SAHİPSİZ DÜNYA ŞEHRİ ANTALYA!

Son zamanlarda Antalya’da yaşanan gelişmeler karşısında bu şehrin SAHİPSİZ olduğunu anlatmaya vurgulamaya çalıştım. Kimileri hak verdi, kimileri de kendince tepki gösterdi. Sorun benim değil bu şehirde yaşayan herkesin. Çünkü anlatacağım son konu bunun en bariz örneği. Kaçak plajından tutunda trafik çilesine, plajdaki çadır işgalinden gecekonduya kadar!

Evet yanlış duymadınız, PLAJDA GECEKONDU! işgali. Hem de dünyanın gözbebeği Konyaaltı’nda. Boğaçayı’ndan sonra işler karışmış. Çadır, karavan ve gecekondu dolmuş sahil. Hafta sonunda ailecek eski Baki Beach’in idari merkezinin olduğu alana gittik. Aman yarabbi. Her yer çadır ve karavan. Aralarda serpiştirilmiş bungalov ve gecekondu türü evler var.

Plakalara şöyle bir baktım genelde, 34, 06, 43,48, 35 ve birkaç 07. Yani çoğunluğu şehir dışından gelmiş. Sanırsınız ki Alanya’daki İncekum Orman Kampı. Yok yok, her şey beleş. Kural yok, düzen yok, hijyen desen hiç yok. Olmazsa olmaz denetim hak getire. Bölgede kimin olduğu belirsiz. Hırsızı, soysuzu, arananı dahil hepsi ya çadırda ya da karavanda!

Şimdi “Burası kimin sorumluluğunda” diye sorsam elli yerden ses gelir diyeceğim ama gelmez. Bu şehri yönetenler ÜÇ MAYMUNU oynamayı çok ama çok seviyor. Neyse ben aradım taradım burası öncelikle Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda. Öyle olmasa orada kaçak göçek yapılan kampa temizlik hizmeti verilmez!

Ama işin aslı öyle değil diyenlerde var. Burada bir mülkiyet sorunu varmış. Hatta ünlü işadamı S.Ü. buradan bir yer bile satın almış. O yüzden buraya hiçbir şey yapılamıyormuş! Ama bu hisse alınmasının hiç bir anlamı ve ehemmiyeti yokmuş. Nedeni ise burada ‘Kıyı kenar çizgisi’ uygulaması varmış. Hal böyle olunca sorumluluk yine Büyükşehir’inmiş.

Buralarıyla ilgili daha önce alınan Encümen ve UKOME kararları da mevcut imiş. Yani Büyükşehir Belediyesi, karavan ve konteynırdan burayı ayıklayıp rekreasyon alanı yapması yetkisine haizmiş!

Yapmazlar, yapmak istemezler. Onlar asli görevlerini bir kenara bırakmış, çalgı çengi, lay lay lom derdinde. Zaten önümüzdeki günlerde Altın Portakal Film Festivali olacak zamanları yok.

HADİ BİR EL ATIN

Geldiğimiz noktada hadi Büyükşehir Belediyesi buralarla ilgilenmez de peki bu konular hiç mi Antalya Valiliği’ni ilgilendirmez? Onlar ilgilenmiyor bari siz bir el atın ve yol yordam gösterin.”

Emniyet Müdürlüğü; “Buralarda durum vahim. Kimin kim olduğu belli değil. Çadırda kalanı, karavanda tatil yapanı, gecekondu gibi yürür evde yaşayanı ayrı bir dert. Ne kayıtları var nu kürekleri. Sanırım bu durum sizi de ilgilendiriyor.”

ASAT Genel Müdürlüğü; “Hadi Büyükşehir görmüyor ama bari siz görün. Çünkü orada çim sulaması için yıllar önce yapılan vanalardan o bölgede yaşayanlar hortum takıp kaçak su kullanıyor. Bari siz bu işe el atında faturasını Antalyalı ödemesin.”

Konyaaltı Belediyesi; “Sizin bölgenizde olduğu için bungalov ve ev gecekondu türü evler sizin de sorumluluğunuzda. Bana ne demeyip bir el atın.”

Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı; “Özel mülkiyet deyip işin içinden sıyrılmayın. Birisi çöp kovası koymaya kalksa izin gerekir. Sonuçta oraya yapılanları görün ve kanunun verdiği yetkiyi kullanıp çirkinliğe son verin.”

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Antalya İl Koordinasyon Kurulu; “Antalya’nın sadece Konyaaltı Sahili Yaşam Parkı’ndan ibaret olmadığını sizde görün. Sizde yaşanan çevre katliamına sessiz kalmayın. O zaman tarafsız olduğunuzu anlayalım.”

Efendim orada karavanda yaşayanların bazılarının kendi evlerini kiraya verip burada yaşadığını öğrendim. Hem de 6 aydır yaşayan varmış? Yani yeni bir semt oluşmuş haberiniz var mı?

NİYE BÖYLE DÜŞÜNÜYORUM

Ben çok öfkeliyken yazı yazmam. Hele hele kendi yaşadığım şahsi bir sorunum ise hiç yazmam. Fakat bu konu öyle değil. Şehrin güzide bir bölgesinin yok olmasıyla ilgili. Bu şehirde inanın hiçbir şey yolunda gitmiyor. Hangi mevzu üzerinde yoğunlaşsak mutlaka sorunlu bir yapı ile karşılaşıyoruz. Neresine dokunsan orası dökülüyor.

Bu şehre dair ne varsa kaderine terk edilmiş ve güçlü siyasi otorite tarafından da sadece izlenmekte. Hal böyle olunca ŞEHRİN SAHİBİ YOK görüşü ortaya çıkıyor. Benim de görüşüm bu yönde.

Kim ne derse desin gördüğüm manzaralar karşısında bu şehir maalesef kaderine terk edilmiş. Onca yazı yazılmasına, şikayetlerin artmasına rağmen bir tek hareket yapılmaz, adım atılmaz mı?

Evet, acı ama gerçek bu. Antalya maalesef bu durumda. Şehrin yöneticileri düğün dernek, cenaze mevlit gezmekten önemli sorunları görmezden geliyorlar.

Neden biliyor musunuz? Bu şehrin sahibi yok. Bu şehirdeki olumsuzlukların hesabını soran yok. En basitinden Konyaaltı’nda manzara bunun göstergesi. Yalan mı?