SEÇİM VAATLERİ

Gerek yerel yönetimler, gerekse genel seçimlerin öncesinde siyasetçilerden hep duyarız. “İktidara gelince ya da başkan seçilince şöyle yapacağız. Böyle yapacağız.” Ya da “Türkiye’yi kanatlandırıp uçuracağız. Ülkeyi refaha kavuşturacağız” derler.

***

Derler, derler de;  seçimden önce verdikleri sözleri seçimden sonra hep unuturlar. Verilen sözler tutulmayınca hayal kırıklığına uğrarız. Türkiye’de siyasi tarihimiz yaşatılan hayal kırıklıklarıyla doludur.

Şimdi yeni bir seçim arifesindeyiz. İktidar partisini zaten biliyoruz. 21 yıldır ülkeyi yönetiyorlar. Neleri başarıp başaramadığını anlamak için 21 yıllık iktidarlarına bakmak yeterli. Öte yandan özellikle kararsız seçmenler, diğer siyasi partilerin iktidara gelmesi halinde ülkeyi nasıl yöneteceğini bilmiyor.  Söylenen vaatlere bakıyor. Ama verilen sözlerin bazıları hayallerin bile ötesinde. Gerçekleşme ihtimali neredeyse sıfır.  Verilen bazı sözlere bakınca “gökteki yıldızı bile vaat edecekler neredeyse” diyesim geliyor. 

***

Örneğin Millet İttifakının Cumhurbaşkanı Adayı CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun depremde evi yıkılan depremzedeler için verdiği bedava ev sözü. Yıkılan evlerin yerine depremzedeler için bedavaya ev yapacaklarmış. 

***

Hangi kaynakla, kaç yılda yapacaksınız bunu? Madem vatandaşların yıkılan binalarının yerine yenileri bedavaya yapılabiliyor. Buyursunlar işe CHP’li başkanların yönettiği şehirlerden başlasınlar. Bu illerdeki çürük konutları yıkıp vatandaşa bedavaya inşa etsinler.  İstanbul’un, İzmir’in, hatta Antalya’nın hali ortada.

***

Öte yandan pandeminin de etkisiyle bozulan ekonomi, depremle çok ağır bir darbe aldı. Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin açıkladığı rakama göre; 11 ilde etkili olan depremler 100 milyar doları aşan servet kaybına yol açmış. Bütçeye de 1 trilyon liralık ek bir yük getirmiş. 1999’da kurulan 57’inci hükümet döneminde Türkiye 17 ağustos ve 12 Kasım depremini yaşadığında ülke ekonomik krize sürüklenmişti.

***

Kriz öncesi Türkiye deprem vergisi de dahil olmak üzere birçok vergiyle tanışmıştı. Kalıcı hale gelen o vergilere rağmen ülke ekonomik krize sürüklenmiş ve de 57’inmci hükümetin ortağı siyasi partiler 3 Kasım 2002 seçimlerinde baraj altında kalmıştı.

***

Buna karşılık 2001 yılında kurulan AK Parti,  girdiği ilk seçimde 3 Kasım 2002’de yüzde 34 oyla tek başına iktidara gelmişti. O günden bu yana AK Parti girdiği tüm seçimleri açık ara kazandı.

Şimdi 1999 yılında yaşanan depremlerden çok daha ağır bir bilançoyla karşı karşıyayız.  Ama depremin ekonomiye olan etkisi henüz kendini göstermedi.  Siyasete de pek yansıması olmadı.

***

Nitekim anketlerden AK Parti açık ara birinci çıkıyor. Bu da ekonomide yaşanan sorunlardan ve depremin yol açtığı tahribattan dolayı AK Parti’ye olan güvenin azalmadığını gösteriyor.

***

Fakat 14 Mayıs’ta iktidara kim gelirse gelsin, muhtemelen çok ağır bir bilançoyla karşılaşacaktır. Çünkü depremin yarattığı hasarın gün yüzüne çıkması ekonomiye etkisi gerçek anlamda seçim sonuna kalacaktır. Muhtemelen önümüzdeki birkaç yıl çok sancılı ve zorlu geçecektir.