SAHTE GAZETECİLER VE GAZETECİLİK

Bugün sizlerle, mesleğimiz açısından olduğu kadar 7’den 70’e tüm kamuoyunu ilgilendiren bir konudan bahsedeceğim. Her şeyin sahtesi olur da GAZETECİNİN olmaz mı? Hem de öyle bir oluyor ki sormayın gitsin. 

Hele hele koca koca iş insanlarının bile heves ettiği mesleğimizde NİRVANAYA ulaşanlar bile yok değil. Ceplerinde SAHTE BASIN KARTI, ellerinde POLİS TELSİZİ, DİNLEME CİHAZI, sırtlarında SAHTE GÖREVLİ POLİS YELEĞİ, araçlarında SAHTE BASIN PLAKASI!


Ben 40 yılı aşkın bu mesleği icra ediyorum ve hiçbir zaman ne kartımla ne de başka bir argümanla övünmedim, kendimi reklam etmedim. Gerek de duymadım buna. En iyi tanıtım kartının kişinin kendisi olduğuna inandığım için.
Sadece devletin verdiği BASIN PLAKASINI aracımın camına takıyorum. Hani o da haberde iken trafiği aksatmayacak şekilde park etmek için. Zaten birçok polis memuru bu plakanın işleyişini bilmediği için ya ceza uyguluyor ya da aracı çektiriyor. Bu da işin cilvesi.


Amma Antalya’da ocak ayından beri Antalya Emniyet Müdürlüğü’nün operasyonunu takip ettiğim bir konu vardı. Bununla ilgili aylardır süren takipten bizzat haberim olmasına rağmen operasyonu sekteye uğratmamak için tek satır yazmadım, gündeme dahi getirmedim.
Çünkü bu işler sabır gerektiren işlerdi. Operasyon tamamlanmış nihayet dün de açıklaması yapıldı. Gazetemiz LİDER’de detaylarını okuyacaksınız. Bende kısaca değineceğim.
Emniyetin açıklamasına göre, ‘Sahte Basın Kartı ve Basın Araç Kartı vererek nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik yapan 6 kişi YAKALANDI.’
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün yürüttüğü operasyonda, merkezi İstanbul’da olan ‘Çağdaş Polis Emeklileri Dayanışma Derneği’nin gazetesi olan Kriminal Polis Haberleri Gazetesi adı altında sosyal medya uygulamaları üzerinden haber yapan kişiler MASAK tarafından da takibe alınınca işin peşi çorap söküğü gibi gelmiş.


Bu kendini GAZETECİ zanneden Ali C., Enes B., Kadir B., Ali Ç., Uğur K., ve Hakan  T.’nin 600 bin lira dolandırdıkları belirlenmiş. Bu soy isimlerini gizleme gereği duyduğum SAHTE MESLEKTAŞLARIM maalesef Antalya’da tanınan, bilinen ve dolandırdıkları paraya zerre kadar ihtiyacı olmayan iş adamı ve esnaflar. Nedeni belli. Hava atmak, yedirirse polis çevirmesinden kurtulmak gibi absürt işler.
Bunların ev, iş yeri ve araçlarında yapılan aramalarda tabanca ve mermi dahil onlarca SAHTE BASIN KARTI, SAHTE BASIN ARAÇ PLAKASI, yelek, telsizler ve evraklar ele geçirilmiş. Vallahi bunların hak ettikleri cezayı almalarını umut ediyorum. Sahte polis, savcı, hakim, doktor vs. nasıl bir cezaya tabi oluyorsa bu SAHTE GAZETECİLERDE aynı cezaya çarptırılmalı!


Bu tür operasyonlar kolay olmuyor. Başta biz gazeteciler bu tür konulara duyarlı olmaları, ilgili makamları zamanında haberdar etmeleri, ardından da onların destekçileri olmalı.
Dün kamuoyu ile paylaşılan bu sahtecilikte olayın üstüne giden başta Antalya Valisi Hulusi Şahin, Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Yakup Ali Kahveci, Antalya Emniyet Müdürü Orhan Çevik ile Antalya KOM Şubesi ekiplerini hem tebrik ediyor, hem de duyarlı tutumları için kutluyorum. Böyle konularda tam destek sözü veriyorum.
Evet sevgili okurlar:
Aslında bizim kendi iç meselelerimizi buralardan yazmak ve kamuoyu önünde tartışmak hiç de hoş olmuyor. Amma bazıları durup durup kaşınıyor. Herkes haddini bilmeli, bilmeyen olursa birileri çuvaldızdan önce iğneyi batırıverir. 
Gazetecilik çok zor ve stresli bir meslek. Siyasilerin bulaştığı hastalık gibi gazetecilikte de bol bol hava var. Birçok kişiyle tanışıyor birçok olayın içinde oluyorsunuz. Belki de bizlere ve SAHTE GAZETECİLERE cazip gelen bu ilişkilerdir. Tanımak ve tanınmış olmak ayrı bir zevk veriyor olabilir. 
Bir yere girdiğinizde ben gazeteciyim deyip hava atabilirsiniz. Basının gücünü kullanıp istediğiniz bilgi ya da kişiye daha çabuk ulaşabilirsiniz. Keşke elimizde olsa da doktor, avukat, mühendis gibi veya silah ruhsatına benzer kalem ruhsatı da verebilsek böylesi ruh hastalarına. Art niyetli kişiler bunları rahatça kullanamazsa!
Çünkü bizim elimizdeki silah inanın kurşuna benzemez. Kurşunla bir hasmınızı bir defa öldürürsünüz. Lakin kalem ile her gün. İşte demem odur ki ilgisiz kişiler bizim mesleğe tavassut ederse sonunun ne kadar kötü olacağı açık ve nettir. Son operasyon da bunu kanıtlamıştır.
Lütfen bu tiplere itibar etmeyin karşılaştığınız zaman da ilgili makamlara; Antalya Gazeteciler Cemiyeti ve Antalya Emniyet Müdürlüğü’ne ihbar edin veya bilgi verin.