RECEP TAYYİP ERDOĞAN KABİNE TOPLANTISI SONRASI AÇIKLAMALARDA BULUNDU

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulunuyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı 19.30'da sona erdi. Koronavirüs pandemisinin her geçen gün daha da ağırlaştığı bir dönemde toplanan Kabine, dün bir araya gelen Koronavirüs Bilim Kurulu'nun "somut tedbirler" alınması yolundaki tavsiye kararlarını da masaya yatırdı. İşte tüm Türkiye'nin beklediği Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları...

 İşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından önemli açıklamalarda bulunuyor. İşte Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan noktalar:

 'KIBRIS TÜRKÜ'NÜN SEVİNCİNE ORTAK OLDUK'

 Pazar günü Kıbrıs Türkünün hukuk eşitlik ve varoluş mücadelesinin en kıymetli meselesi olan KKTC'nin ilanının 37'nci yıl dönümü vesilesiyle adaya bir ziyaret gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından yaptığımız ziyaretin önemli mesajlar içerdiğine inanıyorum. Ziyaretimizde sayın Devlet Bahçeli, bakanlarımız, milletvekillerimiz ve muharip gazilerimiz eşlik etti. Adada ilk olarak 15 Kasım, Cumhuriyet bayramlarına iştirak ederek Kıbrıs Türk'ünün sevincine ortak olduk. Ardından Kapalı Maraş bölgesine geçtik. Bu iyi niyet jesti Rum tarafında hiçbir zaman karşılık bulmadı. KKTC, Kapalı Maraş'ın sahil şeridini halka açtı, bu cesur adımı destekliyoruz. Bu yolu 15 gün içinde asfaltladık. Heyetimiz ve Kıbrıs halkıyla birlikte Maraş'ta gerçekleştirdiğimiz program bölgedeki gelişmeyi hızla yapacağımızın kararlılığın bir adımıdır. Bizim oraya yaptığımız ziyareti anlamayanların piknik gözüyle bakması pek tabidir. Hamdolsun milletimiz orada yaptığımız işin ne olduğunu gayet iyi biliyor. Buradaki törenin ardından Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'la bir görüşme gerçekleştirdik. Sayın Tatar Cumhurbaşkanı seçilmesinin arından Ankara'yı ziyaret etmişti. KKTC gerçeğini bölgede ve dünyada kabul ettirecek bir döneme girdiğimize inanıyorum.

 'DEVLET İZMİR'E VE İZMİRLİLER'E SAHİP ÇIKMIŞTIR'

 2 haftasını geride bıraktığımız İzmir depremi, ülkemize doğal afetler gerçeğini bir kez daha hatırlatmış, hem de deprem öncesi ve sonrası hazırlıklarımızı gözden geçirmemize bir fırsat olmuştur. İzmir'deki AFAD ekipleri hemen harekete geçmiş, çevre illerdeki ekipler de İzmir'e destek için yola çıkmışlardır. İlk dakikalardan itibaren Emniyet, Jandarma ve TSK birimleri personelleriyle deprem bölgesinde yer almışlardır. Depremin 2. saatinde 25 bin kişilik mobil mutfak ve 50 personel bölgeye sevk edilmiştir. Depremin 6. saatinde 2 binin üzerinde arama kurtarma personeli ve 15 arama köpeği yola çıkmıştır. 10. saatinde 7 temel ihtiyacın karşılanması için binlerce personel sahada görev almış durumdaydı. Depremin 12. saatinde 100 psiko destek ekibi depremzedelerle görev yapmaya başlamıştı. Depremin 48. saatinde binin üzerinde çadırın kurulumu sağlanmıştır. Depremin 72. saatinde 8 binin üzerinde personel ve 1200 araç sahada faaliyet halindeydi. Devlet İzmir'e ve İzmirliler'e sahip çıkmıştır. Çeşitli belediyelerden de çok sayıda itfaiye ve arama kurtarma ekibi çalışmalara katıldı. Tüm bu ekipler AFAD'ın koordinesiyle çalışmalarda yer aldı. Artık ülkemizdeki hiçbir afetin ardından "Nerede bu devlet" sesleri yükselmiyor. Çünkü devletimiz ilk andan itibaren bölgede yer alıyor ve çalışmaları yürüyor.  Şimdi depremin yol açtığı hasarların kalıcı telafisi için çalışmalar yürütüyoruz. Soğuğa karşı kalıcı konteynerler kuruyoruz. 1150 konutu kendi yerinde inşa edeceğiz. 3 binin üzerinde konut inşa ederek hak sahiplerine dağıtacağız. Türkiye'de de depreme dayanıksız binaların dönüşüm çalışmalarını hızlandırıyoruz. Rant yerine depreme dayanıklılığı öncelikli anlayışla bu şekilde hareket ettiğimiz sürece hedeflerimize ulaşacağımız açıktır.

