine sen güçlü çıktın benden, yine senin söylediğin oldu ve ben yine seni dinlemedim” diye feryatlar duyarız kendi içimizde...

***

Aslında ruhunun en büyük kıskançlığı da bu ya, öz benliğinde ‘’güçlüyüm’’ dersin, sonra savunmasızlıkla mücadele ettiğini görünce kendi içini, içinle içten konuşmaya başlarsın, sessizce, usul usul bir şeyler anlatırsın ona, ne bileyim ’”Umut’’ dersin mesela, ya da ‘’Unut’’ dersin…

***

İnsan hayatı, kategorilere ayrılır: Sevgi, umut, aşk, istikrar, güven, sadakat… Sen her birini edinmeye çalıştıkça, diğer yandan kopar gider bir diğeri. Hep mutlu olmayı denedin mesela, peki olabildin mi?  En mutlu olduğun anların bir çoğunda, kendini bir çıkmazın içinde buldun.

***

Sevdin, karşılığını göremedin. Kör kütük  aşık oldun belki vaktiyle, terk edildin. Alabildiğine mutlu oldun çoğu zaman ama yine gözyaşlarını silerken buldun kendini...

***

Kimi zaman, susturdukların, kimi zaman haykırdıklarındır gözyaşların… Hayatla her zaman savaş halinde olamazsın. İniş çıkışların olacak elbette. İnişlerin, çıkışlarındaki huzurun kıymet bilme adresi değil midir zaten ansızın kapını çalan, kıymetini bilmeyi hatırlatan?

***

Biz insanlar, bazen ne çok büyütüyoruz yaşam serüvenimizdeki küçük detayları. Belki de neye değer vereceğimizin ölçüsünü belirleyemiyoruz. Hep mutlu olalım istiyoruz, mutluluğa ulaştığımızda kıymet bilemiyoruz.

***

Hayaller kuruyoruz yıllarca, hayallerimize bize göz kırpıp onlara adım adım yaklaştığımızda bu defa yine kıymet bilmemenin kuytusuna düşüyoruz… İyi ki, anıların kıymetini biliyoruz…Bize iyi gelen dost çünkü onlar. Sessiz ama kalıcı dost.

***

En çok anılar değerli insan ömründe. Senin, sana ait hiç gitmeyen hiç bitmeyen istediğin zaman kavuşacağın yegane şey, anılarındır. Gözlerin kadar yakın anıların sana. Kapatınca gözlerini saklı tuttuğun her anınla kucaklaşıyorsun. İçinden hiç uğurlayamadığın bir türlü vedalaşamadığın anıların var ya bir de; onlar da baş ucu anılarımız işte. Kendimizi o anılarda…

***

Aslına bakılırsa kendimizi, kendi içimizdekilerle yıkadığımız zaman, özümseme yönünden duygularınız daha farklı akıyor. Duygularımızı özümsüyor, ruhumuza iyi gelen hisleri sahipleniyoruz. Özümsüyoruz.

***

Hasretini çektiğimiz ne varsa öz haliyle akar yüreğimize. Hani bir meyvenin özünü çıkarırsınız, en tatlı yeri o özüdür ya. Tıpkı onun gibi. Bazı duygular da özüyle, şeffaflığı, saydamlığı ile güzeldir. Her yönden baktığında her yönden görürsün, tek bir yönden baktığında tek bir yönden görürsün.

***

Duygulara yön verilmez, duygulara can verilir. Herkes her duyguyu hisseder ama herkes her duyguyu ayrı serüvende yaşar, farklı ambiyans ile yaşar. Mum her yerde ışık verir fakat beyaz da vardır kırmızı da. Ama her mum rengi ne olursa olsun aynı ışığı verir. Kalbinizle, ruhunuza dokunabilmek gibi…

***

BAZI ANILAR VARDIR Kİ

Her duygudan biraz var içimizde. Geceleri uykumuzu kaçıran duygular, sabah uyandığımızda sol yanımızda hissettiğimiz bizi dinginleştiren duygular, dalıp dalıp uzaklara gitmemizi sağlayan duygular. Neler yok ki insan ömründe, insan yüreğinde… Okyanusun derinliklerinde kaybolmak gibi bazı duygular.

Sen kaçarsın köşe bucak, anıların seni kovalar koşarak…