ŞEHRİN TEMASI ‘KRİZ’

Doğal afetler, iklim değişikliği ve tarım alanlarındaki yapılaşmaların olumsuz sonuçlarını anlatan Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Manavoğlu, 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü temasının ‘Kriz’ olduğunu belirtti

Yaşanabilir bir toplum yaratmak için şehirciliğin önemini anımsatan ve öne çıkarmaya yardım eden ve sembolik bir anlam taşıyan 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü’nün temasının bu yıl ‘Kriz’ olduğunu belirten TMMOB Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Dr. Ebru Manavoğlu, Türkiye ve Antalya’daki kentleşme sorunlarını ele aldı. Manavoğlu, “Özellikle doğal afetlerin kentlerimiz üzerindeki yıkıcı etkisi ve iklim değişikliğinin yansımaları, kamusal alanların yapılaşmaya açılması ve yoğunluk arttırıcı plan değişiklikleriyle sosyal ve donatı alanları bakımından yetersiz yerleşimler oluşturulması, popülist kararlarla sağlıksız yerleşimlerin yasallaştırılması, açık yeşil alanlar ve tarım alanları üzerindeki yapılaşma baskısı ve bir yandan pandemi koşullarında kentsel mekanda yaşadığımız ulaşım, kamusal alan ve kentsel yoğunluk sorunları kentlerimizde bizi birçok krizle baş başa bırakmıştır. İklim değişikliği, ekolojik kriz, eğitim krizi ve kentlerimizde yaşanan daha pek çok gerçeğin altını çizerek kentlerimizi ve gündelik yaşamımızı sağlıklı, güvenli ve eşitlikçi biçimde planlama hedefinin önemini ve bu sorunları çözmek adına planlamanın en önemli araçlardan biri olduğunu bir kez daha hatırlatmak gerekmektedir” dedi.

DEĞİŞİMDEN GELEN SORUNLAR

Antalya’nın sürekli değişim ve dönüşüm içinde olduğunu vurgulayan Başkan Manavoğlu, “Antalya Türkiye’deki kentleşme sürecinden en fazla etkilenen kentlerimiz arasındadır. Nüfus artışı, göç, turizm sektöründeki yatırımlar, ekonomik faaliyetlerdeki çeşitlilik ve uzmanlaşma, yaşam koşullarındaki değişiklikler, arazi değerlerindeki artışla değişen talep ve isteklerle birlikte kent sosyal, ekonomik, fiziksel anlamda değişim ve dönüşüm geçirmiştir ve geçirmeye devam etmektedir. Bu süreçte kent mekansal olarak yayılmakta, kentsel alan kullanımları farklılaşmakta, tarım alanları hızla kentsel alana dönüşmekte, açık ve yeşil alanlar, kıyılar yapılaşma baskısı altında kalmakta, ulaşım ve çevre sorunları baş göstermektedir” ifadelerini kullandı.

ŞEFFAF YÖNETİM POLİTİKALARI

Antalya yerelinde yapılması gerekenleri anlatan Manavoğlu, şeffaf kentsel yönetişim politikaları izlenmesi gerektiğine değindiği açıklamasında, “Antalya kenti için daha yaşanabilir, sağlıklı ve güvenli çevreler oluşturmak için doğal varlıkların, ekosistemlerin tahribatının önüne geçilmesi; rant odaklı yapılaşmanın teşvik edilmemesi, ulaşım sorununun giderilmesi, enerji ve su kaynakları sorunlarının giderilmesi, büyüme taleplerinin ve yatırımların doğurduğu sosyo-mekansal eşitsizliklerin önüne geçilmesi; kentsel altyapı, konut ve arazi kullanımı politikalarının eşitlikçi bir yaklaşımla ele alınması, kentimizin kent kimliğini sürdüren doğa ile uyumlu engelsiz bir biçimde planlanması, toplumun tüm kesiminin kentsel hizmetlere erişilebilirliğinin ve sosyal donatı standartlarının arttırılmasının sağlanması, şeffaf kentsel yönetişim politikalarının izlenmesi gerekmektedir” sözlerine yer verdi.

KENT POTANSİYELİ KORUNMALI

Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Dr. Ebru Manavoğlu, son olarak kentin turizm ve tarım başta olmak üzere sahip olduğu potansiyelinin kentsel planlama stratejileri ile korunması gerektiğini aktardı. Manavoğlu, “Antalya sahip olduğu doğal potansiyeli, kıyıları, falezleri, dağları, denizi, milli parkları, orman alanları, kültürel çeşitliliği, tarihi yerleşim alanları, turizm potansiyeli, iklimi ile dünyanın en güzel yerlerinden birisidir. Antalya ekonomik, sosyal, fiziksel kalkınmasını kalıcı hale getirmek, doğal potansiyeli yüksek öz değerlerini sürdürmek, bir tarım ve turizm kenti olmanın yanında kültür kenti olmak yolunda, kent kimliğini yaşatmak için kentsel planlama stratejileri ve politikalarını bilimsel, katılımcı ve bütünsel anlamda oluşturmalı ve planlama çalışmalarına aktarmalıdır” diye konuştu.

AHMET ARĞILLI