 'HEDEF BÜYÜTEREK İLERLİYORUZ'

 Dünyada ve bölgede tarihi yapılanmanın sancıları yaşanıyor. Salgın bu süreci hızlandırmıştır. Türkiye'yi son 18 yılda tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma reformlarıyla tanıştırmış bir hükümet olarak ülkemizi yeni döneme hazırlanmanın en başta gelen görevimiz olduğuna inanıyoruz. Adı üzerinde değişim, dinamik bir süreçtir. Ortaya çıkan şartlara ve ihtiyaçlara göre yeni adımlar gerekir. Bunun için biz reform gündeminde hiç kopmadık. Dünyadaki gelişmelere uygun şekilde hep hedef büyüterek ilerliyoruz. Hukuk devletinden anladığımız mevzuat devleti değildir. Biz daima özgürlük eşitlik ve insan haklarına dayanan bir normlar sisteminin inşasının yanında olduk. Bizim anladığımız ve inandığımız adalet kavramı bir manaya ve bir işleve sahiptir. Medeniyetimizde adalet kavramı özellikle üstünde çokça durulmasının nedeni derin ve güçlü anlamdır. Eğimde fırsat eşitliğinin sağlanması, iş ve çalışma hayatında her türlü ayrımcılığın önüne geçilmesi adaletin gereğidir. Son 18 yılda adaletin tam anlamıyla tesisi ve yaşatılması konusunda çok büyük değişimleri hayata geçirdik. Meclis'imiz bu güne kadar stratejimiz kapsamında 3 yargı paketini kanunlaştırdı. Bu paketlerle çok önemli yeniliklerin hayata geçmesi sağlandı.

 'TÜRKİYE İÇİN FIRSAT PENCERELERİNİ KULLANACAĞIZ'

 Bilindiği gibi geçen hafta kabinemizdeki Hazine ve Maliye Bakanlığı'nda görev değişikliğine gittik. Affını isteyen Berat Albayrak'ın bu talebini kabul ederek Lütfi Elvan kardeşimizi görevlendirdik. Kurduğumuz güçlü üretim, ihracat ve istihdam alt yapısı en önemli görev ve ilham kaynağımızdır. Salgın sürecinin değiştirdiği ekonomik mimaride Türkiye için fırsat pencerelerini kullanacağız. Haklarımızı ve özgürlüklerimizi kullanacağımız bir vatana sahip olmak, ezanımızla bayrağımızla tüm istiklal mücadelemizle yaşamak önceliklerimizin en başında yer alacaktır. Bugüne kadar altını çizdiğimiz gibi özgürlük ve güven kavramlarını birbirine karşı değil birbirini tamamlayacak şekilde hayat bulmasını sağlamakta kararlıyız

KORONAVİRÜS SALGINI

 Koruyucu tedbirler kapsamında yürütülen aşı çalışmalarında umut verici gelişmeler yaşanırken, tehdit sürüyor. Sonbaharla birlikte yeniden tırmanışa geçen ölüm sayıları, Avrupa ve dünyanın pek çok yerinde tedbirlerin sıkılaştırmasına sebep oldu. Salgının seyri tırmanışını sürdürürse, hepimiz için can acıtıcı tedbirlerin tekrar gündeme gelmesi kaçınılmaz hale gelir. Türkiye olarak salgınla mücadeleyi ekonomimizi ayakta tutarak çalışmaları sürdürme görevimiz var.  Milletimizden bu fedakarlıkların boşa gitmemesi için salgınla mücadelede kurallara uyması ve daha fazla katkı sağlamasını bekliyoruz. Amacımız bir an önce ülkemizi bu salgın illetinden kurtararak hedeflerimize ulaşmaktır. Kabine toplantımızda yeni tedbirleri hayata geçirmeye karar verdik. Hafta sonları tedarik ve üretim zincirleri aksamayacak şekilde saat 10 ve 20 arası dışında sokak kısıtlaması uygulanacak. 65 yaş üstü için uygulanan sokak kısıtlaması 20 yaş altına da teşbih edilecek. Restoran, berber gibi işletmelerin çalışma süreleri saat 10 ve 20:00 arasında olacak.