SEN DE BİR TAŞ AT

Kırmamak için, kırılmaktan, başkasının sorularına cevap aramaktan yoruldum.

Çok değil beş yıl önce yediğim, giydiğim, kullandığım çoğu şey demode oldu.

İşte o yüzden ruhuma, zihnime ve bedenime yatırım yapıp.

Çok acı çekmiş bir insan olarak…

Bir süre sonra adına yalnızlık dediğim, kalın duvarlar ördüm insanlarla arama.

Güven duygumu kaybettiğimden dolayı, şüphe duygularım çok güçlendi.

Sözlere olan inancımı kaybettiğim için davranışları daha yakından gözlemlemeye başladım.

Duyarak değil, görerek inanmaya başladım. Aşk üstüne yapılan sohbetlerde suskun kaldım.

Ancak içten içe tebessüm etmeyi de ihmal etmedim. Çaya ve şarkılara karşı bağımlılığım arttı.

Bazen birine şans vermek istesem bile, ürkek bakışlarım titreyen ellerim ve kulağı sağır edecek iç sesimin sessiz çığlıklarıyla tüm duygularımı yenilgiye uğratıp, yüreğime inat, tabana kuvvet kaçarcasına gittim.

Çünkü biliyorum ki bir insanın beni ne kadar seveceği, ya da ne kadar üzeceği ikileminde sıkışıp kalmaktansa, tek başınalığın verdiği o huzuru, her zaman daha çok sevdim.

Bu gün adını bile hatırlamadığım ne insanlar geçti hayatımdan her gün yediğin içtiğin anımı paylaştığın o insanlar kaybolup gittiler. Görevleri bitti çünkü. Başka yerlerde başkalarının en sevdiği en vazgeçilmezleri arasında ki görevlerini yerine getiriyorlar. Farkındayım aynı şeyleri bu gün bende yapıyorum...

Bu hayatta hiç bir şeyin kalıcı olmadığını biliyorum ve küçücük olayları "dev" yapıp boş yere kendimi üzmek istemiyorum. "Bir dakika" bile düşünmemi hak etmeyen şeyleri, "aylarca" düşündüğüm yeter!   Güçlü olmak uğruna, güçsüzlüğü yaşamayı unuttum.

Değişmeyecek insanların değişmesini umut etmekten yoruldum.

Bittiğini kabullenmediğin şeyleri tekrar başlatmaya çalışmanın zaman kaybı olduğunu öğrendim.

Kötü olan insanları, inatla iyi sanmaya devam edecek kadar iyi niyetimin kölesi olmaktan azat ettim kendimi…

Ve sil baştan yeni bir dünyaya açtım gözlerimi bir sabah, çığlık attım hoş geldim kendime, biraz geç kaldım farkındayım ama hoş buldum dedim iç sesime.

Berrak bir denize taş atıp halkalar oluşturdum izledim hayatımı.

Ve gördüm ki her halka biraz daha güzelliğe açıldı ve her bir halka gözden kaybolurken ben yeni bir taş atıp yeni halkalar oluşmasına fırsat verdim.

Her halka bir gün kayboldu yerine yenileri geldi ama attığım her taş suyun dibinde yerini aldı. Çünkü artık attığım her taşta akıl, tecrübe ve emek vardı.

Şaman sözü;

Sevdiklerine bağlı ol, ama bağımlı olma. Fedakar ol, ama kendini feda etme. Dünü unutma, saplanıp kalma da. Sabret ama katlanma. Eleştir ama suçlama. İste ama ısrar etme.

Ve en önemlisi hiç kimseye biat etme. Bir gün hepimizin öleceğini de asla unutma...