RÜZGAR GÜLÜNE GEREK KALMADI

Şimdi size Antalya’da üç ismi tek tek anlatacağım. Ancak o isimleri yazmadan önce elektrik üretiminde kullanılan ‘Rüzgar Gülü’ veya halk tabiriyle ‘Fırıldak’ ne demek onu yazacağım. Tabi bunu yazarken kendi fikrimi değil Türkçe sözlükte anlamlarını aktaracağım. Çünkü ‘Fırıldak’ın hem sözlük hem de halk dilinde mecazi anlamları var.

Birincisi; Bir sap üzerinde tutturulan ve rüzgârla bir eksen çevresinde dönen tekerlek biçiminde, kâğıttan yapılmış çocuk oyuncağı. İkincisi; Hava girsin diye oda ya da mutfak pencerelerinin camlarına takılan, çember biçiminde, kanatlı araç.

Fırıldak insan ne demek?; İnsanlar için mecaz anlamda kullanılan sürekli sözünü değiştiren ve sözünden dönen kişi. Fırıldak gibisin ne demek?; Sürekli düşünce değiştiren, sözünden dönen (kimse).

Bunların hepsi sözlükte geçenler. Benim çocukluğumda ise bu söz, yamuk yumuk hareket eden, özüne sözüne uymayan kişilere kullanılırdı. Yani ‘Fırıldak’ derdik bu tiplere. Ama bu söz döndü dolaştı siyaset dünyasında oradan oraya koşan, daldan dala konanlar için söylendi. Duvara yapıştırılan çamur gibi üzerlerine atıldı ve onlarda anılır oldu.

Şimdi dönüp çevreme bir bakıyorum da fırdöndü gibi (fırıldak) dönenlerin sayılarının hızla arttığını görüyorum. Bu ne fırıldaklık böyle? Bu ne aşk, bu ne ihtiras, bu ne heyecan? Evet. Seçim yaklaştı ya. Bunların sayısı giderek artacaktır. Tıpkı Antalya’da olduğu gibi. Fırsat bu fırsattır öyle değil mi? Zat-ı muhteremlerin bir yer kapmaları gerekiyor ya!

Amaç, parsadan pay kapmak! Kazanan partiden olsunlar, sonra da ne olursa olsun. Milletvekilliği şart değil. Partileri kazansın yeter. Nemalanacak bir yer bulurlar nasıl olsa. Döneklik günümüzde yaygın bir davranış biçimi, geçer bir akçe oldu veya öyle sananlar var. Bugün karlı olduğunu sanan dönekler bir gün yapayalnız kalacak ama farkında bile değiller.

Hangi döneme, hangi devre bakarsanız bakın hiçbir döneğin sonunun iyi olduğu görülmemiştir. Bir bilge “Döneklerin yüksek yerlere çıkması, maymunun ağacı tırmanmasına benziyor. Yükseldikçe ayıp yerleri daha fazla görünüyor” demiştir. Yalan mı?

Peki Antalya’ya baktığımız zaman bu ‘FIRILDAKLARIN’ yani döneklerin sayısı hızla artışa geçmiştir. Bu ilk örnek yıllar önce daha Antalya Büyükşehir Belediyesi olmadan yaşanmıştır.

Antalya’nın İLK ‘FIRILDAK’I yani döneği KAZIM BİLGİLİ’DİR. Daha önce ANAP ve DYP başta olmak üzere çok sayıda parti değiştiren Bilgili, Varsak Belediye Başkanı iken ‘FIRILDAK KAZIM’ diye anılmış adı böyle gündeme gelmişti. İçişleri Bakanlığı tarafından iki kez görevinden alınan Bilgili, mahkeme kararıyla görevine dönmüş ve bir dönem AK Parti'den başkan seçilmişti.

Şimdilerde kendisi Düden Şelalesi yakınında bir restoran işletmektedir. Bilgili en son 2020 yılında İYİ Parti’ye geçmişti. Halen siyasi yaşamını bu parti sürdürüyor.

