SALGININ KAHRAMANLARININ ANNELER GÜNÜ HÜZNÜ

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Covid Yoğun Bakım'da çalışan koronavirüsle mücadelede en ön safhada yer alan birkaç hemşireden biri onlar. Koronavirüs hastaların tedavilerinin yanı sıra onların yeme içme ihtiyaçlarından kişisel bakımlarını da yapan hemşire anneler, eşinden, çocuklarından fedakarlık edip canla başla çalışmaya devam ediyor.

AÜ Hastanesi kırmızı kodlu Covid Yoğun Bakım'da koronavirüs hastalarını hayata döndürmek için mücadele eden sağlık çalışanları yaşadıkları sıkıntıları anlattı. Koronavirüse yakalanan kişilerle yakın temasta olan, kişisel bakımlarını dahi yapan hemşireler, koronavirüs taşıyıcısı oldukları için hayatlarını endişeli bir şekilde devam ediyor. Hastanedeki sorumluluklarının dışında annelik görevini de üstlenen hemşireler ise ailelerinin hayatı için kaygı taşıyor. Hastaneden eve geldiklerinde onları kapıda bekleyen evlatlarından uzak duruyorlar. Pandemi nedeniyle zor zaman geçiren hemşire anneler, bu dönemde en çok anlaşılmak ve ailelerinin de aşılanmasını istiyor.

AİLELER AŞILANMALI

Covid Yoğun Bakım Sorumlu Hemşiresi Sevgi Özdemir (47) yaklaşık 2-3 hafta önce koronavirüse yakalanıp atlattığını anlattı. Bu dönemde ailesi için endişelendiğini aktaran Özdemir, oğlunun üniversite sınavına hazırlandığını ve bulaş riskinin oluşmaması için onu izole ettiğini söyledi. Özdemir, “Bu zorlu süreçte biz ne kadar emek sarf ediyorsak, halkımızdan da lütfen maske, mesafe ve temizlik konularında özellikle izolasyon günlerinde yasaklara uyulmasını istiyoruz. Ayrıca sağlık çalışanlarının ailelerine bir an önce aşının gelmesini istiyoruz. Burada covid pozitif hastalara temas edip evlerimize gidiyoruz" dedi.

Pozitif kişilerin vücut bakımı dahil her türlü ihtiyacında ailelerinden daha çok bakım verdiklerini belirten Özdemir, "Lütfen bizlere biraz saygı gösterin, bizi anlayın. Bir an önce ailemize, eşimize, çocuklarımıza aşının yapılmasını rica ediyoruz" diye konuştu.

EMZİRMEYİ BIRAKTI

Covid Yoğun Bakım'da çalışan hemşire Eda Arıcı Türker (30), pandemi nedeniyle çok zor bir süreçten geçtiklerini anlattı. 2,5 yaşında kız çocuğu annesi Türker, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Emzirirken pandemi yoğun bakımda çalışıyordum ve bu sırada pozitif tanı aldım. Bu süreçte tedavi görebilmem için emzirmeyi bırakmak zorunda kaldım. Bu kızım için de çok büyük bir travma oldu. Annesinin maske eldiven takması ondan uzaklaşması ona dokunamaması kızım için de çok travmatikti. Her eve gittiğimde kızım sarılmak, koklamak öpmek istiyordu. İlk başlarda onu sevmediğimi, istemediğimi ondan uzaklaştığımı düşünüyordu. Daha sonra bunun bir gereklilik olduğunu anladı. O da bu sürece alıştı ve beklemeyi öğrendi. Çok küçük yaştaki sağlıkçı çocukları bu şekilde olgunlaşmak zorunda kaldı. Biz bu mücadeleye devam ediyoruz. Mesafelerine, maskerine ve temizliklerine önem versinler. Yasaklar hepimizin sağlığı için koyuldu. Buna uysunlar ve bize destek olsunlar."

VİCDAN AZABI HİSSİ

Hemşire Sema Günay Şahin (35), 2 ve 5 yaşlarında iki oğlu olduğunu anlattı. Küçük oğlunu hala emzirdiği belirten Şahin, koronavirüsün anne sütüyle geçtiğine dair bir veri olmadığı için emzirmeyi kesmediğini fakat 'oğluma bulaştırabilirim' endişesini sürekli taşıdığını söyledi. Hemşire Şahin, “Çok şükür bir şey olmadı ama bunun vicdan azabıyla başa çıkamayabilirdim ama emzirmekten de kesmek istemedim. Anne sütünün bağışıklık etkisi ömür boyu sürecek. Kesseydim geri dönüşü de olmayacaktı" dedi.

Büyük oğlunun normalde çok uysal bir karaktere sahip olduğunu belirten Sema Günay Şahin, pandemi sürecinde çok hırçınlaşmaya başladığını anlattı. Haftada 1 gün oğluyla anne oğul günü yaptıklarını aktaran Şahin, oğlunun o günü dört gözle beklediğini söyledi. Şahin, “Çok fazla yaklaşmamaya mesafeli durmaya çalışıyorum. Çocuklarıma annem bakıyor. Eşime çok fazla yük bindi. Bu süreçte çok yıprandık. Daha ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Ucu görünmeyen bir tünel bu. Daha çok anlaşılmak istiyoruz" diye konuştu.

BAKICILAR TERK ETTİ

Hemşire Ezgi Sağdaş (38) ise pandemi nedeniyle her eve gittiğinde endişelendiğini belirtti. 3 yaşındaki oğlunun kapıdan girer girmez kendisine sarılmak istediğini anlatan Sağdaş, “Antalya'da hiçbir yakınım olmadığı için kreşlerin kapanıp kapanmayacağı kararı konusunda endişelendim. İzin alamadığım için 3 yaşındaki bir çocuk kime emanet edilir diye düşündük. İster istemez bakıcı sorunlarımız oldu. Çok şükür sağlık çalışanlarının çocukları için kreşler kapanmadı. Çok zorlu süreçlerimiz oluyor hiçbir zaman hasta bakmaktan çekinmiyoruz. Pandemide çalıştığımız için bakıcılar da çocuklarınıza bakamayız deyip gidiyorlar. Bu tür olağanüstü durumlarda çocuklarımızı bırakabileceğimiz bir yerlerin olmasını istiyoruz" dedi.

DHA