SAĞIRLIK İYİDİR BAZEN
Sosyal etki, bir kişi ya da grubun kanılarımızı ya da davranışlarımızı değiştirmek için giriştiği bazen bilinçli bazen de bilinçsizce yapılan çabadır. Herhangi bir ortamda, belli konularda kendimizi azınlıkta bulabiliriz. Bu hepimizin zaman zaman yaşadığı sosyal bir gerçektir.
***
Ancak çoğunluğun bizden daha doğru olduğuna karar verirsek,
fikrimizi değiştirerek çoğunluğa uyarız. Kendimizin, kendi düşüncelerimizin
doğru olduğuna, çoğunlukta olan grubun ise hatalı olduğuna emin olursak bu
durumda nasıl davranırız? Bu koşullarda sosyal baskıya boyun eğer miyiz?
***
Bunu anlamak için psikologlar bir araştırma yapmışlar.
Araştırma şöyle: Denek yedi kişilik bir grupla birlikte bir masada
oturmaktadır. (Denek dışındaki diğer yedi kişi araştırmacının iş arkadaşlarıdır)
Gruba değişik şekiller gösterilir ve bu şekillerden hangilerinin daha uzun
olduğu sorulur.
***
Denek masanın en sonunda oturmaktadır. Masadaki herkese
teker teker hangi şeklin daha uzun olduğu sorulur. Denek dışındaki diğer yedi
kişi (araştırmacının iş arkadaşları) kısa olan şekillerin daha uzun olduğunu
söylerler. Sıra deneğe gelir. “Hangi şekil daha uzun?”
***
Deneğin cevabı yanlış olduğunu bildiği halde çoğunluğun
cevabı ile aynıdır. Denek, kısa şekillerin daha uzun olduğunu söyler. Çünkü
yanlış olduğunu bildiği halde yanlış da olsa çoğunluğun verdiği cevabın
aynısını verir. Kendi doğrusunun yanlış, çoğunluğun yanlışının ise doğru
olduğunu düşünür.
***
Çoğunluktan farklı olmak, çoğunluk tarafından yargılanmayı
ve yalnız kalmayı gerektireceği için, kişiler çoğu zaman yanlış olduğunu
bilseler dahi çoğunluğa uyarlar. Ancak bu durum bazen bizim bireysel
yaşantımızı olumsuz yönde etkileyebilir.
***
Bazen çoğunluğa sağır olmak, bireysel başarımıza katkı
sağlayabilir. Kurbağa hikayesinde olduğu gibi;
Bir kurbağa sürüsü ormanda ilerlerken, içlerinden ikisi bir
çukura düşmüş. Diğer bütün kurbağalar çukurun etrafında toplanıp, çaresiz bir
şekilde bakıyorlarmış. Çukur bir hayli derin olduğundan düşen arkadaşlarının
zıplayıp dışarı çıkması mümkün gözükmüyormuş.
Yukarıdaki kurbağalar, boşuna çabalamamalarını söylemişler
arkadaşlarına: “Çukur çok derin. Dışarı çıkmanız imkânsız!”
Ancak, çukura düşen kurbağalar onların söylediklerine
aldırmayıp çukurdan çıkmak için mücadeleye devam etmişler. Yukarıdakiler ise hâlâ
boşuna çırpınıp durmamalarını, ölümün onlar için kurtuluş olduğunu
söylüyorlarmış.
***
Sonunda; kurbağalardan birisi söylenenlerden etkilenmiş ve
mücadeleyi bırakmış. Diğeri ise; çabalamaya devam etmiş. Yukarıdakiler de,
çırpınıp durarak daha çok acı çektiğini söylemeyi sürdürmüşler. Ne var ki,
çukurdaki bir kurbağa onlara hiç aldırmadın son bir hamle daha yapmış, bu kez
daha yükseğe sıçramayı başarmış ve çukurdan çıkmış.
***
Arkadaşlarının ümit kırıcı sözlerine hiç kulak asmamıştı…
Çünkü o sağırdı! Olumsuz düşünceli insanların, yüreğinizdeki umudu çalmalarına
izin vermemeniz dileğiyle...