RANT İLE SAADET ÇIKMAZ SOKAK!

Aslında ‘Parayla saadet olmaz’ diye bir deyim vardır. Paranın her şeyi çözemediğine, mutluluk yok ise hiçbir şeyin değerinin olmayacağını anlatan bir cümle. Kimimiz de aşk için söyleriz bu deyimi. Ama hayatımız her alanında geçerlidir. Oysaki parayı, pulu, malı, mülkü ve makamı görünce hep yanılsama içine düşüveririz.

Sanırız ki bu saydıklarımız bize mutluluk yani saadet getirecek. Yok aslında böyle bir şey. Geçmişte şarkı sözü bile olan bu deyim aslında bizim neren gelip nereye gittiğimizi anlatıyor. Lafın özü; eskiler ne söylemişse bugün al getir günümüze cuk diye manzara yerine koy. Bazen de bu gibi durumları biz gazeteciler fark eder ve yazılarımızı yansıtırız.

Yani ‘Perşembenin gelişi çarşambadan belli’ olduğu için bazı olayları önceden kamuoyuna aktardığımız oluyor. Tıpkı Lider Gazete’nin 21 Temmuz’da ‘RANT OYUNUYLA SAADET OLMAZ’ başlıklı haberi gibi!

Hani biz müneccim falan değiliz ama elimize gelen bilgilerle yaptığımız haberlerle geleceğe ışık tutuyoruz. Şimdi bu habere baktığımız zaman Korkuteli’nde yaşanacakları ‘Geliyor gelmekte olan’ misali anlatmışız.

Neydi bu haber? İddiaya göre, Saadet Partisi Meclis Üyesi Mehmet Manavoğlu,40 dönümlük tarım arazisini nüfuzunu kullanarak bölgede rant elde etmeye çalışıyordu. Hatta Manavoğlu’nun 800 bin liralık arazisini, konut arazine dönüştürerek 25 milyon liraya yükseltmeye çalıştığı öne sürülmüştü. Tabi bu konu hem büyük rahatsızlık vermişti.

Hem halk arasında hem de Korkuteli Belediye Meclisi Üyeleri arasında baya bir huzursuzluk çıkarmıştı bu rant saadeti. Birkaç gündür de Saadet Partisi’nde büyük hareketlilik yaşandı. Sonuçta, Saadet Partili meclis üyeleri Nazan Yavuz, Ese Onuk ve Celal Büyükyıldız partilerinden istifa etti. Gerekçe yok ama üçünün de niye istifa ettiğini herkes biliyor.

Demek ki RANT İLE SAADET OLMUYOR MUŞ! Er geç birileri gerçeği görüp buna tepki gösteriyor. Yan yana, kol kola aynı yolda yürüdüğünüz arkadaşınız bile olsa.

Tabi bu hareketler bana Yıldız Tezcan’ın ‘Parayla saadet olmaz’ şarkısını hatırlattı; “Param yok diye mi gittin ellere?/ Düşürdün beni sen dilden dillere/ Çalışır çabalar, beslerdim seni/ Muhtaç olmazdık hiç kimselere/ Bu dünya senin olmaz/ Ettiğin sana kalmaz/ Söylemiştim sevgilim/ Parayla saadet olmaz….Aldandın paranın tatlı rengine/ Bu dünya senin olmaz Ettiğin sana kalmaz/ Parayla saadet olmaz…”

Yazımın girişinde belirttiğim gibi al bu şarkının sözlerini, getir Korkuteli’ne. Saadet Partisi’nde yaşananlara şöyle bir bak ve filmin koptuğu yere manzara diye cuk oturt. Ha parayla ha rant ile. Yok aslında birbirinden farkı. Öylede böylede tek başına mutluluk getirmiyor ve SAADET olmuyor. Siz siz olun parasız ve rantsız mutluluğu tercih edin.

Çünkü RART İLE SAADET’in sonu ÇIKMAZ SOKAK.

BEKLENEN KARAR ÇIKTI

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın bitmek bilmeyen tartışmalı seçimi aslında bitti ama ne hikmetse bazı kesimler “YSK’nın gerekçeli kararı’ diye tutturdu. Çıktı işte o karar. Önceki akşam saatlerinde bu işin meraklıları gibi bizimde elimize ulaştı YSK’nın gerekçeli kararı. Sonuçta değişen bir şey yok. Ali Bahar’ın ATSO Başkanlığı tescillenmiş oldu.

Kararı okudum. Davut Çetin’e çıkan 59 oy pusulasından 56’sında yedek son sıradaki adayın üstünün çizilerek her birinde bir başka meclis üyesinin isminin yazılı olması, oy kullananın kimliğini açık etmeye yönelik bir işlem olarak değerlendirilmiş.

Yani bu gerekçe ile oylar geçersiz sayılmış ve YSK’da tıpkı Kepez İlçe 3. Seçim Kurulu gibi aynı kararı vermiş. Bana göre bu karar seçimde ‘HİLE’ yapılmış mesajını veriyor veya ben öyle anladım.

Tabi bundan sonrası seçimi kaybeden Davut Çetin’e kalmış. Ona AYM yolunu açmış bu karar. Çünkü 6’ya 5 alınmış karar. Şerh koyanların gerekçesi de bu kararda yer alıyor.

Tıpkı onlarda İl Seçim Kurulu’nun kararı gibi çizik atmanın veya başka isim yazmanın usulsüzlük olmadığını belirtişmişler. Ayrıca İl Seçim Kurulu Kararına karşı YSK’ya itiraz yolunun da kapalı olduğuna dikkat çekmişler.

Gördünüz işte bizdeki hukuk ve yargı kararını. En alttakinden en üstekine kadar kafaları karıştıran kararlar ve gerekçeler çıkıyor. Ben 17 yıldır yargı çilesini çektiğim için iyi bilir bunu. Lakin sonuçta dün elime bir karar geçti. AYM’ye yapılar bir başvuru ile ilgili. 2015 yılına ait bir karar. Yine YSK’nın kararına karşı yapılan bireysel bir başvuru sonucu.

Muhammet Emin KARAPAÇA, 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinde bağımsız milletvekili adayı olarak seçime katılmış ve seçimin tekrarını talep etmiş. AYM bu konuda karar vermiş.

“Anayasa’nın 79. maddesinde yer alan Yüksek Seçim Kurulu kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz hükmünün bireysel başvuruyu da kapsaması nedeniyle başvuruların kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.”

Şimdi, Davut Çetin’in başvurusu kabul edilir mi edilmez mi bilemem. Ben böyle emsal bir kararın. olduğunu da hatırlatmak istedim o kadar…