SAMSUN RUHU

Sevgili okurlar, bizim sektörde başarısızlığa yer yoktur.  Sahada çalışan bir muhabir kendisine verilen görevi eksiksiz olarak yerine getirmek zorundadır.  Sorumlu olduğu branşta haber atlamaması gerekir. Aksine rakip gazete ve ajansların muhabirlerini atlatması gerekir.   

Haber atlamanın ya da verilen görevi yapmadan, haberi toparlayamadan, eli boş dönmenin hiçbir mazereti yoktur. “Şundan oldu. Bundan oldu. Vakit bulamadım. Gidemedim. Çekemedim. Yazamadım. Onun tanıdığı çıktı. Bu engel oldu. Şu yüzden fotoğraf çekemedim, bu yüzden bilgi alamadım, iç mihraklar, dış mihraklar” gibi hiçbir bahaneye yer yoktur.

Verilen işi ya yapacaksın, ya da yapacaksın. Gerekirse, dayak yemeyi, hatta ölmeyi göze alıp o haberin fotoğraflarını, görüntülerini, bilgilerini, belgelerini toparlayıp en kısa zamanda yazacaksın. Zamanla yarıştır bizim işimiz. Başka bir seçenek yoktur. Yapamıyorsan, gazeteciyim demeyeceksin. Bu işi bırakıp başka iş deneyeceksin.

Yaptığın haberin de arkasında kale gibi duracaksın. Yani eğriye eğri, doğruya doğru diyebileceksin. Canının istediği gibi değil, olup biteni tüm çıplaklığıyla aktaracaksın. Neyse onu yazacaksın. Yani yanlış anlamaya da yer yoktur bizim meslekte.  Bizim iş sonuç odaklıdır. Sadece basın sektöründe değil;   İş hayatının genelinde de böyledir aslında. Hani derler ya “Hatice’ye değil neticeye bak” diye. İş  hayatının raconu böyledir. Sonuca bakılır. .

Ya siyaset dünyamız?

Verilen görevleri yerine getirmek yerine sürekli mazeret ürettikleri için iş hayatında bir günde kapının önüne konulan tiplerin siyaset dünyamızda baş tacı olduğunu görüyoruz.

Maalesef

Siyasi tarihimiz, ülke yönetimine talip olan siyasetçilerimizin kendilerine oy veren seçmenlere yaşattıkları hayal kırıklıklarının hikayeleriyle doludur.

Benim çocukluk ve gençlik yıllarımda sol görüşlü arkadaşlarım Samsun’dan başka sigara içmezlerdi. Deniz Gezmiş’in de sigarası da Samsun’du.

Neden mi?

Çünkü Atatürk Kurtuluş Savaşının mücadelesini Samsun’a çıkarak başlatmıştı. Solcuların Samsun sigarasını tercih etmesinin nedeni Kurtuluş Mücadelesinin Samsun’dan başlatılmasıdır.

Bir semboldür o sigara.  

Bağımsızlığın sembolü olarak tercih ettikleri o sigarayla hayaller kurarlardı.   

Parası olan da olmayan da Samsun içerdi. Bugün o solcu arkadaşlarımdan bazılarıyla halen görüşürüm.  

Yaşam felsefelerinden arpa boyu sapma yok birçoğunun.

Bugün onların birçoğu çok üzgün.

Ama onları üzen yıllardır peşinden koştukları hayallerini gerçekleştiremekten çok; yoldaş olarak bildikleri bazı politikacıların parayı bulunca sosyal demokrat felsefenin dışına çıkması.  

Eski solcuların lükse ve şatafata olan düşkünlükleri.

İdeallerinin peşinde koşan sosyal demokrat arkadaşlar, vahşi kapitalizmin bütün nimetlerinden faydalanan eski solcular yüzünden iktidar olamadıklarını savunuyorlar.

Kaç tane solcu arkadaşımdan duydum. “Biz neyin mücadelesini veriyoruz. Bizim seçip belediye başkanı milletvekili yaptıklarımız ne yapıyorlar” diye.  Antalya’da dahil olmak üzere CHP’li belediye başkanları ile bunların atadığı bürokratların yaşam tarzları yüzünden başka limanlara yelken açanların olduğunu görüyorum.

Muharrem İnce’nin başlattığı harekat da bu arayışların bir sonucu olduğunu düşünüyorum. Bu ayrışmalar iç mihrak dış mihrak meselesi değil. Bu ayrışmalar, Samsun sigarası içen felsefeyi terk eden; Lükse ve şatafata olan düşkünlerin  eseridir…