ŞAFAK BEY, KIRMIZI KART “DOĞRU”..

 Antalyaspor-Fenerbahçe maçının ardından hakem Bahattin Şimşek'in verdiği kararlar tartışılmaya ve tepki toplamaya devam ediyor..

Adis Jahovic'in kırmızı kart gördüğü pozisyonla ilgili olarak Başkan Ali Şafak Öztürk, "aynı pozisyon Fenerbahçe aleyhine olsa, kırmızı kart çıkarılabilir miydi” demiş..

Bu konuda haklı..

Ve devam etmiş:

“Geçtiğimiz pazar günü oynanan Beşiktaş-Yeni Malatyaspor mücadelesinde, hakem Atilla Karaoğlan Beşiktaşlı Ghezzal'ın Ahmet Ildız'ın aşil tendonuna basmasını sarı kartla geçiştirirken, benzer pozisyonda biz kırmızı kartla cezalandırıldık..”

Yine haklı..

Çünkü..

Hakemlerin, özellikle 3 büyük takımın pozisyonlarına verdiği kararlarda çifte standarda çok rastlanıyor..

Evet..

Antalya’da yaşayan biri olarak, Antalyaspor’un yenilgisine ben de üzüldüm..

Ama..

Jahoviç’e gösterilen kırmızı kart da doğru, penaltı kararı da..

Bunu, 52 yıllık bir spor yazarı ve eski bir futbolcu olarak söylüyorum..

Hakemlerin birçok maçta “hatalı karar veriyor” olması, doğru kararların “hatalı” olduğunu göstermez..

Ali Şafak Öztürk’ü ve Antalyaspor taraftarlarını çok iyi anlıyorum..

Ancak..

“Hakemler falan maçta şunu yaptı, bizim maçta aynı pozisyona bunu yaptı” gibi bir yaklaşım, “yanlış devam etsin” anlamına gelir..

Maçı takip edenler hatırlasın..

Hakem Jahoviç’e önce sarı kart gösterdi..

VAR’dan uyarı geldi, gitti pozisyonu en ince ayrıntısına kadar seyretti, inceledi ve “doğru” bir kararla kartın rengini kırmızı yaptı..

Bu noktada hakemi suçlamak değil, “doğru” kararı nedeniyle takdir etmek lazım..

Eğer doğrulara “doğru” demez isek..

“Falan maçta yapılan yanlış benim maçımda da yapılsın” gibi bir yaklaşımla hakemlere yüklenirsek..

Maçlarda “yanlışlar silsilesi”nden geçilmez..

Ve bu lig, bir spor organizasyonu olmaktan çıkar, “başka mecralara” doğru yelken açar..

Sanırım, başta Ali Şafak Öztürk olmak üzere kimse bunu istemez, değil mi?

Özetle..

Doğruya “doğru” iğriye “îğri” olmak şarttır..

Akıl bunu gerektirir..

 

……………………..

 

GONG

 

CHP’nin yönettiği Türkiye’de..

1999 depreminde yerle bir olan İstanbul Avcılar’a devlet 3 gün girememişti..

Cumhur İttifakı’nın yönettiği Türkiye’de..

İzmir’deki depremin 7. dakikasında devlet deprem alanındaydı, hala da orada..

Ve bu hükümetin yaptığı yollar sayesinde Türkiye’nin her yerinden İzmir’e yardımlar 3 saatte ulaştı..

Bunu birileri, depremi bile “siyasi malzeme” yapan CHP’lilere anlatmalı..

 

…………………………

 

ŞU KİTAP TOPLATMA OLAYI..

 

Hani şu, “ikna edemiyorsan kafalarını karıştır” taktiği var ya, o misal..

CHP, millet için bir proje üretmek yerine, hep yalan ve iftiralara sarılıyor..

“21 Soruda FETÖ’nün Siyasi Ayağı” isimli bir kitapçık bastırmışlardı..

Kılıçdaroğlu’nun aldığı sufleler, FETÖ’cü danışmanlar, Akşener’in kimin talimatıyla parti kurduğu, alınan talimat sonucu “kiralık milletvekilleri”yle İyi Parti’ye nasıl GRUP kurdurulduğu, İmamoğlu’nun omuzundan çekilerek minibüse nasıl sokulduğu gibi “görünen” şeyler hepten yok sayılmış olan bu kitapçığa göre..

“FETÖ’nün siyasi ayağı konusunda CHP sütten çıkmış ak kaşık, Ak Parti ve MHP kapkara bir kazan..”

İşte bu “yalan” üzerine kurgulanmış kitapçığın dağıtımı, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” gerekçesiyle YARGI tarafından durdurulmuştu..

CHP’liler işlerine gelmeyen yargı kararlarına asla saygı duymadıkları için..

Bu “durdurma” olayını, CHP Sözcüsü Faik Öztrak sosyal medyada şöyle paylaşmıştı:

“Partimizin bastırdığı ‘21 Soruda FETÖ’nün Siyasi Ayağı’ kitapçığına yasak getirildi.. Kitapçık hakkında el konma ve toplatılma kararı çıkarıldı.. Oysa, içinde Allah’ın ve kullarının bildiğinden başka bir şey yok..”

“Kitap toplatılması” konusunda bu kadar “hassas” olan CHP ne yapmış biliyor musunuz?

Bunu da, “Yönünü Şaşıran Ok” isimli kitabın yazarı Emre Cemil Ayvalı’nın Öztrak’a verdiği cevaptan öğrenelim:

“E siz de benzer davayı benim kitabıma açtınız Sn. Öztrak.. Açık kaynaklardan yazdığım bir söylem analiziydi.. Neden rahatsız oldunuz? Hem CHP Genel Merkezi hem de Kılıçdaroğlu toplamda 100 bin liralık tazminat davası açtı, kitabın toplatılmasını talep etti..”

Anlayacağınızı anlayacağınız kadar anlayın artık..

 

……………………..

 

TRAFİK

 

Trafik, başarıya giden yoldaki bekleme süresidir..