Antalya’nın İKİNCİ ‘FIRILDAK’I ise EŞREF URAL’dır. Ural, kendisini hep ‘Antalya’nın en eski solcusu’ olarak tanıtmışsa da bunun böyle olmadığı yaptığı siyasi manevralarla ortaya çıkmıştır.

Ural, siyasete önce CHP’de başladı. Partide yöneticilik yapıp meclis üyeliğine kadar geçiş yaşadı. Sonra partisi ile ters düşüp zehir zemberek sözlerle istifa edip AK Parti’ye katıldı.

AK Parti’de bir dönem il yöneticiliği yaptı. Peşinden Kepez Belediye Meclis Üyeliği’ne seçildi. İstediğini alamayınca partisinden istifa etti ve tekrar CHP’ye döndü. Ancak ilk göz ağrısı partisinde sarf ettiği sözler nedeniyle kabul görmedi. Bağımsız kalmayı tercih etti. Bağımsızlığı kısa sürdü ve bu kez de Gelecek Partisi’ne katıldı.

Gelecek Partisi'ne kaydını yaptıran ve rozetini Davutoğlu’nun taktığı Ural, aynı zamanda Genel Merkez Yerel Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı koltuğuna da oturdu.

Antalya’nın üçüncü ‘Fırıldak’ı ise Yusuf Üras’tır. Tekirova daha muhtarlık iken siyasete muhtarlık ile başlamış, sonra belde olunca ANAP’tan oranın ilk Belediye Başkanı olmuştur. Sonralarında ise yönünü AK Parti’ye çeviren Üras, buradan Kemer Belediye Başkan Adayı olarak girdiği seçimi kaybetmiş ama hırsından zerre kadar eksilme olmamıştır.

Hırs bu ya. Bu kez yönünü MHP’ye çeviren Yusuf Üras, 2019’da ‘Millet İttifakı’nın MHP’li adayı olarak Kemer’den girdiği seçimi de kaybetmiş ama siyasi ihtirası değişmemiştir. Aradığını bir türlü bulamayan Üras, bu kez yönünü İYİ Parti’ye çevirerek geçtiğimiz günlerde Genel Başkan Meral Akşener tarafından kendisine yeni partisinin rozeti takılmıştır.

Şimdi bizim ‘Fırıldak’ları okudunuz. Üçünü bir araya getirip Antalya’nın yüksek bir noktasına ‘Rüzgar Gülü’ olarak diksek sanırım iyi bir enerji üretiriz. Hiç değilse bir işe yaramış olurlar.

Yoksa, oradan oraya savrulup gidecekler.

BAŞKAN’IN SAATİ DİĞERİNİN ÇANTASI

Antalya’da siyaset dünyası son iki gündür CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in saati, Genel Sekreter Cansel Çevikol Tuncer’in çantası ile yatıp kalkıyor. Başkan Böcek’in Mersin’de katıldığı bir törende taktığı saat ortalığı karıştırdı. Rivayete göre Başkan’ın saatinin değeri 25 bin 945 dolar. Yani 396 bin lira. Lüks mü lüks!

Daha önce bu saat meselesi yine gündeme gelmişti ve o saatin bu saat olmadığı ve onun değerinin 1 milyon 371 bin lira olduğu ifade edilmişti.  Başkan böyle lüks takılır da genel sekreteri ondan geri kalır mı? Cansel hanım da katıldığı bir kokteylinde kullandığı askılı çantası ile gündeme geldi. En düşük fiyatı 520 sterlinden (9 bin 880 TL) olan Michael Kors marka çanta ile.

Bu lüks merakı nereden ve ne zaman geldi bu ikiliye bilemiyorum. Ancak bildiğim bir şey var o da bu gösteriş merakı onların başına iş açacak gibi. Çünkü partilileri bile homurdanıyor. Ancak şu yaşananlara bir bakar mısınız. Kimse ne su fiyatını konuşuyor ne toplu ulaşımdaki sıkıntıyı ne de kangren olmuş trafik meselesini. Birinin saati, ötekisinin çantası.