SEL GİTTİ KUM KALDI AYIPLAR ORTAYA ÇIKTI
Bugün siz bu
yazımı okurken ben ve LİDER HABER TV’nin bir haftadır İstanbul’dan yayınlarını
sürdüren ekibi Antalya’ya dönmüş olacağız. Selle gittik ama işimizi unutmadık.
Velhasıl
yazılarımızı aksatmasak da memlekete dönüp seçim atmosferini yerinde takip
etmek için can attık. Bu iş telefonla olmuyor çünkü her şeyin yeri ve zamanı
ayrı…
Bu hafta içinde
siyasetin tansiyonunun ölçmeye ve Antalya’nın nabzını tutmaya devam edeceğiz
birlikte. Lakin yazımın başlığından da anlayacağınız üzere sel felaketiyle
alakalı bir konuyu ele alacağım.
Rahmetli babaannem
zayıf olduğum için hep, “Evladım, birazcık kilo al. Bak bir dirhem et bin ayıbı
örter” derdi. Ben o yıllarda hiç anlamazdım bu sözü, dinlemezdim rahmetliyi.
Fakat aradan
yıllar geçip ben yazarçizer takımına katılınca bunun babaanneme ait olmadığını
ve bir atasözü olduğunu öğrendim. Bugün bu söz TDK’de, insanların alacakları
birkaç kilonun vücutlarında bulunan kusurları örtmede marifetli olduğu anlamına
geliyor.
Şimdi bu
cümlelerden nereye geleceğimi aşağıdaki satırları okuyunca anlayacağınızı
umuyorum. Antalya’mız maalesef geçen hafta büyük bir afeti yaşadı; bir cana mal
oldu bu sel afeti.
Neyse ki devlet
baba yaraları sarıyor. Amma bir de bu işin başka bir yönü var: “Sel gider kum
kalır” misali. Bizim için de “Sel vurdu geçti ayıpları ortaya çıkardı”
gibisinden bu durum!
Tarihi Kaleiçi’nde aşırı yağıştan dolayı surlardaki topraklar kaydı, sur taşları yuvarlandı. Kaymanın yaşandığı yerde bir işletmenin derme çatma bölümü havada asılı kaldı.
Helenistik çağdan
başlayarak Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerine ev sahipliği yapan
surlarda yaşanan bu vahim olay neydi acaba?
Bir çöküntü var.
Bu nedenle de brandalarla çevrili kaçak bir işletme de gün yüzüne çıkmış. Antalya Valiliği Kültür Varlıkları Birim
Sorumlusu Cemil Karabayram, alanda incelemede bulundu.
Ve kale surlarındaki göçmenin tarihi yapıda olmadığı belirlendi. Karabayram, “Su kütleye çarpınca geçmiş zamanlarda yapılan bu bölüm aşağı doğru akmış” dedi.
Yani ortada bir kaçak yapı var. Milletin gözünün önünde tarih iğfal edilmiş! İşte mesele tam da burada. Yıkılan bölüm surlara ilave edilen kaçak bir bölüm. Peki kim yaptı o kaçak yapıyı? Ortada bir tarih cinayeti var ama faili yok! Sorumlusu kim, faili kim? Faili yapılacak soruşturma ortaya çıkaracak. Ancak sorumlusu yani kaçağa göz yumanlar belli!
Öncelikle bunun
sorumlusu Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Muratpaşa Belediyesi. Ama burada da
asıl sorun Kaleiçi’nden kimin sorumlu olduğu, kimin yetkili olduğu meselesidir.
Yıllardır
çözülemeyen bu sorun nedeniyle tarihi surlar her geçen gün delik deşik
ediliyor, sorumlu ve yetkililer de bunu görmezden geliyor. Ya tarih meraklıları
yaşananları dile getiriyor ya da böyle sel, fırtına nedeniyle yaşanan afetler
AYIPLARI ortaya çıkarıyor.
Yoksa kimse
durduğu yerde tarihin iğfal edilmesini görmez ve ÜÇ MAYMUNU oynamaya devam
eder. Hani istemeye istemeye “İYİ Kİ SEL OMUŞ” diyesim geliyor. Çünkü olmasaydı
bu cinayette faili meçhul kalacaktı...
----------------
FACİA MI
BEKLENİYOR?
Sürekli yazıyorum
çiziyorum ama işin ilgilileri bir türlü harekete geçmiyor veya geçmek
istemiyorlar. Bunun mutlaka bir nedeni vardır. Açıklarlarsa elbet hislerine
tercüman oluruz.
Antalya'da 2002 yılında çökmeler yaşanan ve can güvenliği açısından tehlike yarattığı gerekçesiyle trafiğe kapatılan bir yol var. Eski Lara yolunda falezlerin üzerindeki yol.
Önce yürüyüş yolu
falan yapıldı. Kaymalar devam ettikçe yolda yarıklar oluştu. Üzeri beton ve
asfalt ile kapatıldı. Tıpkı bir dirhem etin bin ayıbı örtmesi gibi üstüne bir
de otopark konduruldu.
Tehlike bize vız
gelir ya. Biz Türk’üz bize bir şey olmaz ya. Olursa da başımızın çaresine
bakarız ya. Vallahi bize tehlike vız gelip tırs gidiyor. İllaki bir facia yaşanması
gerekiyor, tedbir almak ve aklımızın başımıza gelmesi için.
Antalya sel
felaketini atlattı tamam, devlet yaraları sarıyor bu da tamam. Ama felaketin
izleri ürkütüyor. Eski Lara yolunda sözde trafiğe kapalı yolda çökmeler ve
yarılmalarda ortaya çıkıverdi. Sel felaketi burada da AYIBI ortaya çıkardı.
Tabi bu ayıbı
görecek olan kim? Öncelikle bu işin sorumlusu bilimin ışığına her daim güvenip
inandığını söyleyen Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal. Ama o da seçim
telaşında olunca bu iş MARTIN SONUNDAKİ BAHARI bekleyeceğe benziyor.
Tabi bir büyük
facia daha yaşanmazsa! Demek ki neymiş; “Sel gider kum kalır, ayıplar da ortaya
çıkarmış!”
İYİ HAFTALARINIZ
OLSUN.