SAHİP ÇIK(A)MADIĞIMIZ TARİHİ DEĞERLERİMİZ
İnsanlar düşünme ve düşündüklerini başkalarına aktarma ihtiyacını hissettiği günden bugüne çeşitli semboller yaratmışlardır. Yaratmış olduğu sembollerle kendini ifade edip, iletişim ihtiyacını karşılamıştır. Toplumların genetik kodları olan semboller, toplum tarafından bir sonraki nesle aktarılarak zaman içerisinde şekillenmiştir.
***
Malum son günlerde köşe yazarlığını yaptığım Lider Gazete’nin ilk olarak gündeme getirdiği ve sosyal medyada sıkça yer alan Haşim İşcan Mahallesi’ndeki bir yapının dış duvarını süsleyen bir taşın üzerinde bulunan çift başlı kartal figürü hakkında ben de daha önce yazmış olmama rağmen tekrar bir şeyler yazmak zorunda hissettim kendimi. Daha önceden de Türk kültürü açısından büyük öneme sahip olan çarkıfelek, altı köşeli yıldız, hayat ağacı gibi bu kültürel kodları Kaleiçi’nin birçok yerinde görüp bunlar hakkında zaman zaman çeşitli yazılar yazdım, özelikle bu ata yadigârlarının korunması ve gelecek nesillere bırakılması için insanımızı bilgilendirmeye ve özellikle yetkilileri yönlendirmeye çalıştım.
***
Özellikle sanat tarihi araştırmacıları tarafından belki de yeterince sorgulanmadan ele alınan çift başlı kartal figürü, sadece ve doğrudan Selçuklulara atfedilmiştir. Oysaki çok önceki yüzyıllarda, Türklerin bulundukları tüm coğrafyalarda kullanıldığı bilinen çift başlı kartal figür ve motifler, Selçuklular tarafından ilk defa değil, bir tekrar olarak ele alınmıştır.
***
Eski Türk inançlarına ve Türk mitolojisine göre yer ile göğün arasındaki çelik kapıyı kartal tutar. Aynı zamanda bu sembole, uğur, şans, kuvvet, kudret gibi bir takım anlamlar yüklenmiş ve devlet arması haline getirilerek, devleti yansıtan bir öğeye dönüştürülmüştür. Öyle ki bu sembol, devletin mimari yapılarından, çinilerinden, halılardan para birimlerinin üstüne kadar geniş bir alanda uygulanmıştır.
***
Hem sembolün yapısının görsel anlatım gücü, hem de yüklenen anlamların etkisi ile bu sembol günümüzde dahi kullanılmaya devam etmektedir. Örneğin, Konya ilinin şimdiki amblemi de çift başlı kartal figürüdür. Bu durum kültür sürekliliğinin de bir yansımasıdır. Aynı zamanda atalarımızın oluşturduğu çift başlı kartal sembolü her devirde etkisini sürdürecek kadar güçlü, zarif ve etkileyicidir.
Şimdi üzülerek görüyorum ki önünden defalarca geçip gittiğimiz bu yapıların üzerinde adeta tapu senetlerimiz niteliğindeki bu sembollerin daha nicelerini bizler bilinçsizce yabancıya atfetmişiz hatta daha da ileri giderek zarar vermişiz, kırıp parçalamışızdır.
***
Unutmayın biz Türklerin kültürü, yüzyıllar boyunca oluşan, oldukça zengin özellik ve değerlere sahip bir kültürdür. Türk Milleti’nin tarihin ilk çağlarından itibaren kendisine münhasır kültür şifreleri üreterek, bu şifreleri sembolleştirdiği ve bu semboller aracılığı ile kendi öz kültürünü kendisinden sonraki kuşaklara başarıyla aktarabildiği görülmektedir. Bu sebeple bizler de yaşadığımız güzel şehrimizde atalarımızın imzalarına daha bilinçli gözlerle bakalım ve onlara sahip çıkalım.