RUHU BOZUKLAR
Geçen gün yaşlı bir kadın, torunları kadar genç, inançlı ve tesettürlü hanımefendilerin kıyafetine saldırdı.
Bir başka bey ise Halk TV’de Müslümanların tesbih çekişlerini alaya aldı. Sunucu kadın da kahkahalarla ve alaycı bir tavırla güldü.
Durup dururken güzel ülkemizde ne oluyor bunlara da patlamış lağım borusu gibi içlerindeki kokmuş ve pis düşüncelerini dile getirip etraflarına saldırıyorlar.
Bir şair şöyle demiş, “İnsanlar cins cinstir, çoğu pistir.”
Yani şeytanlaşmış insanların, karanlık ruhlu insanların ruhu pistir. İçleri kirli oldukları için konuşmaları da pis oluyor.
Oysaki zengin bir mozaiğe sahip güzel ülkemizde her dinden, milletten, dilden milyonlarca vatandaşımız var.
Osmanlı İmparatorluğundan beri bu topraklarda onca milletten insan bu hoşgörü ve sevgi ortamında yüzyıllarca yaşamış. Bu geleneğimizi koruyarak atalarımızın geleneğini sürdürüp örnek olmak varken eğitimli/eğitimsiz insanlar neden böyle davranırlar. Farklılıklarımız bizim zenginliğimiz, güzelliğimiz, mirasımız.
Farklılıklarımızı kaşımak yerine bununla birlikte yaşamanın keyfine varıp bununla mutlu olmamız lazım.
Bu şer insanlara tavsiyem Aziz Nesin gibi samimi olun, hocaları cenazelerinize getirtmeyin. Madem Müslümanları sevmiyorsunuz, leşlerinizi kendi zihniyetinizdeki insanlarla kabre götürtün.
Bu aziz milleti enayi yatağına almayın. Diyanet İşleri Başkanlığı da bir toplantı yapmalı, Müslümanların ibadetlerine, kıyafetlerine, inançlarına dil uzatanların, alay edenlerin cenazeleri kılınır mı kılınmaz mı diye.
Zaten bir asırdır bu şerefli ve aziz millete ne hakaretler ne zulümler yapıldı. İskilipli Âtıf Hoca gibi ehl-i sünnet Müslüman alimleri asıldı. Şimdi mikrofonu eline alan bir televizyona kapağı atan İslam’a ve Müslümanlara saldırıyor.
Yüce Rabbim ıslahınız mümkünse sizi ıslah etsin, değilse kahhar ismi ile sizi helak etsin. Hendek mekanınız olsun.
HATIRA
Türkiye’nin iyi tanıdığı Türkan Saylan isminde bir kadın vardı, başörtüsüne de karşıydı. Zamanla hasta oldu ve hastalığın etkisi ile saçları dökülüp kel oldu. İnsanlardan utandığı için olsa gerek başını örterek çıkıyordu.
Yine yetkili birisi çarşafa karşı idi, yine yetkili bir kişi ile arası açıldı. Adam o çarşafa karşı gelen adamı öldürmeyi kafaya koymuştu. Çarşaf düşmanı da ölüm korkusundan, ölmemek için bulunduğu mekandan çarşaf giyerek kaçıp kurtuldu.
Yüce Rabbim din ve İslam düşmanlarının şerrinden korusun! (amin)