Savunma Sanayii Başkanı Görgün’den önemli açıklamalar
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, “2022 yılında 4,364 milyar dolar olan savunma ve havacılık sanayii ihracat rakamımız 2023 yılında yüzde 27’lik artışla 5,5 milyar dolara ulaştı. Firmalarımız 2023 yılında toplam değeri 10,240 milyar doları aşan sözleşmeler imzaladı.” dedi.
Görgün, Antalya'daki Belek Turizm Merkezi'nde düzenlenen
"Savunma ve Havacılık Sanayiinde Küresel Stratejiler Konferansı"nda
yaptığı konuşmada, uluslararası ilişkiler siyasi, ekonomik, askeri ve
teknolojik ilişkilerden oluşan dört sütunlu bir yapı olarak düşünülürse bu
konuların kesişim noktasında savunma sanayiinin bulunduğunu belirtti.
Küresel gelişmelerin savunma sanayiinin faaliyet alanını
gittikçe genişlettiğine dikkati çeken Görgün, uluslararası siyasetin klasik
aktörü olan devletler ve uluslararası kuruluşlara, çok uluslu şirketler,
lobiler, sivil toplum kuruluşları, terör ve suç şebekelerinin de eklendiğini
kaydetti.
Görgün, bütün bunlara dijital dönüşüm ve yeni teknolojiler
de eklendiğinde tehditlerin ve bunlarla baş etme yöntemlerinin sürekli bir
yarış içerisinde olduğu bir dünyayla karşı karşıya kaldıklarını anlatarak,
salgın dönemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın savunma sanayiinin muharebe alanıyla
sınırlı kalamayacağını, gıda güvenliği, halk sağlığı gibi kavramlardan da ayrı
düşünülemeyeceğini gösterdiğini vurguladı.
Son dönemde bölgedeki savaşlar, terör tehditleri, sınır
güvenliği ve mülteci akımları gibi gelişmelerin savunma sanayiini kamuoyunda
öne çıkan bir kavram haline taşıdığını aktaran Görgün, "Rusya-Ukrayna
savaşı, NATO'nun ve Avrupa'nın adeta unutmaya başladığı konvansiyonel
tehditleri yeniden gündeme getirmiştir. Dünyada Ukrayna dışında da 56 ülkede
2022 yılı itibariyle silahlı çatışma yaşandı. Bunların üçünde Ukrayna, Myanmar
ve Nijerya'da 10 binin üzerinde yaşamın yitirildiğini görüyoruz." dedi.
Görgün, Vilnus Zirvesi'nde müttefik ülkelerin Rusya-Ukrayna
savaşından çıkan dersler ışığında NATO'nun savunma sanayii alanında
karşılaştığı sorunlara yönelik çok önemli bir bildirge üzerinde anlaştığının
altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu bildirgeyle savaş ekonomisi mantığına hızla geçiş
yapabilmek amaçlandı. Mühimmat ve diğer kritik ürünlerin üretiminde sürat ve
kapasiteyi artırma ve savunma teçhizatının birlikte çalışabilirliğini hedefleyen
Savunma Üretimi Eylem Planı üzerinde mutabık kılındı. NATO müttefikleri,
Ukrayna'da sahadan Rusya gibi bir konvansiyonel tehdit karşısında sıcak çatışma
ortamında ihtiyaçların hızlıca üretilip teslim edileceği bir savunma sanayii
kapasitesinin tesisi, savunma üretim zincirlerinin özellikle müttefikler
arasında işbirliğinin geliştirilmesi suretiyle hızlandırılması, müttefiklerin
NATO standartlarında ürettikleri ekipman ve mühimmatın birbiriyle
çalışabilirliğinin geliştirilmesi gibi 3 önemli ders çıkarttı."
TÜRK FİRMALARA, NATO
İHALELERİNE KATILIM ÖNERİSİ
Savunma sanayi alt yapısının sadece Türkiye'nin değil
müttefiklerinin de ihtiyaçlarına yetişecek şekilde daha da büyüme ihtiyacı ve
fırsatı ile karşı karşıya olduğuna işaret eden Görgün, "NATO ülkelerinin
yüzde ikilik orandaki taahhüdünün, savunma bütçelerinde çok büyük artışlara
neden olacağı aşikardır. Bu da standartlarında üretim yaptığımız NATO üyeleri
ve ortaklıklarıyla birlikte 50 ülkelik büyük ve küresel bir pazara
dönüştürmektedir. Bizim için de özellikle teknolojisi gelişmiş
Avrupa ülkeleriyle ortak üretim imkanı açısından karşılıklı
faydaya dayalı önemli bir fırsat doğmuş bulunmakta olup savunma sanayii iş
gücümüz hem niteliği hem de maliyeti açısından NATO için eşsiz bir fırsat
sunmaktadır." ifadelerini kullandı.
NATO Savunma Yatırım Programı, Askeri Bütçe ve Sivil Bütçesi
için 2024 yılında toplam 8 milyar avroluk bir kaynak ayırdığını belirten
Görgün, tüm firmalara NATO ihalelerine katılım gibi kendilerine hedef
koymalarını önerdi.
Haluk Görgün, NATO'nun hem uzun vadeli geliştirme
programlarına hem de hazır alım ihalelerine firmaların büyük önem vermesi
gerektiğini vurguladı.
Görgün, başkanlık olarak NATO ihaleleri ve iş imkanları
konusunda farkındalığı arttırıcı çalışmalar, ziyaretler, eğitim faaliyetleri ve
konferanslar yapmayı planladıklarını dile getirerek, "Türkiye, NATO'nun en
büyük ve saygın bir üyesidir. Kurallara, şartnamelere uygun hazırlayıp teklif
sunulan ihalelerde firmalarımızın şansı diğer üyelerle eşit olacaktır."
