RUTİNLERİMİZ VE ALIŞKANLIKLARIMIZ (3)
Bireyin edilgen olduğu ilk dönemle ilgili önceki yazımızda
üzerinde durduğumuz gözlem ve görüşlerimizden sonra, bu yazımızda ikinci ana
döneme ait rutinlerimizi değerlendirmeye geçebiliriz.
***
Bireyin yaşamındaki ikinci ana dönem, etken olma dönemidir.
İlk evre ebeveyn olma evresidir. Birey, edinmiş olduğu bilgilerle, tecrübelerle
çocuğuna iyi bir rol model olabilmek için kötü diye tanımladığı rutin ve alışkanlıkları
ile kavga içindedir. Kötü alışkanlıklarından kurtulmanın zamanının geldiğini
düşünse de değişim, ancak iradesini hâkim kılabileceği orandadır.
***
Anne baba olmanın sorumluluğu, çocuğunun geleceği ile ilgili
planları ya da kaygıları, bireyin bu evrede rutin ve alışkanlıklarını sorgulamaya
yönlendirir. Sağlığını ve hayatını olumsuz yönde etkilemediğini hatta
kimilerinin yaşamına renk kattığını düşündüğü rutin ve alışkanlıkları ile
barışık olma; zararlı olanlarını ise ayıklama iradesini gösterme zamanının
geldiğini düşünür. “Çocukluğumda, gençliğimde edindiğim şu şu alışkanlıklarımı
keşke hiç edinmeseymişim, şimdi çocuğum da benden örnek alacak.”, kaygısı,
sorumlu ebeveynin sağlıklı değerlendirmesidir. Ve bu alışkanlıklarının çoğunu
ailesinden ve çevresinden kendi iradesi dışında edinmiş olduğuyla ilgili
yargılama sürecindedir.
***
Zararlı olduğuna hükmettiği rutinlerinden kurtulmak için çok
çaba gerektirmeye lüzum olmasa da alışkanlıkları için aynı şeyi söylemek
zordur.
***
İş hayatının getirmiş olduğu zorluklar, çözümü için çaba
sarf etmesi gereken sorunlar, zaman zaman ebeveynin pişmanlıklarını olumluya
çevirmede bahaneleri olarak görünür. Kendi çocukluğu, gençliği önünde örnek
olarak dursa da alışkanlıkları bireyi bu tür bahaneler üretmeye sevk eder. Zira
kişi maalesef alışkanlıklarından kolay kolay kurtulamıyor. Hiçbir sorunun
çocuklarından öncelikli olmadığı bilincinde olan bireylerde zararlı
alışkanlıklardan kurtulma iradesi, ayaklarını yere daha sağlam basıyor.
***
İkinci evre yaşın kemale eriştiği torun torba sahibi olunan
evredir. Başak artık olgunlaşmıştır ve irade başın eğilmesi gerektiğini söyler.
Bu evrede kötü alışkanlıklardan kurtulmak için irade daha sağlam bir yapıya
bürünür. Kötü alışkanlıkların sağlığa vermiş olduğu zararlarının ortaya çıkmaya
başlaması da iradenin olumlu yönde etken olmasına katkı sağlar. Bireyin iş
yaşamından elini eteğini çekmiş olduğu dolayısıyla zaman probleminin de artık
olmadığı bu evre, zararlı alışkanlıkların terk edilmesiyle ilgili iradenin en
avantajlı olduğu evredir.
***
Demli çayın sağlığa verdiği zararı doktorlardan işiten
bireyin çay içme rutinini değiştirmeye ihtiyaç duymasa da onu açık çay içmeyle
değiştirmesinin; beden ve ruh yapısının sağlığı için uyku düzenini daha formal
bir yapıya eriştirmesinin; zararlarını
artık bünyesinde hissederek sigara içme alışkanlığından kurtulmasının daha
kolay olduğu avantajlı dönem… Çocuklarıma kötü alışkanlıklarım zarar verdi,
bari hem kendim hem torunlarım için daha olumlu bir rol model olmalıyım,
düşüncesinin hâkim olduğu evre…
***
İnsan hayatında bu dönem ve evreler bir döngü hâlinde
birbirini takip ediyor. Hayattan yaş almış biri olarak edinmiş olduğum
gözlemler, tecrübeler ve eğitimcilik mesleğinin kazandırdığı pedagojik
formasyon bana böyle bir genellemenin yapılabileceğini gösteriyor. Dikkat
ederseniz görüşlerimde herhangi bir pedagogdan, psikologdan ya da düşünürden
alıntı yapmadım. Meslek erbabının daha yöntemsel ve daha bilimsel yol gösterici
olacağı ise açıktır. Bu nedenle bu yazının başlığı altında kaleme aldığım
yazılarımın birer makale değil deneme olarak algılanmasını okurlarımdan
istirham ediyorum.
***
Sağlığımız için, sosyal hayattaki ilişkilerimizin sağlıklı
yürümesi için kötü alışkanlıklarımız üzerinde düşünmenin, onları iyileriyle
değiştirmenin zamanı ise hiçbir zaman geç değil.