Rektör Özkan’dan farkındalık çağrısı

Akdeniz Üniversitesi’nde (AÜ) düzenlenen 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası Etkinliği’nde konuşan Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Kadavradan bağışlar çok fazla değil. Pratiğe geldiği zaman iş maalesef böbrekleri ve karaciğerleri alamıyoruz. Biz hasta yakınlarına bu haftanın da amacı bu farkındalığı arttırmak” dedi.

Organ bağışında farkındalığı ve bağışları artırmak amacıyla Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Merkezi’nde Organ Bağışı Haftası Etkinliği düzenlendi. Hastanenin ilk kalp nakili yapılan hastasından küçük yaşta böbrek nakli olmuş çocuk hastalar üniversitede düzenlenen 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası Etkinliğine katıldı. Nakil öncesi ve sonrası hikayelerini anlatan hastalar ve organ nakil merkezi hocaları organ bağışının önemine dikkat çekti. Organ Bağışı Haftası Etkinliğinde açılış konuşmasında ilk böbrek naklini yapan Tuncay Karpuzoğlu’nu anarak konuşmasına başlayan AÜ Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Kadavradan bağışlar çok fazla değil. Pratiğe geldiği zaman iş maalesef böbrekleri, karaciğerleri alamıyoruz. Biz hasta yakınlarına bu haftanın da amacı bu farkındalığı arttırmak ve bütün yıl boyunca İspanya'da, İran'da olduğu gibi sayıları çok fazla artması. Bu aktivitenin amacı da bu mucizeleri hep beraber tanık olarak insanların farkındalığını arttırabilmek” dedi.


“KALP NAKLİ CANLIDAN YAPILAMIYOR”

Kadavradan nakil sayısında düşüş yaşandığına dikkati çeken Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan, “Organ naklinin farkına vardırmaya çalışıyoruz. Organ nakli aslında sadece bu hafta yapılmıyor, tüm yıl boyunca herkesin ihtiyacı olduğu ölçüde bunun farkında olması gereken bir durum. Maalesef birçok arkadaşımız bilir ki, kendi ailesine başkasından organlarını almış ama ihtiyaç olduğunda kendi yakını vefat ettiğinde vermeyen aileler de olmuştur. Size de bir gün lazım olur lafının da bazen yeterli olmadığını düşünüyoruz. Biz dünyada canlıdan yapılan nakillerde en ön sıralardayız. Ama bir kalp nakli maalesef canlıdan yapılamıyor veya bir yakınınızdan nakilleri yaptığınızda o insanlara da kısmi ölçüde risk veriyorsunuz. Şu anda belki de organını, parçasını aldığınız insanlar maalesef başka bir ebediyete göçmüş durumda ve o insanlar şu an da aramızda yok. Onların organları da yok, kendileri de yok. Ama onların bir parçası sizlerin üzerinde yaşıyor. Aslında büyük anlam var burada” şeklinde konuştu.


“BAĞIŞ YAPIN HAYAT KURTARIN”

Anne karnında böbrek yetmezliği teşhisi konulan Ahmet Döner (11) dünyaya geldikten sonra uzun bir süre ilaç tedavisi ile yaşamını sürdürdü 2,5 yaşına gelince nakil olduğunu belirten Ahmet döner, “Organ bağışlayın, hayat kurtarın yani. Bütün hocalarıma ve doktorların herkese yani benim üstümde herkesin emeği geçen herkes için çok teşekkür ediyorum” diye belirtti.


Anne karnında böbrek yetmezliği olduğu öğrenilen Hızır Araf Aydın’ın (7) annesi Gurbet Aydın, oğlunun nakil süreci ve oğlunun hayalini paylaştı. Anne Aydın, “2 yaşına kadar ilaçlarla tedavi gördük. Sonra 2 yaşından sonra diyalize başladı. Diyaliz süreci çok zor bir süreçti. Hayatı çok zordu. Çocuğumun diğer akranlarıyla beraber oynayamaması gibi birçok sıkıntı yaşadık. Bir sürü psikolojik tedavisi de gördük” diye anlattı.


NAKİL OLDU HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ

Anne Aydın oğlunun nakil olduktan sonraki hayalini anlatarak “Benim oğlum bir hayali vardı. Çocuklardan görmüştü. ‘Anne ben de işte sabahları odamdan hiçbir cihaza bağlı olmadan gelip işte sizi öperek uyandırmak istiyorum’ dedi. O beni çok etkilemişti. Sonra 5 yaşıma geldi. Nakil oldu. Hastaneden eve geldiğimizde ertesi sabah Araf bir anda işte koşa koşa ağlayarak beni öperek uyandırdı; ‘Anneciğim işte hayalim gerçekleşti. Kurtuldum ben’ dedi.  Sonraki hayat şartlarımız çok çok daha iyi. En azından evde zaman geçirmeye başladık” diye konuştu. 

Küçük yaşta nakil olan Hızır Araf Aydın ise konuşmasında “Böbrek nakli oldum. Ama benim gibi bir sürü, bir sürü. Ama bir sürü organ bekleyen çocuklar var. Bağış yapın” diye çağrıda bulundu.