şeklinde konuştu.
SIPRI'nin yayınladığı listede, geçen yıl ASELSAN, BAYKAR,
TUSAŞ ve ROKETSAN'ın ilk 100 firma içerisinde yer aldığı bilgisini veren Görgün,
Türk savunma sanayiinin gelişen teknolojisi ve artan ihracat kapasitesiyle,
dünya çapında pek çok ülkenin imreneceği bir seviyeye ulaştığını kaydetti.
"SAVUNMA
SANAYİİMİZ SON 10 YILDA 185 ÜLKEYE 230 ÇEŞİT ÜRÜN İHRAÇ ETTİ"
Savunma sanayiindeki ihracatın sürdürülebilirliğinin
sektörün geleceği için önem taşıdığının altını çizen Görgün, şöyle konuştu:
"2002 yılında sadece 248 milyon dolar olan savunma ve
havacılık ihracatımız yıldan yıla kat be kat arttı. 2022 yılında 4,364 milyar
dolar olan savunma ve havacılık sanayii ihracat rakamımız 2023 yılında yüzde
27'lik artışla 5,5 milyar dolara ulaştı. Firmalarımız 2023 yılında toplam
değeri 10,240 milyar doları aşan sözleşmeler imzaladı. Savunma sanayiimiz son
10 yılda 185 ülkeye 230 çeşit ürün ihraç etti. Bu büyüme Türk savunma sanayii
ürünlerinin dünya pazarında bir marka haline gelmesinin sonucudur. Türkiye'de
kilogram başına ihracat tutarı ortalamada 1,57 dolar iken, savunma sanayiimiz
geçtiğimiz yıla oranla kilogram başına ihracat değerini yüzde 14 arttırarak 65
doları aşmış ve ekonomimize ve dolaylı olarak toplumsal refaha yüksek bir katkı
sağlamıştır."
Görgün, bu başarıyı sürdürmek için Ar-Ge ve inovasyona
yatırım yapmaya, uluslararası işbirliklerini güçlendirmeye ve yeni pazarlara
açılmaya devam etmeleri gerektiğini, yerli ve milli vizyon ile gelecek
nesilleri teknolojiyi tüketen değil, tasarlayan, üreten ve ihraç eden bir
konuma taşıyacaklarına inandığını kaydetti.
"GELECEĞE
YÖNELİK HEDEFLERİMİZ BÜYÜK VE VİZYONUMUZ NET"
Yapay zeka, robot ve otonom araçlar, ileri malzemeler,
nanoteknoloji, biyoteknoloji ve kuantum bilgisayarlar gibi alanlarda kaydedilen
gelişmelerin, hem tehditlerin hem de bunlarla savaşma vasıtalarının da durmak
bilmeyen bir yarış içinde olacağına işaret ettiğini anlatan Görgün, şunları
kaydetti:
"Bu ortam, dinamik stratejik planlara, hızlı karar alma
mekanizmasına, kararları uygulama iradesine ve kesintisiz finansman imkanlarına
olan ihtiyacı arttırmıştır. Bu noktada da ifade etmek isterim ki Savunma
Sanayii Başkanlığımız da işte tam bu ihtiyaçları karşılamak için çok büyük bir
öngörüyle
teşkilatlandırılmış olup günümüzde de en üst seviyede
desteklenmektedir. Geleceğe yönelik hedeflerimiz büyük ve vizyonumuz net. Yerli
ve milli üretim vizyonuyla bizlere liderlik eden ve çalışmalarımızı her daim
destekleyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a bu vesile ile burada
bir kez daha şükranlarımı arz ediyorum."
"TÜRK SAVUNMA
SANAYİİNİN KÜRESEL PAZARDAKİ KONUMUNU DAHA DA GÜÇLENDİRECEĞİZ"
Görgün, savunma sanayiinde yakalanan başarının
sürdürülebilirliği için önlerindeki dönem stratejilerinde verimlilik, ihracat,
dijital güvenlik ve dönüşüm ile çift kullanımlık öncelikli amaçları arasında
yer aldığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bununla birlikte çığır açan teknolojiler, finansal
kaynakların çeşitlendirerek artırılması, insan değerleri yaklaşımının
geliştirilmesi, çevik yönetim, sanayimizdeki yeteneklerin KOBİ ve yeni
girişimleri destekleyecek şekilde etkin kullanımı ile kaynak yönetimi ve ömür
devri yönetimi konuları da odaklanacağımız diğer alanlar arasında olacak.
Savunma sanayiindeki başarılar Türkiye'yi savunma ve güvenlik teknolojilerinde
uluslararası bir lider ve yol gösterici yapma hedefimize doğru attığımız
adımların bir yansımasıdır.
Önümüzdeki dönemde, kendi ihtiyaçlarımızı en maliyet etkin
şekilde çözmeye ve dost ile müttefik ülkelerimizle de işbirliği seviyemizi
azami seviyeye çıkarmaya devam edeceğiz. BAYKAR gibi öncü firmalarımızın ve
sektörümüzdeki diğer tüm paydaşların katkılarıyla uluslararası başarılarımızı
daha da ileriye taşıyacağımıza olan inancım tamdır. Yaptığımız her işte güçlü
bir irade ve sürdürülebilir bir ihracat stratejisiyle Türk savunma sanayiinin
küresel pazardaki konumunu daha da güçlendireceğiz."
AA