SEMUD KAVMİ’NİN YAPTIĞI KÖTÜLÜKLER

Salih Peygamber’in çağrısına halkın az bir kısmı uydu, çoğu anlattıklarını kabul etmedi. Özellikle de kavmin ileri gelenleri Hz. Salih’i inkâr ettiler ve O’na karşı düşmanca bir tavır takındılar. Buna rağmen Allah’ın elçisi onları ikna etmeye devam etti ve dedi ki:

***

“Ey kavmim, görüşünüz nedir söyler misiniz? Eğer ben Rabbimden apaçık bir belge üzerinde isem ve bana tarafından bir rahmet vermişse, bu durumda O’na isyan edecek olursam Allah’a karşı bana kim yardım edecektir? Şu halde kaybımı artırmaktan başka bana hiçbir yarar sağlamayacaksınız. Ey kavmim, size işte bir ayet olarak Allah’ın Devesi; onu serbest bırakın, Allah’ın arzında yesin. Ona kötülük vermek niyetiyle dokunmayın. Yoksa sizi yakın bir azap sarıverir. Fakat onu öldürdüler.”

***

Deveyi öldürdükten sonra kendilerine azabın çabucak gelmemesi, kavmin azgınlığını daha da artırdı. Hz. Salih’i rahatsız etmeye, O’nu eleştirmeye ve yalancılıkla suçlamaya başladılar. Bundan sonra artık sözün bittiği yere gelinmişti. “Eğer yalanlarsanız, sizden önceki ümmetler de (elçilerin çağrısını) yalanlamışlardı. Elçiye düşen, yalnızca açık bir tebliğdir.” “Böylelikle dişi deveyi öldürdüler ve Rablerinin emrine karşı çıkıp Salih’e de şöyle dediler: ‘Ey Salih, eğer gerçekten gönderilenlerden bir peygamber isen, vaat ettiğin şeyi getir bakalım.”

***

Kuran’ın başka ayetlerinde de geçtiğine göre: “Deve öldürülünce Hz. Salih: ‘Yurdunuzda üç gün daha metalanın.’ Bu zaman sona erince, Salih’i ve O’nunla beraber iman etmiş olanları bizden bir rahmet sebebiyle kurtuluşa erdirdik, hem de o günün zilletinden kurtardık. Şüphe yok ki, çok kuvvetli, çok izzet sahibi olan, ancak senin o Rabbindir. O zulmetmiş olanları da korkunç bir ses yakaladı. Artık yurtlarında diz üstü çöküp bitmiş bir halde sabahladılar. Sanki orada hiç ikamet etmemişlerdi. Biliniz ki, şüphesiz Semud, Rablerini inkâr etmişlerdi. Haberiniz olsun ki, Semud için (Allah’ın rahmetinden) bir uzaklık vardır.

***

Semud Kavmi de kendilerinden önce doğru yoldan sapıp inkâra yeltenmeleri ve azgınlığı tercih etmeleri yüzünden helak olan kavimlerin hazin sonlarından ders almadılar. Onların helakinden sonra Kuran, daha sonra gelecek nesillere onların düştükleri hataları hatırlatarak ibret almalarını belirten pek çok uyarıda bulunmuştur. “Bundan önce inkâr edenlerin haberi size gelmedi mi? İşte onlar, işlerinin vebalini tattılar. Onlara acı bir azap vardır. Bu, kendilerine apaçık belgelerle elçiler geldiği halde ‘bizi bir beşer mi hidayete ulaştıracak?” demeleri ve bu yüzden inkâr edip saparak yüz çevirmeleri nedeniyledir. Allah da (onlara karşı) müstağni olduğunu (hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını) gösterdi.

***

Allah Gani’dir, Hamid’dir. İnkâr edenler kesin olarak diriltilmeyeceklerini öne sürdüler. De ki: ‘Hayır, Rabbime andolsun, muhakkak diriltileceksiniz; sonra mutlaka yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu da Allah’a göre oldukça kolaydır. Şu halde Allah’a, O’nun Resulüne ve indirdiğimiz nur ( Kur’an) a iman edin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”

***

Allah,  inkâr edenlerin kurdukları hileli düzenleri boşa çıkardı ve Hz. Salih’i, kötülük yapmak isteyenlerin ellerinden kurtardı. Bu olaydan sonra artık kavme her türlü tebliği yaptığını ve hiç kimsenin öğüt almadığını gören Hz. Salih, kavmine kendilerinin üç gün içinde helak olacaklarını bildirdi.

***

DEHŞET VERİCİ SON

Nitekim üç gün sonra Hz. Salih’in uyarısı gerçekleşti ve Semud Kavmi helak edildi. Hicr Suresi’nde 81–84. ayetlerde olay şu şekilde anlatılmaktadır: “Andolsun, Hicr Halkı da gönderilenleri (gönderilen elçileri) yalanlamışlardı” ayetindeki, Hicr Halkı’na bir peygamber gönderildiği halde, ‘peygamberleri yalanlamışlardı’ denmesinin nedeni şudur: Bir insan veya bir halk, bir peygamberi yalanlarsa, bütün peygamberleri yalanlamış olur. “Onlara ayetlerimizi vermiştik de ondan yüz çevirmişlerdi. Dağlardan güvenli evler yontuyorlardı. Derken, sabah vaktine girdiklerinde, onları o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi. Buna rağmen kazandıkları şeyler, (uğrayacakları sondan kurtulmak için) onlara