SAHİL SADECE KONYAALTI MI?

Ah Antalya’m, vah Antalya’m. “Seni içinde yaşayanlar iyi bilir” derken bugünü kadar yanıldığımızı anladık. Bu şehrin geleceğine imza atanlar bile şehrin yabancısı! Şehre bakarken geniş bakmak gerekir diye düşünenlerdenim. At gözlüğü ile bakarsanız ya görmez ya da görmezden gelirsiniz. Hele hele bu mimar ve mühendisler olunca.

Antalya’nın yıllardır her dönemde tartışılan sahilidir Konyaaltı. Herkesin ayakaltı olan bir yer olunca ilgilisi ilgisizi, yetkilisi yetkisizi sadece bu sahili görür. Sanki başka yer yokmuş gibi. Dün buna örnek bir gelişmeye tanıklık ettim. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Meslek Odaları İl Koordinasyon Kurulu, Konyaaltı Sahili hakkında açıklama yaptı. Konunun ilgilisi bir kurum.

Kurul adına Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Derya Ünver hazırlanmış yazılı metni okudu. Sözde sahilde usulsüz kullanımlar olduğunu ve yasalara aykırı işgal edildiğini söyledi. Hemen derhal işgal ve kaçak yapıların kaldırılmasını istedi. Ünver, taviz verilmeden denetimlerin yapılıp anında müdahale edilmesini de talep etti. Kime hitaben belli değil. Ortaya karışık açıklama!

Sonra büfelerin metrekaresinden girip, şezlonga geçti. Yetmedi sandalyelere kadar bir dizi kendilerince tespitleri sıraladı. Hatta reklam amaçlı logoların bile kullanıldığını ileri sürdü. Başka; sahilde yaşanan erozyona kadar getirdi açıklamayı.

Bir de dedi ki, “Konyaaltı’ndaki uygulamalar ile kıyıda yaratılan tahribat göz ardı ediliyor. Mavi Bayrak tehlikede.” Açıklamanın sonuna doğru da “Başka Konyaaltı Sahili yok, bu alan gelecek nesillere aktarabileceğimiz en önemli Antalya mirasımızdır" ifadelerini kullandı.

Bu açıklamalar yapılırken gözüm Antalya Mimarlar Odası Başkanı Hasan Çerçiler’i aradı ama maalesef göremedi. Sanırım çok yoğun işi vardı ve Konyaaltı’ndan daha önemliydi! Efendim, TMMOB Meslek Odaları İl Koordinasyon Kurulu sözcüsü Derya Ünver bana göre elini tutuşturulmuş bir hazır metni okudu, okutturuldu. Zaten sözcülerin işi bu değil mi?

Benim anlamadığım bu memlekette sadece Konyaaltı Sahili mi var? Şehir merkezinde Lara falez bandından tutunda Kundu’ya kadar olan Lara sahilleri de var öyle değil mi? Ama kimse oralara gitmez, gitse bile görmez. Varsa yoksa Konyaaltı. Çünkü ayakaltı göz önü ya. Eline fırsat geçen buraya saldırır, tehdit eder, bir dönem istemediğini geri ister.

Neyse açıklamanın sona ermesi ile iki soru yönelttim. Birincisi; 2Antalya sadece Konyaaltı sahilinden mi ibaret? Bu şehirde Lara sahili yok mu?” diye.

İkincisi ise; “Madem Konyaaltı’nda doğa tahribatı var. Peki anladım. Lara falez bandını gördünüz mü? Orada Mimarlar Odası Başkanı’nın yaptığı kaçak plaj doğayı tahrip etmiyor mu?” şeklinde

Önce kem küm. Sonra, “Konumuz orası değil burası” diye bir cevap. Ardından da “Sorunuzun sahibi burada yok. Randevu alın kendisine bunları sorun” dendi.

Hatta Mimarlar Odası Yönetimi’nden olduğunu söyleyen bir beyefendi de benim DEMOGOJİ yaptığımı söyleyip alanı terk etti. Ne kadar ayıp toplantıdan kaçmak değil mi? Ama ben çay davetine icabet ettim, nezaket kuralı gereğini yaptım.

Yahu benim işim soruyu sormak. Cevap verirsiniz vermezsiniz o sizin bileceğiniz bir şey. İşinize geldiği gibi açıklama yapıp sorulara cevap vermeyip kaçmak hoş bir durum değil.

Madem Konyaaltı ile ilgili cananız yanıyor o zaman Lara için niye canınız yanmıyor? Acaba orada falezleri delik deşen sizin arkadaşınız olduğu için mi? Yoksa sadece görmek istediğini gördüğünüz için mi? Veya bir orada yaşanan katliamı gizleme adına mı yapıldı bu açıklama?

Umarım ki bu konunun birinci muhatabı çıkıp dürüst bir şekilde cevap verir. Ön cepheden kaçıp arkadan ateş etmeye devam edecekse o da ayrı bir konu. Zaten TUZU KOKUTAN birinden fazlasını beklemek yanlış olur sanırım. Niye mi? Konyaaltı hakkında açıklama yapılırken falezdeki kaçak plaj inşaatı devam ediyordu çünkü.

BUNUN ADI DA KATLİAM DEĞİL Mİ?

Bugün yani dün konumuz doğa katliamından açılmışken bana birkaç kare fotoğraf ulaştırıldı. Döşemealtı ilçesinin bitmeyen çilesi çöp ve moloz yığınları ile. Döşemealtı Altınkale Mahallesi  Osman Gazi Caddesi’nde 1.5 yıldır devam eden bir sorunmuş bu çöp ve moloz olayı. Buraya herkes kafasına göre çöp ve moloz döküyormuş.

Bunu ben değil fotoğraf kareleri açık ve net olarak hem gösteriyor hem de bana ulaştıranlar söylüyor. Antalya’nın en güzel alt yapısı ve şehircilik planlamasının yapıldığı yer katlediliyor.

Bu ve buna benzer bir çok mahallede büyüyen çöplük ve moloz döküm yerleri oluşmaya başlamış. Ne ararsan var. Asfalt parçalarından tutunda plastik atıklarına kadar.

Temizleyen ve önlem alan ise yok! Yahu arkadaş doğa sadece Konyaaltı’ndan mi ibaret? Bu doğa katliamı değil de nedir. Kim nasıl önlem alacaksa alsın da Döşemealtı mahvedilmesin.

BASKETBOL ŞEHRİ ANTALYA

Antalya’nın basketbol şehri olması için el ele verildi. Türkiye Basketbol Federasyonu Antalya İl Temsilcisi Hilal Ertunalı, kolları sıvayıp konunun uzmanları bir araya getirdi. Hafta sonundaki buluşmaya Gençlik Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan, Türkiye Basketbol  Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Semih Beken, TBF Basketbol Geliştirme, Tesisler ve İl Temsilcileri Direktörü Fırat Eser gibi önemli isimler katıldı.

Sadece bu isimler mi? Gençlik Spor Faaliyetleri Müdürü İzzet Tekeli, Konyaaltı İlçe Müdürü Buğrahan Bozkurt, Kepez İlçe Müdürümüz Yüksel Dorul ve bazı hakem komitesi üyeleri de hazır bulundu. Bende bu toplantıya konuk olarak katıldım.

Antalya’da basketbolun geleceği hakkında görüş alışverişi yapıldı, önemli fikirler ortaya paylaşıldı. Bu olay turizm şehrinin basketbol şehri olması için atılan önemli bir adım oldu.

Umarım herkes her türlü sorununu bir kenara bırakır ve basketbol için bu birlikteliği sürdürür.