SAKİN OLUN, İZLEYİN VE GÖRÜN..

 Türkiye çok partili döneme geçtiğinden beri..

“Darbe” süreci ve kanlı biten pek çok eylem/ayaklanma, ÜNİVERSİTELER üzerinden başlatıldı..

Boğaziçi Üniversitesi'nde rektör ataması bahanesiyle başlayan eylemlere dikkat edin..

Aynı kirli elleri, aynı kara suretleri göreceksiniz..

Sinsice, imalı ve süslü sözlerle bu eylemi adım adım tezgâhladılar..

Şu geçtiğimiz 8-10 günde olanlar her şeyi anlatıyor..

ABD Başkanı seçilen Joe Biden’ın, “muhalefeti destekleyip Erdoğan’ı devirmeliyiz” sözlerinden cesaret aldılar..

Bir zamanlar Iraklı muhalifler gibi ““gelin bizi kurtarın” diye yalvarıyorlar..

Milletini ve devletini düşünen kim, gözlerini kan bürümüş bunların..

Irak’ın ve Iraklıların yaşadıklarından zerre ders almamışlar..

Sonra “kendini bilmez biri” çıkıyor, "Erdoğan seçimle gitmeyecek, gitmesi için ya bir afet olması lazım ya da darbe" diyor..

Ardından bir başka kendini bilmez, “Türbanlı hâkimlere güvenmiyorum.. İrtica geliyor, laiklik elden gidiyor” diyerek inançlı insanların sinir uçlarıyla oynuyor..

Bir de baktık, bu defa bir “Paşa” eskisi çıkıyor meydane, DARBE imasında bulunuyor..

“Menderes erken seçim ilan etseydi, asılmazdı" diyerek, kirli ellerin ve kara suretlerin ekmeğine yağ sürüyor..

Bu kadar kışkırtmanın ardından da “beklenen” oluyor..

Evet..

Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne Melih Bulu'nun atanması BAHANESİYLE üniversite gençliği pandemiye rağmen sokağa döküldü..

Ama MESELE ne türban, ne yargı, ne rektör ataması, ne de afetler değil, biliyorsunuz..

MESELE; Erdoğan’a bu milletin duyduğu güveni yok etmek, Erdoğan’ı ekarte etmek ve ülkeyi ele geçirip TALAN etmek..

Yani, oyun çok büyük..

Bu noktada, “atanmış rektör istemiyoruz” pankartları açan üniversiteli gençlere bir çift laf edelim..

Bu pankartı açıp eyleme katılan o gençler ya geri zekalı, ya cahil ve ezberci, ya da KUKLA..

Çünkü..

1980’den bu yana bütün rektörler ATAMA ile göreve geldi..

YÖK 10 aday arasından üçünü seçip Cumhurbaşkanı’na sundu, o da o üçünden birini rektör olarak atadı..

Süleyman Demirel de atadı, Ahmet Necdet Sezer de atadı, Abdullah Gül de atadı, şimdi de Recep Tayyip Erdoğan atıyor..

Bu GENÇLİK Demirel’in, Sezer’in, Gül’ün hiçbir atamasını protesto etmedi..

Peki, Erdoğan atayınca mı battı birilerine..

O BİRİLERİ, “partili rektör olmaz” diyor..

Peki, CHP’nin Meclis’teki Grup toplantısına “Rektörlük Binişi” ile katılan rektörlere ne demeli?

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Akaydın’a ne demeli?

Özetle..

Yapılan bütün anketlerde Erdoğan, “en güvenilir siyasetçi” olarak gözüküyor..

Bu güveni yok edemeyeceklerini bilenler, Türk halkına GÖZDAĞI vermeye çalışıyor..

Açık açık, “Erdoğan’dan vazgeçmezseniz, Türkiye’de sizi rahat yaşatmayız” diyorlar..

Yani; GEZİ ile 15 TEMMUZ karışımı gibi bir şey istiyorlar..

Ama, bu isteklerinin gerçekleşmesi zor, çok zor..

Çünkü, devlet ve hükümet KİRLİ ELLERİ de biliyor, KARA SURETLERİ de..

Sakin olun, kışkırtma tuzağına düşmeyin, zleyin ve görün..

Bırakın devlet işini yapsın..

 

………………………

 

GONG

 

Gölgelikte uyuyan miskin at, arpa dolu torba görür rüyada..

İtibarı sıfırlanmış bir gavat, yatar-kalkar darbe görür rüyada..

/Abdurrahim Karakoç

 

……………………….

 

CİDDİYE ALMAYIN..

 

“Kovid’19 mücadelesinde Türkiye sınıfta kalmış..”

Kim diyebilir bunu?

Tabii ki CHP’li biri (Antalya vekili Çetin Osman Budak) der..

Pandemi ile mücadelede ve s ağlık hizmetlerinde dünyaya ders veren Türkiye’yi bir İngiliz araştırma şirketi ŞEFFAF bulmamışmış, böyle pandemi mücadelesi olmazmışmış..

Budak bunu bilerek söylemiyor, MUHALEFET ETMEK adına adını bile veremediği “bilimadamları böyle diyor”la saldırıyor hükümete..

TV haberlerinin ilk 15 dakikası, gazetelerin ön sayfalarının büyük bölümü, her gün yayınlanan istatistiki bilgileri bu millet görüyor ve izliyor..

Daha nasıl ŞEFFAF olunur, Budak bunu da söyler mi acaba?

Söylemez..

Bugüne kadar hep eleştirdiler, hep kötülediler, hep çamur attılar, ama bir kez olsun ÇÖZÜM sunmadılar, şimdi Budak mı sunacak?

Bu durumda..

Aklı başında olan biri, Çetin Osman Budak’ı ciddiye alır mı?

 

…………………….

TRAFİK

 

Hız hiçbir şey, yaşam her şey..